Sevginar Sali

Ne yaşıyor ve neden ölüyoruz?

Elim yazı yazmaya varmıyor bu aralar…
İster siyasetten daha acil, can alıcı sorunların bağıra, çağıra olması gerekirken pisi pisine, sessizce ölümün en acı haliyle bize kendini gösterme ısrarından olsun…
İsterse de; politika hakkındaki gerçeklerin kuma yazılan yazılar hissiyatını her geçen gün daha uyandırmasından sebep sayın! Dakika başı değişiklik gösteren koşullar, dizginlenemeyen domino etkisindeki gelişmelerden yola çıkarak inşa edilen öngörüler kelebek ömründe seyrediyor…
Siyaset zemini her zamankinden kaygan, değişim isteği tüm vakitlerden daha çok.
Beklentiler gerçekleşmedikçe tepkiler daha da sert…
Annelerin yüreği kor olmuş yanarken, Türkiye gerilmekten havlu atmışken; Silivri'nin nesini yazmak, hangi meselesinin yanından usulca geçip gitmek gerek karar veremiyorum…
İpe sapa gelmeyen gürültülerimiz gündemi meşgul ederken, ıssız/sessiz kalan derin, can alıcı sorunlarımız var bizim… Yüksek sesle söylenen, şatafatla sunulan yalanlara karşılık, kendimize bile itiraf edemediğimiz gerçekler ne aklımıza, ne de buralardan kaçıp gitmeyi planlarken yanımıza alacağımız valize sığmıyor…
Doğru sevimsiz, yalanlar baş döndürecek kadar güzel…
“Yalandan da olsa söyle” diye haykıran çoğunluğa karşın, gerçekleri duymaya hazır bir azınlık halimiz!
Eleştirmeyi çok seviyoruz, eleştirilmeyi hiç!
Bildiklerimiz ne kadar övünç kaynağı ise, bilmediklerimiz o kadar üstü örtülesi, halının altına süpürülesi!
Sevmeyi bilmiyoruz, herkes bizi sevsin istiyoruz! Tepemiz atınca tereddütsüz meleği şeytana satıyor, haklı çıkmak yolunda etik engelleri bir bir, jet hızıyla aşıyoruz.
Emek vermeden, gözümüze kestirdiğimiz, elimizi uzattıklarımız bizim olsun bekliyoruz… Olmayınca fenalaşıyoruz!
Bir kötülüğü kınarken kendimizi başka bir tanesinin mimarı olarak veya içinde kaybediyoruz…
Sonra ‘Bu dünya git gide daha kötü bir yer haline geldi' diye söyleniyoruz…
Peki, daha iyi bir yer olması için sen ne yaptın?
Kötülüğün cüretini kayıtsızlıkla yaraşır şekilde besleyen cesaretsiz iyiliktir…

***

Uzun lafın kısası bugünden, yarına dair söylenecek sözlerin anlamına inancımı tazelemem gerek…
Şu anki aklım ve kafayla; tek emin olduğum şey kurduğum cümlelerin kifayetsizliği...

YORUM YAP