Okulların açılmasıyla birlikte hem çocukları hem de aileleri tatlı telaşlar sarar. Özellikle ilk kez okula gidecek olan bir çocuk ve ebeveynleri için bu heyecan daha anlamlıdır. Yeni bir çevreye girmek ve o çevreye ait kurallara uymak, her çocuk için farklı bir deneyim sürecidir.
Ebeveynlerin okulu nasıl algıladığı ve algılattığı, ilk günlerde yaşanılanların bir parçasıdır. Bazı çocuklar merakla o günü yaşamaya hevesli iken bazı çocuklar kimlerle karşılaşacağından, onu nelerin beklediğinden habersiz ve tedirgin olabiliyorlar.
Okulun ilk günleri çocuğun; okulunu, öğretmenini, arkadaşlarını yani yeni sosyal çevresini tanımaya ve buna uyum sağlamaya çalışırken zorlanması normal karşılanabilir. Oryantasyon dediğimiz bu süreçte çocuk, okula gidip geldikçe duruma alışmaya başlar. Ancak bu oryantasyon sürecinin uzaması ile çocuğun okula karşı direnç göstermeye başlaması okul fobisini işaret ediyor olabilir. Okul fobisi, çocuğun okula karşı geliştirdiği bir direnme hali; ısrarla okula gitmeyi istememe durumudur.
Okul fobisi yaşayan çocuk, okula gideceği zaman evde kriz yaratır; öfkelenir, ağlar, annesine veya bakıcısına sımsıkı sarılır, yemek yemek istemez, mide bulantısı, karın ağrısı gibi somatik belirtiler ve saldırganlık gibi davranışlar gösterir. Sözleriyle de okula gitmek istemediğini, öğretmenini ve arkadaşlarını sevmediğini veya okuldan korktuğunu söyleyebilir.
Okul fobisi daha çok okula yeni başlayan 5-8 yaş aralığındaki çocuklarda görülmektedir. 5 yaş öncesinde anneden veya bakım veren kişiden ayrılmak istememesi normal bir süreç olarak kabul edilebilir. Ancak 5 yaş öncesi anneden ayrılmaya yönelik sorun yaşayan çocukların bu durumu okula başladıktan sonra da devam ettirmesi ayrılık anksiyetisine bağlı olarak geliştirilen bir okul fobisi halini almaktadır. Ayrılık anksiyetesi 12 yaş altında, en sık saptanan anksiyete bozukluğudur. 3-4 yaşlarına kadar bir çocuğun anneden ayrılmaya, anksiyete tepkisi vermesi gayet normaldir. Bu yaş döneminde çocuklar ayrılıklardan, soyut düşüncelerin oluşturduğu belirsizliklerden, yalnızlıktan ve karanlıktan korkabilirler. Bu yaşadığı korkular bir bozukluk olduğu anlamına gelmemelidir. Çünkü çocuk doğru ebeveyn tutumları ile ebeveynden ayrışması sağlandıkça, başkaları ile ilişki kurmayı öğrendikçe anksiyetesi ile başetmeyi öğrenir ve bu tür korkuları çocuk büyüdükçe sönmeye başlar. Ancak çocukta ayrılma anksiyetesinin şiddetinin artması, anksiyetenin süreklilik göstermesi ve çocuktaki uyumun bozulması, Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu'nu akla getirmelidir. Aslında okul fobisi geliştiren bir çocuğun bu fobisinin altında ayrılık anksiyetesi yatmaktadır. Yani anneden ayrı kalma endişesi.
Okul fobisi yaşayan çocukların annelerinin en sık başvurduğu iletişim yöntemi kendi yokluğu ile çocuklarını tehdit etmeleridir. Örneğin; sözümü dinlemezsen annen olmayacağım, yemeğini yemezsen küserim, yaramazlık yaparsan evden giderim gibi çocuğa söylenen tehdit içerikli ifadeler çocukta ayrılık anksiyetesini başlatabilir. Ya da ebeveynler arasında yaşanan tartışmalara şahit olan çocuk bu tartışmaların sorumlusu olarak kendini görebilir, tartışma sonrası ebeveynlerden birinin evi terk edebileceği korkusu yaşayabilir ve anne ile babanın birbirine küseceği düşünceleri çocukta ayrılık anksiyetesini başlatabilir. Son olarak; aile üyelerinden birinin hastalanması ve ölümü ya da çocuğun hastalanması da ayrılık anksiyetesini başlatabilir.
Okul fobisi geliştirmiş olan çocuk için ebeveynler neler yapabilir?
- Öncelikle soğukkanlı ve sabırlı olmak gerekir. Çocuğun bu davranışları karşısında olumsuz sözler ve davranışlar ortaya koymamalıyız.
- Karın ağrısı, mide bulantısı gibi şikâyetlerinin varlığında çocuğu bir sağlık kontrolünden geçirmekte fayda vardır. Eğer bir sorun yoksa bunun stres kaynaklı ve geçici bir durum olduğunu çocuğunuza anlatın.
- Aile olarak onu yargılamadan anlayabildiğinizi ve bunu aşabileceğini ona hissettirin.
- Sorunu öğretmeni ve okuldaki rehber öğretmeni ile paylaşıp işbirliği yapın.
- Okulun kendi yaşıtlarıyla birlikte sosyalleşmek ve eğitim almak için sunulan bir imkân olduğunu çocuğun sakin olduğu bir zamanda anlatın.
- Çocuğun endişe duyduğu konularda, yine daha sakin bir zamanda konuşularak rahatlanması sağlanmalıdır.
- Anksiyete çok yoğun bir şekilde yaşanıyorsa ve çocuğun okula gitmesini engelliyorsa bu süreçte daha az bağımlılık hissettiği biri, okulda çocuğa eşlik edebilir. Okul ya da öğretmenle anlaşma yaparak bu kişinin okulda bulunma süresi aşamalı olarak azaltılmalıdır.
Okul fobisinin aylar sürmesi veya şiddetinin azalmaması durumunda, var olan ayrılık anksiyetesinin tedavi edilmesi için bir uzmana danışmak faydalı olacaktır. Aksi takdirde bu durum çocuğun hem akademik başarısını olumsuz yönde etkileyecek hem de yetişkinlikte bile ebeveynlerine bağlı, onlardan ayrılamayan; bağımsız olarak hayatına devam edemeyen bir birey olabilir.