“-“Olduğun yeri sevmeden olmak istediğin yere gidemezsin” dedi Bilge.
‘Olduğum yeri seviyor olsam, olmak istediğim tek yer burası olurdu zaten' diye yanıtladım.
Anlayışla gülümsedi ve en baştan kısaca tekrar anlattı.
-“Olduğun yeri sevmelisin çünkü orası olabileceğin en iyi yer ve bunu anlamadan ileri gidemezsin. Geçmişinde söylediğin veya yaptığın şeyler seni buraya getirdi, bundan daha iyi bir başlangıç noktası olamaz, çünkü buradasın.”
‘Ben öyle düşünmüyorum, daha farklı davransaydım daha ileri bir noktada olabilirdim. 5 yıl önce bugünkü aklım olsaydı varmak istediğim yere belki de çoktan varmış olurdum.'
-“Bugünkü aklım dediğin şeyin önemli bir kısmı son beş yılda şekillendi, son beş yılda öğrendiklerini senden geri alsam ve seni zamanda beş yıl öncesine geri göndersem muhtemelen yine aynı şeyleri yapar ve üç aşağı beş yukarı aynı yolu izlerdin.”
Düşündüm, Bilge haklıydı, ama yenilgiyi bu kadar çabuk kabul etmek istemiyordum.
‘Ya benim sahip olmak istediklerime doğuştan sahip olanlar ya da çok genç yaşta kavuşmuş olanlar?' diye sordum.
-“Herkesin yolculuğu farklı, seninki de öyle, bu bir yarış değil. Hayal ettiğin her şeye zamanla kavuşacaksın, sabırlı ol ve keyfini çıkar. Unutma, zamanı gelince meyveler olgunlaşır, dallar eğilir, senin olan sana gelir. İyi ki her istediğin henüz gerçekleşmemiş yoksa gerçekten çok sıkıcı bir hayatın olurdu. Hayatta tek bir gerçek başarı vardır, o da öğrenmek ve kendimizi geliştirmektir, buna son verdiğimizde yaşamaya da son veririz aslında farkında olmadan.”
‘Başarılı olmak için dua ediyorum ve sahip olduklarıma şükrediyorum.'
-“Dua ettiğin şeyler gerçekleşmiş gibi şükretmelisin, bunu unutma”
‘Yapmak istediği çok şey var ve zaman çok kısa' diye son bir serzenişte bulundum.
-“Zaman izafi bir kavram, bazen az bazen çok, olduğun yeri seversen olmak istediğin yere daha hızlı gidersin” dedi ve geldiği gibi aniden ortadan kayboldu.”
* Mert Çuhadaroğlu
***
Pek çoğumuz bulunduğumuz yerden ‘memnun olmamak' olmasa bile daha iyi yerlerde olmamız gerektiğini düşünür, mevcut durum ile aradaki farkın yarattığı boşluklarda mutsuzluğun eşiğinde buluveririz kendimizi... İstediğimiz şeylerin yarattığı mutluluk da çoğu zaman hiç öyle düşündüğümüz gibi uzun sürmez zaten! Çünkü sonsuz veya sürekli mutluluk diye bir şey yok, devamlı mutsuzluk da aynı şekilde... Her iki durum ile ilgili de “Var” diyenlerin etrafındaki ve onları seven insanları endişelendiren bir sorunları ve de yardıma ihtiyaçları söz konusu bence.
İstediğiniz şeyi başardığınızda da bunun iyi etkileri olduğu gibi sizlere olumsuzluk yaşatacak sonuçlarıyla da tanışmanız çok fazla zaman almayacaktır. Belli bir yaştan sonra etrafınızdaki insanların “Hayırlısıysa olsun değilse olmasın” deyişlerine dikkat edin. Öncesinde ‘illa olsun' şeklindeki tutturma zaman içinde kaybolur...
KAYIPSIZ NİCE YILLARA
Dün Jandarma Teşkilatının 177. kuruluş yıldönümüydü. Onların da kuruluş yıldönümü kutlayacak hali kalmadı muhtemelen son olaylardan sonra... Önümüzdeki süreç için kayıpsız bir görev dilimi diliyorum. Şehitlerimizi saygıyla anıyor, gazilerimize sağlık, görev başındaki mensuplara kolaylıklar temenni ediyorum.
RAMAZAN KOLİSİ
Kızılay Ramazan ayında yardıma muhtaç kişilere dağıtılmak üzere birçok ürünün bulunduğu gıda paketi hazırladı. Ramazan ayının coşkusunun her eve girmesi, her hanede sofraların bereketle kurulması için Ramazan kolisine yardımseverlerin en içten duygularını ekledi.
Siz de Ramazan kolisi bağışında bulunarak, ihtiyaç sahiplerine bu Hilal'in altında elinizi uzatın. Daha fazla bilgi için Silivri Kızılay Şube'sini 727 17 59 nolu telefondan arayarak Başkan Erkin Erkuş'a ulaşabilirsiniz.
