Osmanlı Devleti tarih sahnesindeki uzun mevcudiyeti sürecinde birçok badirelerle karşı karşıya kalmıştır. Ancak öyle bir zaman gelmiştir ki, devlet tarihinde önemli bir kırılma noktasını teşkil eder. 17. Yüzyılın son çeyreğinde gerçekleşen bu olay, yaklaşık 16 yıl süren savaşlar silsilesi neticesinde Osmanlı Devleti'ne karşı Avusturya, Lehistan ve Venedik'in oluşturduğu (daha sonradan Rusya da katılacak) Kutsal İttifak ile yapılan Karlofça Antlaşması ile son bulacaktır.
Osmanlı Devleti, Avusturya imparatorluğu bünyesinde yaşamını sürdüren Macarlara karşı korumacı yaklaşımını sürdürmekteydi. Katolik olmayan kitlelerin Hristiyan olsalar dahi Osmanlı Devleti tarafından muhafaza ediliyor olması, Batı dünyasındaki mezhep ayrılıklarının siyasi bir ergüman olarak devlet politikasında önemli bir koz olarak Osmanlı Devleti'nin elini güçlendiriyordu.
Macarların Katolik Avusturya güçleri tarafından rahatsız edilmesi ve bunun akabinde Osmanlı Devleti'nden yardım talep etmeleri üzerine dönemin Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa önderliğinde bir sefer düzenlenmiştir. İlk olarak bölgedeki kalelerin üzerine yürünerek burada sükûnetin sağlanması hedeflense de Merzifonlunun talep ve isteği doğrultusunda mukavemeti son derece güçlü Viyana Osmanlı Devleti tarafından ikinci kez kuşatılacaktır.
Sefer esnasında Belgrad'da bulunan ve seferin henüz planlama aşamasında hesapta yokken Viyana'ya gidilmesine şaşıran IV. Mehmed, “Kastımız Yanık ve Komorn idi. Beç Kalesi (Viyana) dilde yoktu. Paşa ne acib saygısızlık edip bu sevdâya düşmüş. Hoş imdi Hak Teâlâ âsan getire. Lâkin mukaddem bildireydi rızâ vermezdim” sözleriyle hayretini belirtmiştir.
Osmanlı ordusu Viyana gibi büyük bir kalenin kuşatılması için gerekli olan top ve levazımları beraberinde sefere götürmemiş, bunun yanı sıra Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın ordu ve siyaset içindeki rakipleri de kuşatmaya müdahil olunca başarısız bir netice elde edilmiştir. Osmanlı kuvvetleri ağır bir hezimete uğratılmıştır.
Bu tarihe kadar Osmanlı Devleti, Batı dünyası tarafından bileği bükülemez olarak görülürken bu noktadan sonra artık onların da yenilebileceği anlaşılmıştır. 1699 tarihinde imzalanan Karlofça Antlaşması ile Osmanlı Devleti Avrupa topraklarında büyük miktarda toprak kaybı yaşamıştır. Ancak müzakereler sürecinde yenilen taraf olmasına rağmen diplomatik üstünlük ve vakurlu bir tutum göstermekten geri kalmamış, Batılı tarihçiler tarafından yazılan notlarda; Müzakereler esnasında Hristiyan diplomatların Türkler karşısında bazen aciziyet içine düştükleri belirtilmektedir.
Bu sefer, Osmanlı Devleti'nin Sakarya Meydan Muharebesine kadar yürüteceği son hücum savaşı olarak tarihe geçecektir. Bu tarihten itibaren meydana gelen tüm savaşlar Osmanlı Devleti'nin kendi toprağını savunmak için vereceği mücadeleler olacaktır. Başarısız Viyana kuşatması neticesinde Osmanlı vezir-i azamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'ya idam cezası verilmiştir. Onun devlet bünyesindeki yararlılığı ve şimdiye kadar göstermiş olduğu yönetim başarısı göz önüne alınarak idam cezası iptal edilse de ikinci emir ulaşana kadar Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edilmiştir.