Nabız yoklama...

Eski dostlarla yeni yılın ilk buluşması... Ufkunuzu geliştiren insanların hayatınızdaki varlığının kıymetini bilin. Pastalar, çikolatalar, limon kolonyaları; çok şükür kimse hasta değil, güzel günlerde yaşamaya devam inşallah : ))) Ayağınıza sağlık...
Siyasetin dışına çıkabilmek aktif siyaset tecrübesinden sonra kişilere çok faydalı şeyler katıyor bence… Zihninizi çevreleyen ideolojik çemberi, algınızı etkiyen politik süzgeci bir yana bırakınca birçok verinin size saf ve de gerçeğe daha yakın haliyle ulaşmasını sağlıyorsunuz. İdeoloji bir yanda ezbere bir algı kolaycılığıyla, düşünme tembelliğinizi özgür bırakıyor.
Tembel olmaya vesile olan özgürlüğe can kurban da hayatın gerçeklerini ıskalamaya başlıyorsunuz orası kötü… Çok şükür; sırf onların penceresinden dünya ve çevremde olup biteni değerlendirecek kadar hiçbir zaman o teslim olmadım dönemsel inançlarıma : ) İnsanlar değişirken, düşüncelerinin de bunun etkisini takip etmesi ve izlemesi lazım. Yoksa biz bir yöne, düşüncelerimiz başka tarafa savrulur toparlamak hak getire…
Kendini bile dakikada bir sorgulayan biri olarak başkalarına koşulsuz inanmak bana göre iş değil… Bu güvensizlik ile uzun yaşamam her halde ama konumuz bu değil… Hiç birimiz kazık çakmaya gelmedik bu dünyaya sonuçta. Vademiz dolunca elveda : (
Neyse ikisi çok iddialı yerel yönetim hedefleri olan isimlerdi 2009-2014 arasında; Yalçın Yönet ve Sezgin Emir… İkisiyle de aktif siyaset kimliklerine veda etmeleri sonrasında yakından tanışma şansım oldu çok şükür. Yoksa karışabilirdi belki kişilik ve siyasi potansiyellerine yönelik beklenti algısı… Siyaset hizmet etme sanatı olduğundan önce insan kazanma meziyeti : ) Yaptığı her işin hakkını vererek yerine getirme hususunda Sezgin Emir'in eline hiç birimiz su dökemeyiz herhalde. Aktif siyasetle birlikte emlakçılığa girişenleri biliyordum da sonrasında bu denli etkileyici bir duruş sergileyenler bambaşka.
Yalçın Yönet ile de aktif siyaset döneminde pek yıldızımız barışmadı nedense. Yaptıklarının çok azını anlamadım. Bence bir şeylerin yanlış yolda gittiği bugünkü konumundan da belli. Ama böylesi daha hayırlı oldu derse seve seve saygı duyarım.
Asıl her iki ismi Hürhaber çatısı altında birleştiren ve siyaset yerine kişiliği ile toplumda saygınlık kazanmanın önemini Silivri'ye anlatan Lütfü Vardar'dır… Bakmayın öyle sempatik, mülayim tavırlarına sert kayadır aslında : ) İnançlarını, aklının sezi ve vicdanını her şeyi üstünde tutan insanlara nasıl ihtiyacımız varsa siyasette o denli zordur bu ortamda barınmaları. Korkuyorum ‘bağımsızlık canına tak edecek' diye… Henüz tanıdığımız yerin dışında farklı bir konumda olmasına alışmak için yeterli vaktin dolmadığını düşünüyorum. Bir ağacı toprağından söküp başka yere taşıma vaktini ve koşullarını çok iyi ayarlamalısınız.
Velhasıl kelam bu üç adamın siyasetin nabzını, Silivri'nin gidişatı hakkındaki yorumlarını dinlemek bana çok iyi geldi. Sohbetti pek çok konuştuğumuz ama kamuoyuna aktarmak istediklerinde ne demek istediğimi daha iyi anlama şansınız olur.
Cumartesi günü İlknur Sönmez ile siyasi deneyimi üzerine konuşurken, çok acı bir itiraf geldi… Bana göre öyle en azından… “İnsanlar çabamızın farkında diye düşünüyorduk ama öyle olmadığını gördük” tarzında bir şey söyledi. Böyle olduğuna inanmak istemiyorum. Diliyorum ki her bir birey onun için gerek siyaset gerekse özel yaşantısında yapılanların farkında olsun. Sonuna kadar olup biteni, tüm gerçekliğiyle idrak etmiş olsun. Çünkü ancak o zaman sağlıklı karar verebilir ve duruş sergileriz. Yoksa gerçeği tam bilmeden, görmeden, anlamadan buradan yola çıkarak yaptığımız her şey en iyi ihtimale eksik, en kötü durumda hata olur…
Silivri'nin nabzını tutma konusunda çok faydalı oldu paylaşımlarınız. Bize değer verip bunları aktardığınız ve tüm içtenliğinizle, çekinmeden, art niyetsiz konuşabildiğiniz için teşekkürler; Lütfü Vardar, Yalçın Yönet ve Sezgin Emir : )))