Narinç: Tüm şiddet türlerinin ana kaynağı ekonomik

Narinç: Tüm şiddet türlerinin ana kaynağı ekonomik

27.11.2019 13:02:50

“Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Dünya nüfusunun hepsini kadınlar dünyaya getiriyor” diyen Silivri Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Gülgün Narinç, kadın konusunun belli günler değil yılın her vaktinde önemsenmesi gerektiğinin altını çizerken, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde bulunduğu değerlendirmede, “Temeline baktığımızda ekonomik şiddet çok konuşulmamakta. Derinlemesine düşündüğünüzde ise diğer tüm şiddetlerin ana kaynağın temelini oluşturmakta” tespitinde bulundu.

Silivri Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Gülgün Narinç, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde Küpe FM'de Turhan Alyakut tarafından sunulan Sabah Haberleri programına konuk oldu. Narinç, günün anlamına ve önemine uygun olarak ilçemizde Silivri Belediyesi, Kent Konseyi ve dernek olarak düzenledikleri yürüyüş ve panel hakkında bilginin yanı sıra günün anlam ve önemine ilişkin görüşlerini paylaştı. Narinç, Silivri Kadın Girişimciler Derneği'nin asıl kuruluş amacının kadının ekonomideki yerinin güçlendirmesi, üretkenliğinin arttırılması olduğunu, bunun için iş dünyasında iyi bir yere gelmesini sağlamak, finansal gücünü ortaya koyması için çalışmak, sıkıntılarını aşmak adına gücünü nasıl kullanması gerektiğini öne çıkarmak olduğunu dile getirdi.

“TÜM ŞİDDETLERİN ANA KAYNAĞINI EKONOMİK ŞİDDET OLUŞTURUYOR”
Turhan ALYAKUT: Kadınların maruz kaldığı ekonomik şiddeti nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuda dinleyicilerimize neler söylemek istersiniz?
Gülgün NARİNÇ: Aslında çok ilginç bir sözle başlamak istiyorum. Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Dünya nüfusunun hepsini kadınlar dünyaya getiriyor. Ama bu kadar etkin bir role sahip olmasına rağmen kadın hakları yetersizliğinin hala bütün dünyada konuşuluyor olması paradoks oluşturuyor. Şimdi baktığımızda aslında şiddeti ikiye ayırabiliyoruz; fiziki ve ruhsal şiddet. Fiziki şiddet, hepimizin bildiği somut verilerle ortaya çıkan şekli, ruhsal şiddet içinde de ekonomik şiddet yer alıyor. Temeline baktığımızda ekonomik şiddet çok konuşulmamakta. Derinlemesine düşündüğünüzde ise diğer tüm şiddetlerin ana kaynağın temelini oluşturmakta.
“KADINLARDAN BELİRLİ KALIPLAR İÇİNDE DAVRANIŞ BEKLENTİSİ YANLIŞ”
Kadının ücretsiz el işçiliği yapması bekleniyor ve bu aslında tanımlanabilir ekonomik şiddetin içinde yer alıyor. Aynı zamanda ev dışında maruz kaldığı o toplumda egemen olan ekonomik ve siyasal ideolojilerden de etkileniyor. Beklenen belirli kalıplar içinde davranması ve bu kapsamda yaşamaya zorlanmasıdır. Bunun ortadan kalkabilmesi de toplumu oluşturan tüm bireylerin hem farklılıklarının arttırılması, hem düşünce paradoksların ortadan kalkması, çelişkilerin olmaması, çünkü bir takım etkiler altında kalıyor. Cinsiyetçi davranış kalıbı oluşuyor. Bunu toplumsal kültür haline getirmememiz gerekiyor. Şu an biraz onu yaşıyor gibiyiz.

“ANNE ÖNEMLİ BİR ROL MODEL”
Genelde erkeğe aktif rol kılınıyor. Güçlü olması ve cesaretli olması öğretiliyor. Kız çocuklarına da daha pasif olmaları, söylenene biraz daha itaat etmeleri, daha dar kalıplar içinde yetiştirilmeleri öğretiliyor, sosyal faaliyetlere katılımları kısıtlanıyor hatta arkadaşlıkları bile denetleniyor. Bu konuda da en önemli rol model anne. Anne nasıl davranırsa kız çocuğu da onu rol model alıyor ve çaresizliği kanıksamış oluyor. Öğrenilmiş çaresizlikle baş başa kalıyor. Bunu ortadan kaldırabilmemiz için hep bu bilinçlendirme, paneller, sohbetler yapılmalı.

“KADININ TOPLUMSAL DEĞERİNİ 365 GÜN ÖNEMSEMELİYİZ”
Evet, 25 Kasım çok önemli bir gün ve çok önemli bir vesile, çok iyi değerlendirmek gerekli ama sürekli çevremizde bunu bir domino etkisi gibi yayıyor olmamız lazım. Kadının toplumsal yapı içinde görmüş olduğu ekonomik şiddet, erkeğin iş hayatındaki baskınlığı çok net şekilde hala görülebiliyor. Çevresinde daha iletişim halinde olduğu bayanlar, kendisinden daha alt statüde çalışıyorsa erkek için bir tehdit unsuru olmuyor ama eşi ondan biraz daha fazla kazanıyorsa her an onu bırakıp gidecekmiş endişesi yaşayabiliyor. Bu sefer de onu engelleyemediği için ekonomik yönden ruhsal bir baskı oluşturduğu için eş'te bunu engelleyebilmek adına fiziki şiddet başlıyor.

“GÜÇLÜ DEVLET POLİTİKALARINA İHTİYAÇ VAR”
Turhan ALYAKUT: Bu konuda öncelikle eğitimcilerin, annelerin eğitilmesi gerekiyor.
Gülgün NARİNÇ: Eşit işe eşit ücret olmaması çok net gözlemleniyor. Anneler çok önemli. Kız çocuğu açısından doğru rol model olabilmesi lazım. Erkek çocuk annelerinin doğru yetiştirebilme kalıbı adına daha farklı misyonları var. Aynı işi yapıyor olmalarına rağmen farklı ücret almak hala tartışılıyor. Sadece ülkemizde yaşanan bir durum değil. Bunu aşmak için güçlü devlet politikaları lazım. Hiyerarşik bakımdan düzey yükseldikçe kadınların sayısında azalış ortaya çıkıyor. Kariyer basamaklarını kadın çok net çıkarken o olan ama olmayan “cam tavan” evet çok çalışıyor ve çok başarılısınız ama bir yerde aşamadığınız bir şeyler oluyor. Bu cinsiyetçi kalıbın dışına çıkabilmek için kadın ciddi anlamda mücadele veriyor. Dünyada da bizde de durum böyle. Kadının önemini ve mücadelesini hatırlatmak adına bu günler var.
Haber Merkezi

YORUM YAP