Sevginar Sali

Ne festivalmiş…


Bu kadar çok etkinliği bir arada yürütmek marifet ister… Muhalefet boşuna, eleştirse de eğlence konusunda yerel iktidarın hakkını teslim etmiyormuş bir kez daha emin oldum. Bütün programları takip etmek zaten mümkün olmadı da, takip ettiklerim bile yetti…
Belediyenin ortaya koyduğu müzik zevkiyle halkın bu konudaki ortalama yaklaşımı tam uydu mu? Çoğunluğunu arabesk sevenlerin oluşturduğu tabana biraz marjinal kaçtı galiba sanatçı seçimleri! Halil Sezai neyse de, Mabel Matiz özellikle… Büyük umutların bağlandığı Gülşen’li gece de yağmurun azizliğine uğradı. Sabırsızlıkla ünlü sanatçıyı bekleyenlerin bir kısmı çil yavrusu gibi dağılmak durumunda kaldı bastıran yağışın etkisinde/ben de dahil olmak üzere… Ama her şeye rağmen Gülşen ve konserini izlemekten vazgeçmeyenler, festivalin son gecesinde eğlence beklentisinden vazgeçmeyenler de az değildi… Ve sanıyorum beklentileri karşılık buldu…
Ünlü sanatçılar kısmı bir yana yerel isimlerin sahne aldığı bölüme geçen yıla göre ilgide artış gözlendi, sahnede sergilenen performanslar da nitelik batımından çıtasını yükseltmişti. Festivalde sahne alacak olmanın etkisi diye düşünmek istiyorum.
Daha önceki yıllarda halkın ilgi gösterdiği programlara ağırlık verildi. Çeşitliliğin yanı sıra her Silivrilinin kendine uygun bulduğu ve katılım gösterdiği bir bölümü oldu etkinliğin. Silivri’nin dışından çok gelenler oldu mu? Bayram artı festival kalabalığımızda ciddi bir artış gösterdi. Silivri’nin kalabalık hallerini umutla bekleyenler kadar, bu durumdan sıkılanlar da yok değil… Birlikte yaşamanın sorumluluğu gereği iki kesimin hoşgörü ve anlayışta birleşme zorunluluğu kaçınılmaz.
Festivalin kapanış gecesinde konuşan Başkan Işıklar, etkinliğin amacına ulaştığını söyledi. Aksini iddia etmek için çok fazla gerekçe yok elimizde. Silivri’nin güzellikleri ve üretim değerlerini yaşatmak ve tanıtmak adına gösterilen bu çabayı kimi alenen kimi, içten içe de olsa herkesin takdir ettiğini düşünüyorum. Yani Silivri’yi kim yönetirse yönetsin bu tarz etkinlikleri yapmak zorunda. Işıklar, tarımsal, doğal zenginliğimizin yanı sıra hizmet sektörlerindeki gelişimi, potansiyelimizi de ortaya koymayı amaçladıklarını söyledi. Her iki konuya da hizmet eden festival etkinlikleri iç ile dış hedef kitlesine yeteri ölçüde ulaştı ve etki sağladı bence. Işıklar, Silivri ile ilgili yanlış algı ve yetersiz tanıtımı bertaraf etmenin çabası içinde çalışmalarını sürdürdüklerini belirtirken, tarım zenginliğimizin yanı sıra Cumhuriyet ve Atatürk değerlerine bağlılık anlayışını da bir kez daha ortaya koydu. Aydınlık yarınlar umudu, meydanlarda herkesin hoşgörüyle buluşup, özgürce yaşadığı kültürün geliştirilmesine yerel yönetim olarak gösterdikleri hassasiyeti anlattı.
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın konuşmasında en dikkat çekici nokta Bülent Arınç’ın kadınların kahkaha atmaları ile ilgili sözlerine yönelik gönderme oldu… Başkan Bey, "Kadınlarımızın şiddet ve tacize uğradıkları durumlardaki çığlıklarını duymayanlar, attıkları kahkahaları işitiyor” dedi ve kadına üretim sürecine, sosyal ile kültürel yaşama hiçbir ayrımcılığa uğramadan katılması ile ilgili önceliklerini vurguladı. Ancak kadınların özgürleşmesiyle gerçek anlamda bir toplumsal özgürlükten söz edilebileceğini ifade etti. Silivri’nin yağmalanan İstanbul bölgelerinden farklı olarak vaha gibi hoşgörü ve üretimin yanı sıra akıl ve de bilimle yönetilen bir yer olma özelliğini sürdüreceğini paylaştı.
Başkan Işıklar, festival sunumunu başarıyla gerçekleştiren Ömer Çetin’e, Halkla İlişkiler Müdürü Meral Türkmen Terlikçi, Zabıta Müdürü Selçuk Efe, Başkan Yardımcısı Bora Balcıoğlu, Kültür Merkezi sorumlusu artık Kültür Müdürü olan Duygu Kartal’a ve sürece katkı sunan herkese ve iştirakleriyle bu etkinliği daha da anlamlı kılan vatandaşlara teşekkür etti. Işıklar, Silivri’nin, bugün yaşayıp, sahip olduğundan, artık daha azı ve kötüsüne razı olmayacağını bir kez daha vurgulayarak sözlerini noktaladı...
İyi haftalar Silivri : )

YORUM YAP