XXXXX

Öğretmen Hassasiyeti!


Hasan Özvarnalı İlköğretim Okulu’nda görevli N. K. isimli öğretmen ile ilgili polis olan bir veliden sevimsiz şikâyet aldım. Polis yüzde 20 öğrenme geriliği olan 3’ncü sınıfa giden çocuğunun bu nedenle öğretmeni tarafından ilgisizliğe terk edildiğini belirtirken, sıkıntının devamında yaşadığı sorunları aktardı. Üst sınıflardan bir öğrencinin çocuğunu darp etmesine müdahale ettiği için öğretmen tarafından tepki ile karşılandığını anlatan polis baba, “Kendi sınıfından veya yaşıtı bir çocukla kavgasına tabi ki müdahale etmem. Ama kendinden yaşça büyük bir öğrencinin şiddetine mağdur kalan, korunmadığını gördüğüm çocuğum için müdahalede bulunurum” şeklinde hareketini savundu. Taraflar arasında bardağı taşıran son olayın ise babanın iddiasına göre; meslek seçiminde çocuğunun cumhurbaşkanı olmak istediğini söylemesi üzerine öğretmenin “Sen polis ol onlar salak oluyor” şeklinde konuştuğu ile ilgili çocuğunun anlattıkları.
Üçüncü sınıfa giden küçük bir çocuk tüm bunları uydurmadıysa, öğrenmen arkadaşımızın, yaptıklarının, davranışlarının hesabını verme zorunluluğu söz konusu.
Meslek sahipleri kendi içindeki olumsuzlukları herkesten önce kabul edip, otokontrolü, denetimi ve hatta cezai yaptırımlara tabi tutulmasını sağlamalı.
Zaten hayata kendi elinde olmayan nedenlerle eksik başlayan bir öğrenciyi dışlamak ya da daha az ilgi göstermek değil daha çok özenle kazandırmak da ailesi kadar öğretmeninin de görevi.

PROTOKOL TÖRENİ
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, bugün Meclis Salonu’nda düzenlenecek törenle saat 11.00’da Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ile ilçemizde Gençlik Kampı, Afet Müdahale Merkezi ve Kan Ünite Toplama Merkezi yapılmak üzere yer tahsis protokolü imzalayacak.

BIRAKIN HERKES DÜŞÜNCELERİNİ
ÖZGÜRCE SÖYLESİN!
Bir Murat Onkardeşler vakasıdır sürüp gidiyor. Genel Başkanlığını Deniz Baykal’ın yaptığı dönemde CHP’de siyasete başlayan, yetişen ve bilgi birikiminin zeminini burada atan Onkardeşler’in sosyal paylaşım sitesinden yansıttığı yorum Silivri Belediyesi ve Başkanına mal edilmek istenmekte, hesap sorgulaması tarzında bir yaklaşım söz konusu. Bütün belediye çalışanları veya CHP’lilerin partideki yeni süreci tartışmasız kabul etmesi bence sıkıntılı bir durum olurdu. Birileri bunu sorgulamış veya Deniz Baykal’a vefa duygusunun etkisinde yorum yapmış kime ne? Bu kadar irdelemeye ne lüzum var? Konuyu gündeme taşıyan Silivri İlçe Başkanını da, kalkıp da buna cevap veren Belediye Başkanımızı da anlamakta güçlük çekiyorum. Hiç başka dertleri kalmadı, Murat Onkardeşler’in görüşü ne kadar önemli bir şeymiş ki peşine düştük bu kadar. CHP’nin demokratlığı nerede kaldı? Yapılan komplodan rahatsız olan, sürece ilişkin kişisel sitesinde yorumunu paylaşanların takibini mi yapacağız? Baykal’ı bir kalemde silip, Kılıçdaroğlu’nu sırf umutlarımızı yeşerttiği için sorgusuzca bağrımıza basmamız mı bekleniyor? Genel Başkan olan insanlar hata yapmaz mı? Baykal yapmadı mı? Kılıçdaroğlu yapmayacak mı? Basın olarak herkesi sorgulamak işimiz olduğundan, farklı görüşlere katılmak değil ama saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. Baskıyla, dayatmayla, akıllarındaki soru işaretlerine cevap vermeden insanların inançlarını, tercihlerini değiştirmelerini istemek doğru bir yöntem değil. Başarılı olabileceğini de düşünmüyorum. İlçe Başkanımız ile Belediye Başkanımızın hiddetlendiği Onkardeşler yorumundan Kılıçdaroğlu’nun haberi olsa belki olgunlukla durumu irdeler ve genç partilisinin gönlünü alır. Ya da benim Kılıçdarlu’na biçtiğim rol bu şekilde.
Hepimiz aynı düşünürsek sorun çıkar. Farklı tatlara, seslere izin verin. Gençlerin görüşlerini de yargılamadan önce, tereddütlerini anlamaya, açıklamaya çalışın.
Haa! Diyorsanız ki Selami Değirmenci ile Özcan Işıklar arasında uzlaşmazlığın sıradaki kurbanı genç bir partilinin görüşleridir buna dünden katılırım. Kaldı ki CHP için çalışan, emek harcayan herkesin parti ile ilgili en azından görüşlerini ifade etmeye hakkı olsun! Sosyal demokrat CHP’de müsaade edin beyler. Selami Değirmenci daha düne kadar Baykal’ı eleştirirken, “Bu partide herkes düşüncelerini özgürce ifade edebilsin” diyordu. Sonuna kadar katılıyorum. Özgürlüğü sadece kendiniz gibi düşünenler için istiyorsanız olmaz. Onun adı en azından demokrasi olmaz. Bırakın insanlar fikirlerini özgürce söylesin, samimiyet kaybolmasın.
Kaldı ki bugün Baykal’ı bir kalemde silenlere Kılıçdaroğlu iyi dikkat etsin yarın onun için de aynı tutum içinde göreceklerinin izleridir bunlar. Değirmenci için söylemiyorum. O Baykal görevdeyken de dillendirdiği şeyleri arkasından da söyledi. İnsanlarının düşüncelerini değiştirmeye gücünüz yetiyorsa değiştirin ve kazanın, dillerindeki söylemleri farklı kılmak, akıl ile ağızdan çıkanlar arasında bağlantıyı kesmek başarı değil, baskıdır.

YORUM YAP