Ne niyetlerin ortaya konması, ne hedeflerin açıklanmasına şahitlik ediyoruz, başka kişilerin yanlış ve doğrularını eksiksiz tespit ederken, kendimizde olanlara olağanca körlükle yaklaşabiliyoruz…
İnsan başkalarının gerçeklerine ne kadar ayan beyan olabiliyorsa, kendikilerine o denli körlük içinde hareket edebiliyor…
Okuyarak, araştırarak, gözlemleyerek pek çok şeyi öğrenebilirsiniz ama en büyük ve iyi öğretmen tecrübedir. Tecrübe ile öğrendiğiniz bilginin sağlamlığı diğer tüm yöntemlere göre üstündür. Çünkü bedeniniz ya da düşünceniz ya da hislerinizde izi vardır…
Onun için çocuğunuzu yanlıştan korumak için telkinde bulunmak yerine bazı şeyleri yaşayarak tecrübe edip, ikna olması konusunda serbest bırakmanız gerekebilir…
Yanlış bir yol ve muhtemelen şimdi olmasa bile zaman içinde olumsuz sonuçları ile yüz yüze kalacağınız şeyi bugün çok da yapmak istiyorsanız, içinizde kalacağına tecrübe edip bedelini ödeyin.
İnsanın hatalarının bedelini ödemesi hususunda yeteneğini geliştirmesi de önemli!
Bence en önemlisi de ne biliyor musunuz? Hata yapma konforunu yaşamlarımıza dahil edebilmiş olma yeterliliği… “Aman canım sağ olsun giden para ya da mal olsun” diyebilmeliyiz… Her kaybettiğimiz ya da olmasını isteyip de olmayan şeyin arkasından üzülme oranınız; kişisel yeterliliğiniz ile alakalı…
Hiç üzülmeyen ya da dizlerini dövmeyen biriymişim izlenimini vermek istemiyorum : ) Genelde ‘Oh iyi oldu sana akıllanırsın inşallah' diyenlerdenim ben; itiraf ediyorum…
“Bizi öldürmeyen acının daha güçlü yaptığı” klişesi bayat olduğu kadar gerçek…
Hayatında bir kez seçim kaybeden, beş defa kaybedenden daha çok üzülüyordur… Daha çok kaybedendeki cesarete bakın; kaybetmiş pes etmemiş, bir daha kaybetmiş yine pes etmemiş vs... Bir kez kaybedip kabuğuna çekilenler kendine telafi şansı bile vermemiş! Bu durumda insanın içine öyle bir öküz oturur ki önüne dünyaları serseler iflah olmaz…
“Mutlu olduğunuz zamanlarda çok güzel göründüğünüzü hiç hissettiniz mi? Oysa sizin bakış açınız dışında gerçekte hiçbir şey değişmemiştir” diyor Judi James…
E, o zaman şu veya buna sahip olmak için uğraşmak yerine mutluluğumuza yatırım yapalım... Nasıl olsa elimizde olan ile olmayana yönelik bakış açımızla durumu kurtarırız…
Siz mutlu ve huzurlu olun, bakın imza attığınız her şey nasıl birden bire farklı bir güzelliğe ve özelliğe kavuşacak.
Nedense bir anda birçok şey gözüme daha renkli göründü : ) Sizde de aynı etkileri yarattığımı ümit ediyorum...
Bu dünyada sahip olduğunuz en değerli şey hayatınız; bence herkesin en önemli görevi de onu dilediği gibi yaşaması!
Olduğu kadarına şükredin, olmayana üzülmek yerine...
GÜNÜN SÖZÜ
Seni sende olmayan meziyetlerle öven bir insanın...
Bir gün seni sende olmayan hallerle kötüleyeceğinden şüphen olmasın.
*İmam Şâfiî