Okuduğum kitaplardan daha çok şey kalsın aklımda istiyorum fakat olmuyor, o yüzden kitaplarla arası iyi olduğunu tahmin ettiklerimle sohbet ediyorum, samimi bulursam sorular soruyorum;
Nasıl okuyorsun?
Ben gibi önemli bulduğu bölümleri yazanlar var.
Önemli bulduğu bölümlerin altını çizenler olmadı fosforlu kalemle üzerini çizenler var…
Beğendiği bölümü ezberleyene kadar defalarca okuyan var!
Nerede okuyorsun?
Okuma işini ritüele çevirmiş adamlar, vakit, zaman denk düşünce, okuma odasına kapanıyor…Kaç kişinin okuma odası var?
Okuma koltuğuna kuruluyor…Üzerinde rahat bir şeyler olması elzem!
Rahatsız edilmemek için cep telefonunu kapatıyor, ev telefonunun fişini çekiyor, kapı zili yok zaten!
Yazları evin balkonunu mesken tutanlar, salonda yemek masasının müdavimleri, çek yat kahramanları, berjer kuşları, tuvalet kukumavları, havuz kenarcıları, plaj filozofları, kafeterya entelleri, bar sakallıları…
Spor salonunda eski bir tanıdıkla karşılaştık, böyle 'tanıdık' falan yazınca, uyduruyorsun mailleri alıyorum, bu kadar uydurabilsem, neden çorbayı gazozdan kaynatayım?
Oturur senaryo yazarım!
Neyse, ben soyunma odasına girerken Ufuk, eşofmanları çekmiş yürüyüş bandına niyetleniyordu, omzunda havlu, koltuğunun altında tuğla kalınlığında kitap görünce, kısa hal hatırdan sonra çektim aldım kitabı, ismi; 'Şeriat ve Kadın'…
" Yürürken okuduğunu anlıyor musun?" diye sordum
" Kafam dağılıyor" dedi!
Pedal çevirirken İngilizce kitap okuyan, esmer, kırk bilemedin kırk beş kilo bir kızcağız var, İngilizcem kıt olduğu için iletişim kuramadık henüz! fakat ilk fırsatta; "My name is Ali" deyip pedal ve cümleler üzerine sohbet etmeyi planlıyorum…
Gözünüzün önüne getirsenize sahneyi bisiklete binmiş, kültürel alt yapısı sağlam, İngilizce kitap okuyan, spora meraklı bir kızcağız…
Doğal olarak ilgi çekiyor, benzer amaçlarla salona gelmiş, abazan tepe sakinlerinin merakını cezbediyor…
Kimdir? Neyin nesidir? Parmağında yüzük yok acaba erkek arkadaşı var mı?
Ne iş yapıyor?
Park yerindeki hangi araç onun?
'Gizem' ve 'merak' kavramlarının abazan tepe sakinlerinin kimyasını bozduğuna, Çernobil kazazedesine çevirdiğine defalarca şahitlik etmişliğim var.
Belirtileri aktarıyorum;
Kümese giren horoz edası ile karnı içeri çekip gezmeler, tuvalette saçları ıslatıp gelmeler…
Aynalardan kesmeler…
Yan bisikleti kapmaya çalışmalar, kapınca sanki olan bitenle alakası yokmuş gibi; cep telefonunun kulaklığından müzik dinlemeler, çalan yabancı şarkıya sözde farkında olmadan yüksek sesle eşlik etmeler!
Tesadüfen! James Blunt çalıyor…
Şarkı?
You're Beautiful!
Eşlik edilen ve mesaj içeren bölüm;
You're beautiful, it's true
I saw your face in a crowded place,
Doğru.Sen güzelsin!
Kalabalık bir yerde yüzünü gördüm…
Kriptoyu çözene kadar yaptığım gözlem ve araştırmalara saygı göstermenizi rica ediyorum!
Ne taktikler, ne çalımlar…
Kız bir gülümsesin, mesajı aldığını belli etsin, biri ile konuşsun …
Kırk beş kiloluk gizem yumağının okuduğu kitap; Sun Tzu'nun, The Art War'ı…
Zeyna yani!
Şekerpare göbekli Herkül'ler şansını denemesin de ne yapsın?
