Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Selami Değirmenci- Abdullah Yıldırım ve Ömer Çetin arasındaki buzları eritme kararlılığında önemli bir adım attı. Bu adımın arkasından ne gelir, kimler gider zaman gösterecek. Ama herkesin belli bir fedakarlık ortaya koyma gerekliliği ortada. Bunu önce Silivri sonra CHP için yapma zorunluluğu gün gibi aşikar. Direnmek, inatlaşmak düşman sevindirmekten başka bir işe yaramaz. Ayna davaya hizmet eden insanların fikirleri farklı olabilir ama uzlaşacakları noktalar da mutlaka vardır. Yoksa ciddi bir samimiyet sorunu söz konusudur. Farklı düşünebilir, tartışa da biliriz pek çok konuda ama Silivri için en iyisini yapma gayreti iktidar yetkisi verdiğimiz insanlarda öne çıkan tek özellik olmalı. Bunun dışındaki her belirti önce sahibine zarar verir sonra kamuoyundaki imajlarını kemirmeye başlar.
DEĞİRMENCİ VE KARAKAŞ’IN
YARATTIĞI HEYECAN VE YAŞADIĞI
KİMLİK BUNALIMI
Silivri’de uzun bir zamandır CHP ve AKP dışında yerel iktidara ciddi şekilde alternatif olduklarını ortaya koyan siyasi bir çalışma yok maalesef. Yine bu iki parti teşkilatı ilçe yönetimlerindeki değişikliklerin ardından gündemdeki yerlerini koruyor. İlçe Başkanları Silivri siyasetinin geçmişten bu yana tanıdığı iki isim ama yeni görevlerinde kısa zamanda hoş bir heyecan yarattılar. Silivri siyasetinde geçmişi olan Değirmenci ve Karakaş, geleceğe de adını yazdırma hedeflerinde dikkat etmeleri gereken en önemli unsur hırslarının, zekalarından önde gitmemesi ile ilgili. Siyasette insanların doyumsuzluğu daha da net ortaya çıkıyor sanki. Normal yaşantısında her zaman daha fazlası için çaba sarf etmekten kendini alamayan ademoğulları, siyasette elde ettikleri ne kadar önemli olursa olsun, hep daha büyük kazanımların peşinde koşuyor. Hedefin zorluğu bu iki siyasi aktörümüz için mücadele azmini kamçılayan bir unsur. Pek çokları onların yaşadıklarını yaşasa arkasını dönüp gider siyasetin kapısını bile çalmadan, bu iki isim yüzüne kapanan kapıları her şekilde açma becerisine sahip olduğunu kanıtladı.
Değirmenci gibi Karakaş da bu aralar kimlik bunalımı içerisinde. Değirmenci, yıllardır başkan yardımcılığını yapmış kişinin başkanlığına kendini alıştırmaya çalışırken, Karakaş da meclis üyesiyken partisinin ilçe başkanı olmasıyla ile ilgili kimlik bunalımı yaşıyor. Değirmenci belediyede olup biten her şeyi sorgulamasının yanlışlığının farkında olarak kendini dizginlemeyi tam başaramasa da uğraş veriyor. Karakaş ise meclis kürsüsünde grup sözcüsü olarak söz alarak siyaset yapma yanlışına düşmekten kendisini alamıyor. Bu yanlışa son bir yıl içinde düşen düşene de bu yüzden kimsenin birbirine söyleyecek sözü kalmıyor.
Ben gelecek günlerin bugün yaşadığımızdan daha iyi olacağı iddiamı sürdürüyorum. Herkesin de hataları kadar emeklerinin de karşılığını alacağı gerçeğini kimsenin göz ardı etmemesini hatırlatmak istiyorum.
FİDAN, ESNAFIN TALEPLERİNE
HASSASİYET GÖSTERECEKLERİNİ
SÖYLEDİ
Silivri Emniyet Müdürü Tahsin Fidan ile dün “Trafik cezası” başlığı altında aktardığım esnaf sıkıntıları hakkında görüştük. Fidan, esnafın hassasiyetlerini dikkate alacaklarını belirterek, beklentiler ile ilgili yüreklere su serpti. Emniyet halk ile işbirliğine verdiği önemi her fırsatta ifade ederken, buradan gelen talep ile isteklere duyarsız kalması beklenemezdi zaten. Bu arada şehir içi trafik kontrol noktasının genelde E-5 kenarında yapılacağı sadece İş Bankası önünde şehir içi düzenleme açısından sürdürüleceği belirtildi. Emniyet Müdürümüze esnaflar adına gösterdiği hassasiyet için teşekkür ediyorum.
İYİLİK İÇİN SÖYLENEN YALAN
Vaktiyle bir padişah, ellerindeki esirlerden birini, diğer esirleri kışkırtıyor, isyana teşvik ediyor, diye cezalandırmak istedi Bu tür suçların cezası da idamdı Esir bunu bildiği için, “Ölümden öte yol yoktur” felsefesiyle, kendi dilinde padişaha sövüp saydı, iyice içini döktü
Padişah esirin dilinden anlayan bir vezire, “Neler söylüyor bu adam?” diye sordu Vezir, temiz yaratılışlı, iyilik yanlısı biriydi Esirin küfürler savurduğunu değil de “Ben bir hata ettim bir padişah olarak sana yakışan ise affetmektir Allah da bağışlamayı ve bağışlayanları sever, diyor” dedi Vezirin bu sözleri üzerine padişah merhamete geldi ve esiri affetti Fakat esirin dilinden anlayan kötü yürekli bir başka vezir müdahale etti:
- Padişahım, bu esir söylenenlerin tam tersine size en ağır küfürleri savurdu, ağzına geleni söyledi dedi
Padişah yerinde bir soyluluk gösterisinde bulundu Kötü yürekli vezire hitap ederek, “Önceki vezirimin söylediği yalan, senin söylediğin doğrudan daha çok hoşuma gitti Senin gammazlığına itibar etmiyorum” dedi ve af kararını geri almadı
İYİ HAFTA SONLARI!