Hadi gelin bu aralar en çok merak edilen soruya yanıt bulmaya çalışalım.
“Cumhur İttifakı devam ediyorsa, aday tekrar MHP'den ve Volkan Yılmaz olacaksa AK Parti'den Silivri Belediye Başkan Aday Adayı başvuruları ne anlama geliyor?”
Ben bu soruyu Hasan Türkyılmaz'a yönelttim. Kolay bir karar olmadığını, 10 gündür düşündüğünü anlatırken, “Yönetimden birinin çıkması gerekiyordu. En uygun isim de bendim” dedi satır aralarında.
Kavaklı, Silivri Belediyesi, İBB tecrübesi, aktif ve toplumda sevilen bir kişilik uygunluğunu kimse tartışmıyor muhtemelen.
Türkyılmaz, Cumhur İttifakı'nın bu dönemki Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ı sevdiğini, başaralı bulduğunu da belirterek, “Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır. Amacımız asla zarar vermek değil. Kimsenin kalbini kırmak için de bu yola çıkmadık. Siyaset zaten çok zor bir iş. Önemli olan güzel hizmet ve yatırım imzaları bırakmak. Silivri'nin ileriye gitmesi için elimizden geleni yapacağız. Sonuna kadar yapıcı bir şekilde devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Türkyılmaz, “Cumhurbaşkanımız ve Cumhur İttifakı'nın kararı Volkan Yılmaz olursa, sonuna kadar yanındayız. İttifak kapsamında AK Partili bir isim adaylaştırılırsa, MHP'nin de bizim yanımızda olacağına inanıyoruz” dedi.
Türkyılmaz'ın aday adaylığı gerekçelerinden sonra Sami Barlas ile ilgili ‘AK Parti, bir aday adayı da meclisten çıkardı' demek ki diye düşünmesine düşündüm tabi… Ama Barlas'ın adaylık gerekçelerini tanımlayan farklı konular olduğunu siyaseti takip eden herkes tahmin eder. Görev beklentisi değil kastım...
Gelin ters bir mantık yürütelim. Şimdi “İttifak devam ederken, başarılı da bir belediye başkanı varken, AK Parti'nin aday adaylığı başvurusu kabul etmesi yanlış” diyenleri baz alalım. AK Parti “Silivri'de belediye başkan adayı başvurusu almıyorum” dese, bugün tarafına yöneltilen eleştirileri 100'le çarpın. Ne demokrasi tanımazlığı, ne diktatörlüğü, ne toplumun görüş ve isteklerine karşı duyarsızlığı kalırdı! Türkiye'yi 20 yıldır tek başına yöneten partinin, aday başvurusu almaması ne demek, siyasi jargonda oraya hiç girmiyorum bile. Bu kadar doğal ve aleni devam eden süreçte maraz aramanın sebepleri var tabi. Haklı ve uyduruk olmak üzere ikiye ayırabiliriz bunları da.
AK Partililerin kendi adayı ile seçime girmeyi istemesi değil, istememesi anormal olurdu.
2019'da Cumhur İttifakı'na seçimi kaybettirmeyecek kadar sadık kalabilmesi, hak ettiği değeri görmeyen bir başarı bence.
AK Parti'nin Silivri sınavı, seçimle de bitmedi, MHP'nin 4,5 yıllık iktidarında devam etti. Şöyle ki geçmişinde büyük farklılıklar ve çatışmalar barındıran iki teşkilatın, masayı devirmeden iktidar etmesi inanılmaz güç bir şeydir. Aynı teşkilat veya örgütün üyeleri, iktidara geldikten iki gün sonra düşman olurken, iki farklı teşkilatı iktidar ateşinin odağında dengede muhafaza etmek, hem çok emek, hem de büyük fedakarlıklar gerektirir.
Siyasetin doğasında yarış var, partiler arasında oluşan türünde ve bugünkü konjonktürde Silivri, çok güzel katkılar kazanıyor. Onun için şahsen partiler arası her türlü yarışı destekler durumdayım.
Bir sürü parti, birçok ilçe başkanı, onlarca meclis üyesi, birkaç tane başkan yardımcısı… Bunlar hep çoklu seçimlerimizden. Belediye Başkanını bir tane seçiyoruz belli dönemle. Onun omuzlarındaki yük bunun için daha fazla, sorumluluğu daha ağır. Yetişemediği, yanlış yaptığı, ihmal ettiği alanlar da olmuştur, öncekilerin de oldu, sonrakilerin de olacaktır. Bugün sahip olunan şartlarda en iyisini yapmak için iyi niyetle çabalayanlara destek olmak gelmiyor olabilir bazılarının içinden, toplumun geneli için köstek olmamayı başarabilirler biraz kendilerini zorlasalar.
İyi niyetle yapılan her şey katkıdır. Kötü niyet ise önce sahibini yok eder.