Her belediye başkanı, kendi şartlarında değerlendirilmeli ancak öncesi ve sonrası kıyaslamalarından onu kurtaracak reçeteyi yazacak doktor da ilaç da yoktur.
Volkan Yılmaz da iktidarının ilk yıllarında önce Özcan Işıklar'ın gölgesinden kaçmaya, kurtulmaya çalıştı. Ne kadar beyhude bir uğraş içinde olduğunu anlamasını beklerken, daha büyük bir ‘belaya' kendiyle yarışmaya girişti. 15 yılda yapılacak işleri, 5 seneye sığdırdığı için yönettiği şehre maksimum faydayı sağladı diyebiliriz. Yerel yönetim serüvenine bir nokta mı koydu, ara mı verdi onu zaman gösterecek.
Aynı zamanda…
*AK Partililere, iddia ettikleri gibi; Hükümet yatırımlarının Volkan Yılmaz'ın yüzü suyu hürmetine gelmediğini, kendileri tarafından aynı şekilde sürdürülebildiğini kanıtlamak için bir argüman kapısı açtı.
*CHP açısından İBB'nin siyasi iktidar aynılığı durumunda Silivri'yi nasıl ihya edebildiğini kanıtlamak için de uygun bir sürece girdik.
Silivri'de oturan Belediye Başkanlarını bile seçimi kazanamadıkları zaman şöyle birkaç ay gören olmaz en yakın çevreleri dışında. Yılmaz, çarşıda, pazarda, düğünde, cenazede bulunmaya, nezaket ziyaretleri yapmaya devam ediyor. Önemli günlerde kamuoyu açıklamalarını sürdürüyor. Yeni iktidarın her baktıkları yerde, imza attığı eserleri görmesiyle yetinmiyor, gözünün kulağının Silivri'de olduğu gibi nefesini de enselerinde hissetsinler istiyor gibi.
Bora Balcıoğlu'nda Volkan Yılmaz'ın ilk adaylık hallerindeki nezaket, hoşgörü ve iyimserliğin aynısını görmek mümkün. İktidar, güç, yetki, sorumluluk ile sınanmayan siyasi naifliğin hoşluğu.
2019 yerel seçimleri öncesinde CHP'nin 10 yıllık belediye başkanı Özcan Işıklar'a belediye başkan aday adaylığı bayrağını açtığı zamanlarda Balcıoğlu ile bir görüşmemiz olmuştu; kaskatı kararlılığına ne denli hayret ettiğimi dün gibi hatırlıyorum. Aday adaylığı duyumlarının ardından Işıklar'ın ne yayıp edip Balcıoğlu'nu bu sevdadan vazgeçireceği düşünüldü. Işıklar'ın ikna kabiliyetini bilenler bilir. Balcıoğlu aday adaylığından vazgeçmedi, vazgeçirilemedi! O zaman adaylık yarışını kazanarak değil belki ama Işıklar'ın liste başı olarak önemli bir siyasi hamle gerçekleştirdi. Halkta karşılık, alternatifli adaylık kozu (CHP bölünürse kaybeder) ve mevcut iktidarın zayıf yönlerini kendi avantajına dönüştürme yaklaşımı Balcıoğlu'nun gözettiği, genel siyaset konjonktürü ile tam isabet ettirdiği seçilme stratejileri oldu.
Başkan olarak kadrosunda liderlik konumunu kesecek, gölgeleyecek kimseye yer vermedi. Siyasette her dönem geçerli akçe olup hayata geçirilmesi zor olan yeni yüzler, gençler, kadınlar vurgusuyla hareket etti. Önemli isimler yerine sıradan kişilerle yol yürümeyi seçti. Kişinin önem derecesi artarken kıskançlıkla aşağı çekilme içgüdüsü de devreye geriyor. Bu arada Balcıoğlu'nun meclis üyelerine ufaktan, “Meclis toplantıları dışında belediye koridorlarında dolaşan meclis üyeleri istemiyorum” uyarısını yaptığı da konuşuluyor. 3-5 kişi olsa fark edilmez de dile kolay 21 tane, ikisi siyasi başkan yardımcısı oldu zaten mesaileri belediyede, sözü geri kalanlar için olsa gerek.
Balcıoğlu'nun Belediye Başkanlığı hakkında yorumda bulunmak şimdilik zor, daha bir ayı bile dolmadı. Ama şunu söyleyebiliriz hayatının fırsatını doğru kullanırsa 2-3. dönemlerini de görür. Başarılı olmazsa en büyük rakipleri kendi mahallesinden çıkacak. Başarısız olursa CHP'nin yerel iktidar vuslatı bir dönemle sınırlı kalacak! İşte o zaman artık güneş MHP'yi mi, AK Parti'yi mi ısıtır, başka şeyleri mi konuşacağız göreceğiz.
Sol bir iktidarın yıllardır devam eden özlemi ile iyimserliğe kapılmak kolay, hatta keyifli de olabilir. 4,5 yıl daha genel iktidarı elinde bulunduran AK Parti'nin, belediye yüklerinden kurtulmuş olarak, “Bizi beğenmiyor musunuz, alın bir dönem CHP'yi de tecrübe edin sonra genel ve yerel seçimlerde tekrar görüşelim” siyasi riskinden ekonomiyi aslında demokrasiyi toparlayarak çıkarsa bir dönem sonra çok farklı şeyler konuşmak zorunda kalacağımızı da hesaba katmalıyız. İktidarın siyasi kadrolar üzerinde yarattığı rehavete en iyi ilaç muhalefet olmaktır. Buradan da dönülemezse sonuç tepetaklak yok olmaktır.