Önder: Avrupa’da 2. dünyada 6.’yız

Önder: Avrupa’da 2. dünyada 6.’yız

19.12.2019 10:34:34

Lux Plastik Genel Müdürü Burak Önder, üretim başarıları ve çalışmalarını İş Dünyası programında anlattı.

Lux Plastik Genel Müdürü Burak Önder, KÜPE FM'de yayınlanan “İş Dünyası” programında Turhan Alyakut'un bu haftaki konuğu oldu.

Turhan ALYAKUT: “İş Dünyası”nda en genç konuğumuzla birlikteyiz. Allah bağışlasın üç çocuğunuz var. Hem iş hayatı, hem ev hayatı, hem çocuklar… gençlik enerjisiyle sanırım hepsine yetiyorsunuz.
Burak ÖNDER: Kesinlikle öyle, hepsinin ayrı keyfi ve hazzı var. Çocuklarımla ve ailemle az da olsa kaliteli zaman geçirmeyi önemsiyorum. Malum iş hayatımız var. Onun yanında sivil toplum örgütlerinde görevlerimiz var. Hepsini dengeli bir şekilde yapmaya çalışıyorum.

“PLASTİK SEKTÖRÜMÜZ ÜRETİMDE AVRUPA'DA 2., DÜNYADA 6. SIRADA”
Turhan ALYAKUT: En çok sizin sektörde çalışanları ağırladık, bu da şöyle bir algı yaratıyor; Türkiye'deki plastik sektörü dünyayla kıyaslandığı zaman ileri düzeyde bir algı yaratıyor doğru mudur?
Burak ÖNDER: Kesinlikle öyle. Türkiye'de Plastik sektörü olarak 10 milyon tona yakın bir üretim hacmimiz var. Avrupa'nın en büyük 2.'si, dünyanın en büyük 6. üreticisi konumundayız. Yaklaşık 35 milyon dolarlık ciroya sahibiz. 5 Milyar dolar da ihracat potansiyeline sahibiz. Avrupa'da Almanya'dan sonra en büyük üreticiyiz. Bu yönüyle baktığınızda plastik sektörü çok gelişmiş bir sektör. Plastik hayatımızın her yerinde. Sabah kalktığınızda yastığınızda plastik var. Lavaboya gidiyorsunuz, suyun geldiği boru, diş fırçanız plastik. Takım elbisenizin içinde likra var. Ütü daha düzgün görünsün diye o da plastik. Aracınızdaki direksiyonunuz, kaportanız plastik. Masanızın birçok aksanı plastik. Bilgisayarınızın içinde de plastik var. Plastiğin katma değeri çok iyi ve yüksek olan bir sektör. Diğer hammadde grupları arasında en genç olsa dahi Türkiye'de çok nitelikli bir plastik sektörü var.

“DÜNYANIN 96 ÜLKESİNDE VARIZ”
Turhan ALYAKUT: Lux Plastik olarak sizin uzmanlaştığınız üretim hangi alanda?
Burak ÖNDER: 1989 Yılında kurulduk. Plastik ev ve mutfak eşyaları üretimi yapıyoruz. Bunun yanında bu sene camdan mamul sofra eşyası üretmeye başladık. Evlerde kullanılan plastik saklama kaplarını, limon sıkacakları, süzgeçler, banyo grubundaki tuvalet kağıtlıklarını üretiyoruz. Birinci sınıf hammadde de üretiyoruz. Kendi evimizde ne kullanıyorsak onları üretiyoruz. Kendi çalışanlarımıza da söylüyorum ‘Evinizde kullanamayacağınız bir şeyi kalite kontrolden geçirmeyin, onu üretmeyin'. Bu sayede dünyanın 96 ülkesinde varız. Latin Amerika'dan Uzak Doğu'dan Avrupa'ya Lux Plastik ürünleri satılmakta. Türkiye'de de zincir marketlerde ve toptancılarda ürünlerimiz satılmakta.

