Mutsuz dünyanın, Mutlu Silivri'si

Salgın, ekonomi derken şimdi de televizyon ve internet aracılığı ile güvenli evlerimizde, rahat koltuklarımızda dahi huzurumuzu kaçıran savaşın yarattığı tehdit insanlığın gidişatına yönelik kaygıları beslerken, mutluluk namına elimizde kalanları da ateşli silahların namlusunda, patlayan bombalar yerle bir ediyor.
“Mutlu Silivri” misyonu ile çalışmayı kendine hedef belirleyenlerin işi ne kadar zora giriyor farkında mısınız? Dahası mutsuz bir insanı meydana çıkardığınız hizmet veya yatırımlar aracılığı ile mutlu etmenin güçlülüğü beliriyor. Çalışmaları gerçekleştirme maliyetleri artarken, olumlu etkileşim geri dönüşleri genel şartların etkisinde azalıyor. Çağımızın doyumsuzluğu, ne istediğini bilmeyen insan profiline bir de mutsuz insanı memnun etmek zorluğu ekleniyor.
Teknolojik gelişmeler ışığında her şeyin kolaylaşması beklentisine inat, en basit şeylerin bile zora koşulduğu bu hayat şartlarında Allah hepimizin yardımcısı olsun.
SİYASİ HAREKETLİLİK
Dünya hallerinden siyasete pek mecal kalmasa da o alanın aktörleri de sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyor. Kimileri daha az kimileri daha çok, güçleri ve iddiaları nispetinde halkın içinde ve odağında yer almak için çabalıyor. Silivri'de her daim belirleyici aktör yine de Belediye Başkanı olmayı başardı. Bu dönem de kaide bozulmadı. Yılmaz, ne zaman sahaya çıksa ona yetişmek için bir gayret, ne zaman kenara geçse siyaset de nadasa çekiliyor. CHP İlçe Başkanı Berker Esen'in diğer mevkidaşları arasında fark yarattığı açık. Kamuoyu oluşumu açısından İYİ Parti İlçe Başkanı Refik Bek'in hakkını da teslim etmek lazım. AK Parti'nin iktidar/muhalefet çekincesi arasında çoğunlukta genel siyaset ve İBB tandanslı çıkışları durumu kurtarmaya yetse de daha fazlasını vaat etmeye yetişmiyor.
Siyasetin tam anlamı ile doludizgin hayatımızın içinde yer alması için salgının bitmesi değil, bu kötü ekonomik gidişatın da rayına girmesi gerekiyor. Derken bir de savaş belası çıktı başımıza; en beteri de o…
İLETİŞİMİN ÖNEMİ
Hayatta yaşanan sorunların en önemli kaynağı “iletişim” bence. Tıptan bile önemli diyebilirim iletişim alanı için. İnsan bedeninde pek çok sağlık sorunu kendini doğru ifade edememesi ya da başkalarının yanlış iletişimlerine maruz kalması sonucunda ortaya çıkar.
Örneğin…
Bir AK Partili, mensubu bulunduğu siyasi oluşuma “AKP” denmesinden üst seviyede rahatsız olabilirken, siyaseti uzaktan izleyenlerin nazarında iki ifade arasında hiçbir fark bulunmaz.
Tarım arazisine yaptığı kaçak yapı yıkılan kişi için buna neden gördüğü kamu görevlisi acımasız bir düşman olarak görülebilir. Oysa uygulamanın kamu yararı ve toplum geleceği, aynı zamanda yasal açıdan zorunluluk olduğu ortadadır.
Bir kulüp, şehrin belediye başkanından maddi destek beklerken o yöneticinin aynı zamanda binlerce kaleme daha elindeki bütçeyi paylaştırması gerektiğini kolay kolay düşünemez. Düşünmek zorunda da değil çünkü onlar şehri değil, kulübü yönetmekle sorumludur.
İktidarlar muhalefetin çıkışlarına hak veremez, çünkü aynı şeyi biri kaybetmemek diğeri kazanmak üzere mücadele verirler vs…
Doğru iletişim sizi hedefinize, yanlış sözcük ve yaklaşımlar muhtemelen tercih etmediğiniz bir yere vardırır.
***
Başkasını değiştirmek dünyanın en zor işi. Bu yolda en önemli adım, hatta ön koşul da kendini değiştirmek…