Sevginar Sali

Orada bir köy var uzakta…

Tatil limitini çok mu aştık endişelerimi bir kenara bırakmayı başararak, Ak Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş'ın Bulgaristan ziyaretine eşlik etmeye razı oldum. Gidilecek adresler arasında doğup büyüdüğüm Hacıoğullar köyü ve anaokulundan lise sona kadar okuduğum Glavinitsa ilçesi de olunca gitmemek hiç olmazdı zaten.
Koyulduk yola…
1995 yılından sonra sürekli oturmadığım ama tatillerimi geçirdiğim, ailemin, yakınlarımın, çocukluk, gençlik anıları ve arkadaşlarımın yaşadığı köy…
Köyümün bağlı olduğu Glavinitsa İlçesine 9 ay önce Belediye Başkanı seçilen Hüseyin Hamdi ve Hüdayim Tuna'nın girişimleri ile Ak Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş ve ekibi bizim de Hürhaber olarak dahil olduğumuz programı gerçekleştirdi.
Sanırdık ki bizi ancak bizim gibi olanlar anlar, aramızda onlar rahat eder… Herkes için öyle değil midir? Kim alışık olmadığı ortamda, kolay kolay rahat eder? Karakaş'ın gerçekleştirdiği ziyarette gördüğü her güzelliği ödüllendirme, onurlandırma gayreti, rahatlığı dikkatimi çekti. Oysa insanlar genelde kendileri gibi olmayan, kendilerine benzemeyenlere hoşgörü göstermekte zorlanır.
Şahsen bilmediğim, çok iyi tanımadığım bir ortamda rahat etmeyi bırakın, mümkün mertebe girmemeyi tercih ederim.
Kuran kursuna devam eden öğrencilere söz verdiği bisikletleri satın alırken, babasıyla mağazada bulunan küçük kızın seçtiği bisikleti kendisine hediye etmeyi düşünen kaç kişi var aramızda? Düşünmekle kalmadı tabi hediye etti. Bulgar baba kızın şaşkınlığını kelimelerle tarif etmem pek mümkün değil. Ama o ailenin anılarında ismini bilmedikleri bu yabancı hep hoşluk ve güzellikle anılacak, yaşayacak!
Kuran kursuna, genç hocaları ile birlikte sıcak havaya aldırmadan, öğrenmeye çalıştıkları şeyin zorluğuna rağmen gelen öğrencileri de çok güzel bir sürpriz bekliyordu. Bir yabancı uzaklardan gelmiş ve çabalarını başarıya dönüştürdükleri takdirde kavuşacakları hediyeleri cami avlusuna getirmişti.
Daha buna benzer bir sürü olay… Türkiye'de belki siyasetçilerin bu tarz yaklaşımlarına alıştık bile ama Bulgaristan gibi bir ülkede hele ki ekonomik darboğazın eksik olmadığı şartlarda sözünü ettiğim jest ve sunulan hediyeler ederinden çok daha değerli…
"Basın vardı, kameralar çekiyordu Karakaş, şov yaptı” diye de düşünebilirsiniz! Öyle mi acaba diye ben de düşünürken kendimi yakaladım. Ama Karakaş, aynı hareketi sürekli tekrarlayınca, bunun başka bir şey olduğuna kanaat getirdim. Yaptığı yardımların biri bile şov kavramının içini doldurmaya yeterken, o yetinmedi, hep daha fazlasını yaptı… Bazılarınızın bu konudaki önyargılarını yazarak yıkmam çok mümkün değildir bundan sebep boşa kürek sallayacak değilim. Çocukları mutlu etmekten daha güzel bir hareket var mı diye düşünüyorum da aklıma hiç bir şey gelmedi…
Tamamen kişisel imkânları ile olmasa bile nüfusunu kullanarak, İBB ve partisinin adını bu güzel hareketlerin içinde defalarca anmayı ihmal etmeyerek Karakaş, Balkanlar açılımını bana göre başarıyla sürdürüyor. Bu eğilimi de sadece ona siyasi artı katmakla kalmıyor, onlarca insanın hayatına mutluluk pencereleri açıyor.
Bu ziyaret esnasında Türk ve Bulgaristan siyasetçileri arasındaki farkı gözlemleme imkânım da oldu. Siyaset konusunda çok daha ilerlerdeyiz orası kesin!

YORUM YAP