Eğitim Sen Sendikası, İl ve İlçe Müftülerinin nikâh kıyabileceğine ilişkin düzenlemeyi çarpıcı veriler ışığında yorumlayarak “Derhal geri çekilmelidir” dedi.
AKP hükümeti tarafından, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunuldu. Tasarıya göre il ve ilçe müftülerinin nikâh kıyabileceğine ilişkin bir düzenleme getirildi. Söz konusu düzenleme Eğitim Sen Sendikası tarafından şu sözlerle yorumlandı: “Tasarıya göre il ve ilçe müftülerinin nikâh kıyabileceğine ilişkin bir düzenleme getirildi. Yine tasarıya göre bundan böyle sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılacaktır. Sözlü beyan, kız çocuklarının doğum yapmalarının takibini ortadan kaldıracaktır. Beyanın teyidi amacıyla mülki idare amirinin emriyle, aile hekimlerinin aracılığıyla araştırma yaptırılacaktır. Doğum bildirimi; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması halinde çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından yapılacak.
“LAİK DEVLET İLKESİ BİR KEZ DAHA TEHDİT ALTINDA”
Tasarı ile Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 22. maddesinde düzenlenen Evlendirme Yetkisi'ne sahip olanlar arasında il ve ilçe müftülükleri de eklendi. Hizmet gibi görünen gerekçelerle takdim edilen müftülük nikâhının resmileşmesi laik devlet ilkesini bir kez daha tehdit etmektedir. Amaç, medeni kanunun düzenlediği alanları dini kurallara dayanan bir sisteme dönüştürmektir.
“ÇOCUK İSTİSMANI MEŞRU GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
AKP iktidarı süresince toplumsal cinsiyet algısı giderek geleneksel, eril ve cinsiyet eşitliğini reddeden bir anlayışta derinleştiriliyor. Evlilik yaşı dinsel anlayış temelinde küçültülmeye ve çocuk yaşta evlilikler yoluyla çocuk istismarı meşru gösterilmeye çalışılıyor.
Erkek egemen düzende tek derdi aile kurumunu korumak olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Meclis komisyonları gece gündüz çalışarak aile içindeki şiddete, tecavüze, baskıya ve kadın katliamlarına rağmen ‘kutsal aileyi' ayakta tutma zorunluluğu bulmaya çalışırken, kadını toplumda sadece anne ve eş olarak tanımlayan politikalarına devam ettiğinin göstergesidir.
4+4+4 sistemi ile örgün eğitimdeki kız çocuklarının sayısında ciddi bir düşüş yaşanmış, çocuk yaşta evliliği teşvik eden düzenlemeler ile 2015- 2016 eğitim öğretim yılında binlerce kız çocuğu eğitim sisteminin dışına itilmiştir.
“CİNSEL SUÇLARLIN YÜZDE 46'SI ÇOCUKLARA KARŞI İŞLENİYOR”
Adalet Bakanlığı verilerine göre ise Türkiye'de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat artmıştır. Cinsel suçların yüzde 46'sı çocuklara karşı işleniyor. Her yıl gerçekleşen resmi evliliklerin beşte birinde 18 yaş altındaki kız çocukları evlendiriliyor. AKP, çocuk istismarını önlemek için politikalar geliştirmediği gibi konuyla ilgili istatistik tutmaya bile gerek duymuyor. Kadın örgütlerinin yaptığı istatistikler ve mahkemelere yansıyan olaylar neticesinde, MEB'in cinsel istismarı meşrulaştıran politikaları sonucu, 2017 yılının ilk yedi ayında 199 çocuğun cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı.
“SÖZ KONUSU TASARI DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR”
Eğitim Sen olarak, kadını ucuz iş gücü gören anlayışa, çocuk yaşta evliliklere, kadını eve kapatma, kadının özgür iradesini yok sayan, kadını aile içinde figüran olarak konumlandıran erkek egemen sisteme, uygulamalarına ve temsilcilerine bütün gücümüzle karşı çıkmaya devam edeceğiz. AKP'nin çocuklarımızın geleceğini karartmasına, kadın haklarını yok saymasına, kadınları eve ve ailenin içerisine mahkûm etmesine izin vermeyeceğiz. Söz konusu tasarı derhal geri çekilmelidir!”
Haber Merkezi