Silivri'nin durağın siyasetini, farklı şeylerin hareketlendirmesini beklerken, bambaşka konular gündeme geldi…
İYİ Parti'nin tek meclis üyesi Ümit Seçkin önce hastane sonra da Jandarma'da soluğu alarak; ilçe başkanı ve babası tarafından evlerinde saldırıya uğradığını iddia ederek şikâyetçi oldu.
Sevimsiz bir olay; içine aldığı herkes için, yaşandığı yer ve konum itibariyle de…
Ümit Seçkin'i, Ozan Ersaraç tanıtmadan önce Silivri'de kimse tanımazdı… Yine ilçe başkanının ısrarıyla seçilecek yerden meclis üyesi gösterildi… Belli ki Seçkin, Ersaraç'ı ikna etmiş, o da sahip olduğu siyasi krediyi kendisine kullandırtmıştı. Seçkin'in Silivri kamuoyunu ikna ederek çıktığı herhangi bir siyasi merdiven olmadığı gibi, kat ettiği bir mesafeden söz etmemiz de mümkün değil. Gelinen nokta; karşılıklı tehdit ve darp suçlamaları… ‘Tüm meclis üyeleri Silivri kamuoyunu ikna ederek mi listelere girdi?' derseniz en azından ilk dörde girmek böyle bir özellik gerektirir diye düşünüyorum…
Seçkin'in açıklamalarından sonra üzerinde ısrarla durduğu; “Sebebi ne olursa olsun darp, saldırı kabul edilebilecek şey değil” ifade ve düşüncesine sonuna kadar katılıyorum. Bu olayda tüm ayrıntılarının ötesinde öncelikle kabul etmemiz gereken konu bu…
Siyasi bir konunun ilçe parti merkezi yerine evde konuşulması yanlış…
İlçe Başkanının akrabalarının olaya dahil olması yanlış…
Anlaşamadığınız konu baktınız sarpa sarıyor; medeni bir biçimde noktalamak farz; yoksa yaşananlar daha da can sıkıcı bir hale böyle ışık hızıyla dönüşür…
Birçok kez karşılaştığımız ve yanlışlığı üzerine emin olduğum konudur; hangi kamu görevini üstlenirseniz üstlenin bununla alakalı sorumluluklarınıza dair açıklama yapmaya ya da müdahil olmaya bir akrabanız kalktığında işler raydan çıkar.
Bir gazeteci olarak bana yöneltilen eleştirilere şahsi tahammül düzeyim ile bunlara ilişkin annem, babam, ablam vs asla aynı olmaz… Onları bu işe karıştırdığınızda yaşadığınız sorunların daha büyüğüne davetiye çıkarttığınız kesindir.
Birinin iki dudağı arasına bağlı olarak bir şey olabileceğinizi sanıyorsanız; hiçbir şey olmadığınız gerçeği ile yakından yüzleşeceğiniz gibi, olup olmamayı hak ediyor musunuz kendi içinizde açıkça değerlendirmeniz gerektiği aşikardır.
Bir şey baştan yanlış başlarsa sonradan düzelme şansı çok zayıftır…
Doğru giden işleri bozmadaki toplumsal ustalığımızı düşünürseniz; hatalı başlangıçlara bel de ümit de bağlamayın derim…
Bu olayda iki ya da üç kişi arasındaki ilişkiler zarar görmekle kalmaz, İYİ Parti Silivri ciddi bir yara aldı, yol ayrımına girdi gibi… Parti ilçe başkanı ile tek meclis üyesi arasındaki sorun kamuoyuna mal olarak çözüm şansını yitirdi.
İYİ Parti'den milletvekili seçtirdikleri Hayati Arkaz'ı, MHP'ye haftasında kaptıran teşkilat, tek meclis üyesinden de olur diye bakıyor yaşananları değerlendiren çoğunluk, haklı olarak…
Okul sınavlarında dört yanlış sadece bir doğru görürürken, siyasette dört yanlış yıkıcı olabiliyor...
GÜNÜN SÖZÜ
“Dün sövdüklerini bugün Övenler
Dün övdüklerine bugün Sövenler göstermişlerdir ki;
Köpek her avcı ile ava çıkar...”
* Osman Bölükbaşı