Ortaköy’den İBB'ye imar planı itirazı

Ortaköy’den İBB'ye imar planı itirazı

29.05.2024 08:56:03

Ortaköy, Kavaklı Hürriyet, Selimpaşa ve Kavaklı Tem Otoyolu Kuzeyi Revizyon Nazım İmar Planına itiraz için 29/05/2024 (bugün) son tarih. Konuyla ilgili geçmiş dönem CHP Meclis Üyelerinden İbrahim Çeşmecioğlu ve beraberindekiler ortak bir itiraz dilekçesi hazırladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı'na hitaben yazılan dilekçede, Silivri İlçesi Ortaköy Mahallesi sakinleri, Ortaköy, Kavaklı Hürriyet, Selimpaşa ve Kavaklı Tem Otoyolu Kuzeyi Revizyon Nazım İmar Planına itirazlarını dile getirdi. Mahalle sakinleri, mevcut planların korunmasını ve kat artışıyla dikey yapılaşmanın bölgelerine yıkıcı zararlar vereceğini belirtti. Geçmiş dönem CHP Meclis Üyelerinden İbrahim Çeşmecioğlu itiraz dilekçesi hakkında şunları paylaştı: “Dikkat! Bölgemizde uygulanması öngörülen yeni imar planlarıyla ilgili büyükşehir belediyesine itiraz için 29/05/2024 (bugün) son tarihtir. Hazırladığımız dilekçemizi bizimle imzalamak isteyenler telefon edebilirler veya bana yazabilirlerse ben kendilerine ulaşırım. Ayrıca aşağıdaki metni kopyalayıp imzalayarak İBB' ye kendileri de itirazda bulunabilirler. Hemşerilerimin konuya duyarlılıkla yaklaşmasını diliyoruz.”

Ortak dilekçeyle, mahalle sakinlerinin kaygıları ve talepleri İBB'ye iletildi. Mahalle sakinleri, ortak bir yaşam alanı olarak gördükleri Ortaköy'ün korunması için mücadele etmeye kararlı olduklarını belirttiler. Dilekçede, plan değişikliklerinin bölgede telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağına dikkat çekilerek, İBB'nin bu taleplere duyarlı olacağına inandıkları ifade edildi.

İbrahim Çeşmecioğlu, Rasim Aksuoğlu, Oğuz Çilingiroğlu, Aytekin Budak, Aynur Çilingiroğlu'nun imza altığına aldığı itirazın gerekçeleri şöyle sıralandı...

TARİHİ VE KÜLTÜREL BAĞLAR

Mahalle sakinleri, köylerinin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da köyü olduğunu ve babası Hasan İmamoğlu'nun burada 20 yıl tarım ve hayvancılık faaliyetlerinde bulunduğunu belirtti. Başkan İmamoğlu'nun, bölge halkının huzuru, güvenliği ve geleceği için seslerine kulak vereceğine inandıklarını ifade ettiler. Ortaköy Mahallesi'nin uzun yıllara dayanan bir tarihi ve kültürel mirası olduğunu vurgulayan sakinler, plan değişikliklerinin bu mirası tehdit ettiğini savundu.

TARIM VE YEŞİL ALANLARIN KORUNMASI

Ortaköy'de tarım alanlarının, meraların ve yeşil alanların kat artışıyla oluşacak nüfus baskısına dayanamayarak arsa haline dönüşeceği ve bitki, hayvan çeşitliliğinin yok olacağı uyarısında bulundular. Bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailelerin geçim kaynaklarının tehlikeye gireceğini belirten sakinler, yerel ekonominin bu değişikliklerden olumsuz etkileneceğini dile getirdiler. Artan nüfusun, tarım alanlarına ve meralara baskı yaparak bu alanların betonlaşmasına yol açacağına dikkat çektiler.

JEOLOJİK VE DEPREM RİSKİ

Köylerinin alüvyon bir zemin üzerine kurulu olduğunu belirten sakinler, dört katın üzerindeki yapılaşmaların İstanbul depreminde büyük can ve mal kayıplarına yol açacağını vurguladılar. 1999 Düzce depreminde bile köylerinde birçok binanın yıkıldığını hatırlattılar. Zemin yapısının, yüksek katlı binaların ağırlığını taşıyamayacağını belirterek, gelecekte meydana gelebilecek depremlerde ciddi risklerle karşı karşıya kalacaklarını ifade ettiler.

KÜLTÜREL VE SOSYAL DOKU

Ortaköy'ün hızlı nüfus artışıyla kültürel ve sosyal dokusunun zarar göreceğini, bu nedenle köylerinin küçük kalmasının gerektiğini savundular. Köy halkının oluşturduğu dayanışma ve komşuluk ilişkilerinin, yoğun nüfus artışıyla bozulacağını ve sosyal yapı üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını dile getirdiler. Küçük ve samimi yaşam biçiminin korunması gerektiğini vurgulayarak, bu tür değişikliklerin köyün benzersiz karakterini yok edeceğini belirttiler.

SANAYİLEŞMENİN ZARARLARI

Kontrolsüz sanayileşmenin ve artan nüfusun su kaynaklarını kirlettiğini ve tükettiğini belirten sakinler, ayrıca sanayi atıklarının Marmara Denizi'ne zarar verdiğini ifade ettiler. Bölgede sanayileşmenin artmasıyla birlikte, çevre kirliliğinin de arttığını ve bu durumun doğal yaşamı olumsuz etkilediğini söylediler. Sanayi faaliyetlerinin, tarım alanları ve yeşil alanlar üzerinde baskı oluşturduğunu ve bu durumun ekosistem üzerinde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığını dile getirdiler.

SU KAYNAKLARININ KORUNMASI

Eskiden tarlalarda sulama amaçlı kullanılan kuyulardan beş metrede su çıkarken, şimdi 250 metrelik sondajlarda bile su bulunamadığını belirten mahalle sakinleri, bu durumu büyük bir tehlike olarak nitelendirdiler. Su kaynaklarının hızla tükenmesi ve kirlenmesi, gelecekte bölgede su sıkıntısına yol açacak ve tarım faaliyetlerini olumsuz etkileyecektir. Su kaynaklarının korunmasının, bölgenin sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip olduğunu belirttiler.

SONUÇ VE TALEP

Mahalle sakinleri, yaşam, kültür, sosyal doku, tarımsal üretim, deprem riski, çarpık yapılaşma ve kontrolsüz sanayileşmenin bölgeye zarar vereceğini ve mevcut planların korunarak, kat artışına izin verilmemesini talep etti. Dilekçede, İstanbul'un muhafızı olarak görülen Ekrem İmamoğlu'ndan ve İBB'den bu konuda önlem alınması isteniyor.

 

YORUM YAP