“HER GEÇEN GÜN YENİ ŞEYLER ÖĞRENİYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Ürettiğiniz mamullerde rengi, tasarımı, işlevselliği sizin tasarımcılarınız bunları hazırlayıp kullanıcıya mı sunuyor, yoksa satın alan insanların tercihleri mi sizin tasarımlarınızı belirliyor.
Burak ÖNDER: Bunların her ikisi de bir ürünü tasarlayıp üretirken dikkat ettiğimiz hususlar. Hem firmalarımızı geliştirmek hem de tasarım adına her geçen gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. Tabi tasarım katma değerin içinde çok önemli bir enstrüman. Batı'nın yarattığı en önemli kısım Ar-Ge ve tasarımdan geçiyor. Bizim gibi firmalarda daha minyon etki yaratacak tasarım enstrümanı var. Son beş yılda ihracatı daha fazla yapmamızdan, Avrupa'daki Pazar payımızı arttırmamızdan kaynaklanıyor. Müşteriniz size nasıl bir tasarım yapmanız, hangi ürünleri hangi renklerde basmanız, ambalajının nasıl olması gerektiğini öğretmeye başlıyor. Bu da ihracatını geliştiren firmalar için çok önemli. Malum Türkiye 1950'li yıllara kadar tarımla geçinmiş, 1950'den 1980'li yıllara kadar sanayileşmenin ilk adımlarını atmış, 1980'li yıllardan sonra sanayileşmiş bir ülke. Mesela modern sanayiye 1980'li yıllardan sonra geçilmiş. Bunların hepsi birer aşama. O yüzden yaşadığımız süreçlerin hepsi bizi olgunlaştırmakta. Bunlar gayet normal. Gelişen ekonomide ve sanayide bunlar gözlemlenen sonuçlar. Bugüne baktığınız zaman biz Lux Plastik olarak ürün ve ambalaj tasarımını kendimiz yapıyoruz. Dışarıdan da yaptırdığımız ürün tasarımı var. 30 Yıllık bir firma olarak artık son beş yılında iyice işi kavramış ve tasarım ürünler yapmaya çalışıyor. Dünyada kendinizi daha iyi ifade etmeniz için sadece fiyatla değil tasarımla da yarışmanız lazım. Türkiye'de en büyük sorunumuz fiyatla rekabet etmemiz. Bu yüzden Çin'le kıyaslanıyoruz. Tasarım sürecine geçmiş firmalar artık kendini ispat etmiş firmalar ve fiyatın yanında artık tasarımı da konuşmaya başladık. İnşallah artık made in Turkey dediğimiz zaman katma değeri olacak. İnşallah Türkiye de kendini daha iyi ifade eden bir marka olacaktır. Türkiye'de çok kaliteli tasarım ürünleri üretiyoruz. Çok rekabetçiyiz.

“ÇİN'DEN DAHA UYGUN FİYATA SATIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Çin'le fiyat olarak nasıl bir rekabet içindesiniz?
Burak ÖNDER: Mutfak eşyası sektöründe Çin yüzde 55 oranında dünyayı domine ediyor. Çok büyük bir oran. Çok güçlü bir ülke. Dünyanın en eski medeniyeti, kültür ve ülkesi. Zaman algısı çok uzun. Dünya ticaretinin yüzde 96'sı deniz yoluyla oluyor. Deniz yoluyla ihracatı yapamazsalar ürünler ellerinde kalır diye düşündüklerinden Kuşak Yolu Projesinin stratejisini bekliyorlar. Tren yolunun geçtiği yerlerden banka, arazi, liman alıyorlar. Bugün Avrupa'ya ürünlerini 15 gün gibi kısa bir sürede indirebilme potansiyeline sahip oldular. Bu tabi çok uzun vadeli bir stratejinin sonucu. Çin Devleti dünyanın her tarafına bir yayılma politikasını izliyor. Şu andaki hedefleri kara kıta Afrika'ya bağlanmak. Dikkatle incelenmesi gereken ülkelerden bir tanesi. Bundan 15 yıl önceki Çin'de fiyat çok önemliydi, çok rekabetçi fiyatları vardı. Çin'deki fuara katıldığımız zaman insanlar fabrikalarda yatardı. İşçilik maliyetleri çok düşüktü. Bugünkü Çin'de sistem değişti. Artık birçok fabrikalarını kapattılar. İnsanların maliyetlerinin arttığı bir Çin oldu. Fiyat eskisi kadar gündemde değil, ama Çin tasarım konusunda da bir şeyler yapmaya başladı. Yabancı yatırımcıyı ülkesine çekmekle beraber hem Ar-ge'de hem tasarımda önemli rol kat etti. Çin artık eskisi kadar fiyat odaklı değil. Kilogram başı ihracatımıza baktığımız zaman Türkiye mutfak eşyalarında Çin'den daha uygun fiyata satıyoruz. Ev ve Mutfak eşyaları sektöründe dünyada Türkiye 6. sırada, tonajda Çin 1. , Türkiye arkasında 2. ama daha ucuz sattığımız için değerde 6. sıradayız.

“ÇOK FAZLA KATKISI OLMADI”
Turhan ALYAKUT: Dizilerde oyuncuların kıyafetleri veya sofradaki ürünler çok talep görebiliyor. Sizin ihracatınıza etkisini net olarak görebiliyor musunuz?
Burak ÖNDER: Özellikle Latin Amerika'da Türk dizileri çok etkin. Bence Türkiye bu enstrümanı çok iyi kullandığını söyleyemem. Bir tişört dizi oyuncusunun üzerinde göründüğü zaman çok hızlı moda olabiliyordu. İhracatta veya ülkemizi tanıtmakta bir ekosisteme ihtiyaç var. Bir işi çok iyi yapmanızdan daha çok her birlikte bir şeyi yapabilme yeteneği önemli. Türk dizileri, Türk Havayolları, sporcular, çizgi film karakterleriyle bu ekosistemi oluşturabilirseniz dünyada nitelikli ihracat yapabilirsiniz. Ürünlerinizi çok daha iyi satabilirsiniz. Türk dizileri çok popüler oldu ama ticari etkisini sorarsanız belki turizme katkı oldu, ki bence çok daha iyi olabilirdi. Bu yönüyle Türkiye sanayi ve ihracatına katkısı olduğunu düşünmüyorum.

