Kime "hangi partiye oy vereceksin" diye sorsam ya AKP, ya CHP, ya MHP diyorlar ve derhal ekliyorlardı: "İkinci oyum olsa Numan Kurtulmuş'a oy veririm".Bu cevaplar nedeniyle Numan Kurtulmuş hakkında yazmayı istemişimdir. Kısmet bu yazıyaymış.
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş kimdir? Entellektüel birikimi yüksek, akademik alanda kendini ispatlamış ve dahası siyasette pek az görülen, ikbal uğrana inandığı yoldan dönmeyen, bir siyasetçidir.Erdoğan'nın kendisine bakanlık dahil olmak üzere önemli makamları sunmasına rağmen AKP'ye geçmeyip yüzde iki oy almış bir partide yönetici olarak çalışmayı tercih etmesi, açık konuşalım, pek çoğumuzu etkiledi.
Son yerel seçimler öncesinde benimsediği anti emperyalist söylem kitlelerin beğenisini kazanıyor, özellikle AKP'ye yönelttiği seviyeli eleştirileri kamoyunda haklı yankı buldu. Örneğin durakta bekleyen türbanlı bayanlarla jeeplerdeki türbanlı bayanlar arasındaki farka dikkat çekmesi Saadet Partisi'ne en mesafeli kesimlerin bile takdirini kazandı. Çünkü bu örnekte başörtüsüne değil, muhafazakarların anlayacağı biçimde, gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekti Kurtulmuş.
Toplumda anti emperyalist söyleme duyulan ihtiyaca cevap veren Kurtulmuş demokrasi ve insan hakları bağlamında bir yeniliğe imza attı. İlk kez milli görüş geleneğinden gelen biri sadece başörtüsü ile sınırlı kalmadan eşcinsellerden işçilere, alevilerden hristiyan azınlıklara kadar toplumun her kesimi için haklar ve özgürlükler talebinde bulundu.
Bununların yanı sıra katıdığı programlarda hitabeti, karşıya güven veren tavırları ve somut eleştirileriyle iletişim stratejisini doğru kurdu. Kendisine yöneltilen eleştirileri vakur bir tavırla karşıldı. Eleştirilere cevap verirken üslup zerafetini hep korudu.
Böyle bir Numan Kurtulmuş pek çok vatandaşın ikinci tercihi oldu. Hatta oy vermeyi düşündükleri partilerine lider olmasını arzulayanlarını da gördüm.Eğer Numan Kurtulmuş, Erbakan ve Saadet Partisi polit bürosunu pasifize edebilirse Türk Siyasal yaşamında çok önemli yerlerde görebiliriz çünkü siyaset bilimi açısından bakıldığında bu ikinci oy çok önemlidir. Doğru zamanda doğru yerde ve doğru mesajla ikinci oyun birden birinci oy olması çok muhtemeldir
Son söz: Her sabah ilk olarak hala Milli Gazete'yi okuyan ve Milli Görüş'ün tepkilerine önem veren Recep Erdoğan, Kurtulmuş'a duyulan sempatiyi gıpta ile izlediğini düşünürüm. Tıpkı Oral Çalışlarların, Altan Kardeşler gibi eski solcuların Mahirleri ve Denizleri gıptayla izledikleri gibi...
SELAHATTİN YUSUF
İslamcı gelenekten gelen Selahattin Yusuf'u nitelikli televizyon programlarından olan "Meksika Sınırında" yaklaşımını beğenirdim. AKP döneminde muhafazakar kesimin genç figürü olarak kendisinden eleştirel tonlamaları duymak hoşuma giderdi.Sürreyya Sırrı Önder ve Tarık Tufan ile yapmaya başladığı yeni programı "Kafa Dengi" programını da takip ediyorum.
Geçen hafta "bu toprakların değerleri" adına sansürü savunduğunu duyduğumda kanımın donduğunu hissettim. Gerçi Sürreyya Sırrı Önder kendisine bir aydının vermesi gereken cevabı verdi.Ama bir cümle de ben edeyim: Kerameti kendinden menkullerin belirlediği "bu toprakların değerleri" üzerinden sansürü meşrulaştıran ey Selahattin Yusuf sana bile sansür uygulanmamalı.
Not1: Tartışma sırasında Süreyya Sırrı'nın kendine özgü konuşmasını tiye alma hevesini bu toprakların değerleri olarak görmediğimi bildirir, en kısa zamanda "genç, benzin" gibi kelimeleri için diksiyon dersi almanı öneririm.
Not2: Söz kampüsten içeri programında Bakan Ömer Dinçel karşısında kendini bir daha izlemeni dilerim.