Nedir bu öğrenci koçluğu?
Bendeniz Oğuzhan Hasdoğru. Tam olarak kestirememekle birlikte eğitim sektöründe 25 yılı geride bırakmış bir rehber öğretmenim. Bu uzunca süre zarfında kariyerime eğitimin çeşitli sıfatlarını katma şansım oldu. Sevgili Hürhaber ailesinin teklifiyle dimağımda biriktirdiklerimi tecrübenin potasında eritmiş bir eğitimci olarak zaman zaman bu köşede sizlerle birlikte olacağım. 2000li yılların başlarında öğretmenlik, psikolojik danışmanlık, NLP uzmanlığı, koordinatörlük, okul müdürlüğü gibi eğitimin farklı yüzleriyle yoğrulmakta iken koçluk diye bir şeyi duymaya başlamıştık. Yıllar geçtikçe dillere pelesenk olmuş ve ne olduğu tam olarak da anlaşılmamış bir kavram olarak tak diye oturuvermişti eğitim dünyasının merkezine. Huyum gereği ilgi alanıma kattığım şeyleri detaylıca ağır ağır öğrenmeyi severim. Gözüme kestirmiştim bu koçluk meselesini. İyi de etmişim.
Gerçekten hayata bakışıma yeni bir perspektif sağlamış, kişisel meselelerime ve insanlara daha isabetli ve tasarruflu dokunuşlarda bulunmama vesile olmuştu. Artık insanları daha iyi anlıyor ve onlara daha samimi ve içten aktarıyordum kendimi. Hele o koçluk sürecindeki paylaşımlar sonrasında danışanlarımın bakışlarında bir parıltı olarak beliren minnet duygusunun tarifsiz yansımasını görmek var ya, her şeye bedel olurdu. Halen oluyor. Çünkü koçluk seanslara sığdırılan bir stratejiden öte, tecrübe ettikçe yaşam biçimine dönüşen bir kazanım.
Sanırım “koç” tabirini ilk kez tüm Türkiye ile birlikte küçücük bir çocukken 70'li yılların tek kanal dönemi olan TRT kanalında duydum. “Beyaz Gölge” adında efsaneleşmiş bir dizi vardı. Genç basketbol takımı ve karizmatik hocasının hikayesiydi. Muhteşem takım koçu “Koç Reeves”ti benim kahramanım. Yıllar sonra bu koçluk kabına sığmadı, spordan çıktı her alana sıçrayıverdi bir anda. Yaşam koçluğu, kariyer koçluğu, ilişki koçluğu, nefes koçluğu, öğrenci koçluğu. Çünkü her alanda olduğu gibi kapitalizm, dur durak bilmeyen bir rekabet ortamı yaratıyor ve hep daha fazlasını istiyordu. Daima daha iyisi ve daha fazlası. Koçluk; insan yönetimi ve insanın ürettiği maddi-manevi değerin niteliksel ve niceliksel artışını teşvik etmek ve potansiyelini ortaya çıkarmak için aktif olarak kullanılmaya başlanmış ve halen hız kesmemiştir.
Koçluk: açık uçlu sorularla, danışanın hikaye etme sürecini koçluk araçlarıyla takip ederek kişinin farkındalığını artırmaya ve belirlenmiş hedefler doğrultusunda potansiyelini maksimize etmeye yönelik bir hizmettir. Bir terapi veya tedavi aracı değildir. Kişinin kendini keşfinde yoldaş olmaktır. Ama bu asla “usta-çekirge” ilişkisi değildir. Bir tür sağduyulu ve objektif iç sesidir. Sınava hazırlanan bir öğrenci için öğrenci koçluğu tek araç olamaz. Zira öğrenci bu kadar değişkenin olduğu ve zamanın kısıtlı olduğu bir rekabet ortamında ne yapacağını çok bilemez, doğru stratejiler geliştirebilmek için doğru bilgilere ulaşmakta güçlük çekebilir. İşte bu durumda alanında uzman bir kişinin rehberliğine ihtiyaç duyar. Onu planlayan, strateji geliştiren, sınava ve çalışmaya yönelik yöntem ve teknikler gösteren birine. İşte bu kişi psikoloji dünyasında “mentor” olarak adlandırılır. “Mentor” koçluk yapmaz, tecrübe ve bilgisini aktarır. Koç da “mentorluk” yapmaz o sadece kişide içe bakışı sağlar keşfettirir ve cesaretlendirir. Her iki uzmanlık alanı da öğrencinin hayatında en önemli virajlardan biri olan ulusal sınavlarda başarılı olma konusunda ciddi katkı sağlar.
O halde en doğru desteği almak için eğitimde rehberlik ve psikolojik danışmanlık mezunu olan eğitimcilerden mentorluk; uluslararası yetkili kurumlar olan ICF veya AC diplomalı uzmanlardan ise koçluk alınması gerekir. Diğer yollar patikadır, pürüzlüdür, yıldırır, küstürür. Silivri'de bu işi layığıyla yapan birkaç kurum var. Silivri Çizgi Akademi Kurs Merkezi, sınavlara hazırlanan veya okula destek arayan öğrenciler için koçluk ve mentorluk konusunu titizlikle ele almakta ve süreci uzmanlıkla yürütmektedir. Çocuğun sınıf ortamında, konusuna hakim öğretmenlerden aldığı nitelikli dersin yanı sıra sınav stratejisiyle şekillendirilmiş bir programla hareket etmesi gerekir. Bu tek seferlik değil yaşayan bir süreçtir. Çocuğunuzun eğitim süreçlerinin planlanması ve yürütülmesi konusunda onları, işini bilen uzmanlarla ve kurumlarla buluşturmanız büyük önem taşır. Bu seçimi doğru yapmak ise eğitime talip olan kurumlara, doğru soruları sormak ve doğru yanıtları almaktan geçer.
Oğuzhan Hocam kalemine sağlık.