“DÜNYANIN ÇOK FARKLI ÜLKELERİNE İHRACAT YAPIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Sizin
ürettiğiniz ürünlere hangi ülkeler tercih gösteriyor?
Burak ÖNDER: Biz dünyanın çok farklı ülkelerine ihracat yapıyoruz. Bazı pazarlara girmek için özel ürünler üretmeniz lazım. Örneğin Meksika'yı baz aldıysanız, dünyanın çoğu ülkelerinde kullanılmayan ama Meksika'da kullanılan ürünü üretmeniz lazım. Bunu biz de yapıyoruz ama önceliğimiz genel olarak dünyanın her yerine satabileceğimiz ürünlerde. Bundan 10 yıl önce Uzak Doğu'da evler daha küçüktü. Avrupa'da da aynı şekilde. Bizim kadar büyük ürünleri Uzak Doğulular veya Avrupalılar özellikle Batı Avrupa çok fazla tercih etmez. Onlar daha az yer kaplayan ve daha kullanışlı çok özellikli ürünleri tercih ederler. Biz ihracata ağırlıklı olarak yakın coğrafya ile başlamıştık. Sonra yumurtaları farklı sepetlere koyalım diye diğer bölgelere de açılma fırsatımız oldu. Kısa sürede dolap içi, mutfak içi organizerler yapmaya başladık. Bu ürünler sayesinde Uzak Doğu'ya ihracat yapabildik. Bunların yanında Batı Avrupa'ya ihracat yapabilme potansiyeline eriştik.

“360 DERECE İLEŞİTİM SAĞLADIK”
Turhan ALYAKUT: Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği'nin Başkanısınız. Faaliyetleri konusunda bilgi verebilir misiniz?
Burak ÖNDER: 5 Yıllık genç bir dernek, aynı zamanda da çok etkin. 25 Ülkede 40'a yakın organizasyon yaptık. Temeldeki en önemli amacı hep nitelikli organizasyonlar yapmak. Kolombiya'da, Meksika'da, Peru'da, Şili'de, Uruguay'da, Hindistan'da, Singapur'da, Endonezya'da, Malezya'da, Kenya, Avrupa gibi dünyanın birçok ülkesinde organizasyonlar yaptı. Bunların sonucunda orada kurduğumuz ilişkilerle fuarlarda buluştuk, sene sonunda onları muhakkak Türkiye'ye getirerek etkinlikler düzenledik. Bunun adına 360 derece iletişim dedik. İhracatta yapılan en büyük yanlışlardan biri şu; bir defa gidip ürün satıyorlar. Bir defa gitmekle ürün satmak artık modern dünyada mümkün değil. Kapıyı iki üç defa çalmanız, iletişiminizi 360 dereceye çevirmeniz lazım. 4-5. görüşmeden sonra artık firmalar sizinle ticarete başlıyor. Bunun felsefesini iyi öğrenmek lazım. Biz de dernek olarak bu iletişime çok önem verdik. Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle hem kendi ülkelerinde onları ziyaret ettik, hem uluslararası fuarlarda buluştuk, hem ülkemize davet ettik. Yıl içinde de onlara sektörümüz hakkında bilgi verdik.

“KENDİ KENDİMİZE MÜCADELE ETMEK YERİNE, GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRİP DÜNYADAKİ RAKİPLERİMİZLE REKABET ETMELİYİZ”
Bizim gibi büyümeden gelişmeye geçen ülkelerde Rekabet İçinde İşbirliği Modeli çok önemli. Artık bizim kendi kendimizle kıran kırana mücadele etmekten, tam tersine güçlerimizi birleştirip dünyadaki rakiplerimizle rekabet etmemiz gerekiyor. Rekabet içinde işbirliği yapmalıyız. Bunu başaran bir sektör olduk. Gittiğimiz fuarlara 3-4 firmamızı götürdük. Ortak yükleme yapabildiler. Ortak konteynere rakip olan 3-4 firmanın ürünlerini yükleyebilmesi çok önemli. Bunu sağlayabildik. Nitelikli projeler yaptık. Firmalarımızın ihracat kültürleri gelişti. Bunu hep beraber güzel bir sinerjiyle yaptık. Ve derneğimiz Türkiye'deki en nitelikli sivil toplum örgütlerinden biri oldu. Ticaret Bakanlığı'ndan “En iyi uygulamalar” ödülünü aldık. Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımızla bir şeyleri dert ediniyoruz. Daha iyi bir gelecek için herkesin bir şeyler yapması lazım. Kolektif olarak hareket etme kabiliyetini kazanmalıyız. Siyaset, bilim ve iş dünyası birlikte hareket etmeli. Daha iyi bir Türkiye ve daha iyi bir gelecek için hep birlikte çalışabiliriz.
Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Hakan Kocabaş, siz Küpe FM ailesine, ticaret yapan bir insan ve bu ülkenin vatandaşı olarak yaptığınız hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum.
Renginar SALİ

  • ETİKETLER
PAYLAŞ
« Önceki “Sevgili Ekrem’e söyledim, yapacak”
Sonraki » HEP A

YORUM YAP