Kendi iç muhasebemi yaptığım günlerden geçiyorum. Cenazem nedeniyle yazamadığım gün hürhaberle, daha doğrusu köşe yazılarıyla ilgili düşüncelerimi paylaşacaktım. Başyazarımın göz atarken kasıldığını hissediyorum ama devamını okuyunca eminim gevşeyecektir. Hürhaber de kaç yazarsınız, oturup bir arada kozlarınızı paylaşın, ne diye köşenizde birbirinize takılıyorsunuz? Diyebilirsiniz. İnşallah dediğinizi bir gün gerçekleştiririz, fakat kendi aramızda hallettiğimiz zaman sizin haberiniz nasıl olacak?
Ali Gülcü ile tanışıklığım yok. "Bu adamın yazıları da çekilmiyor” dese de ben onunkilerini zevkle okuyorum. Eminim benim yazılarımdan sıkılan hürhaber okurları Boncukali ile moral bulup hayata dönüyorlar. Güldürürken düşündürebilen üstün bir yetenek olduğunu belirtip saygıyla şapka çıkarıyorum. Tanışmadığım için bilmiyorum, konuşma yeteneği de yazdığı gibiyse Cem Yılmaz’a nal toplatacağına eminim. Facebook hesabımı kapattım yazısı bilmeden yaşadığım tedirginlikleri çok güzel özetlemiş. Garip bir şekilde uzak kalmayı tercih ettiğim social media (Boncukali den kopya) konusunda haklı olduğuma daha çok inandım.
Ben böyle düşünüp uyguladığımı sanarken adıma açılmış kullanmadığım bir hesabın varlığından haberdar olunca şaşırdım. Benim için hoş bir sürpriz olsa da kullanmayacağıma emin olabilirsiniz. İletişim konusunda geride kalmaya azimliyim. Gerici denmesini bile göze alacak kadar katıyım. İnsanların yüz yüze bakıp çay içemediklerini gördükçe haklılığım ve kararlığım daha çok artıyor.
2014 yılı içinde ikinci kaybımızı toprağa verdik. Babamdan sonra kayınvalidem rahmetli oldu. Mekanları cennet olsun. Damadını çocuklarından daha çok seven kaynana olarak tanındı. Bu sevgisine layık olacak hiçbir gayret ve çabam olmadı. Öz annesine bile anne diyemeyen bir damattan fazla bir şey beklemeyen sevgisiyle hayatı boyunca ezdi beni. Benden göremediği yakınlığı torunlarından fazlasıyla buldu. Sigarayı ben bıraktım, ona bıraktıramadım. Hatırımı kırmayacağına emindim ama ısrar edilecek zamanı geçmişti.
Öldü denilip, yarım saat sonra hayata döndürülmenin sevincini, altı saat sonra tekrar kaybetmenin acısını anlatacak kelimeler yok. Tek teselli fazla çekmedi düşüncesi. Aniden gelişen durum ve telaş haber vermeyi unutturdu. Tüm dostlarımdan af diliyorum. Cenazemiz, bozuldu diye tereddüde düştüğüm dostluğun devam ettiğini gösterdi. Teşekkürler Şenol Başkan ve de Mustafa Çetin. B.Çekmece’ye kadar gelip acımıza ortak oldular. Allah razı olsun. Dostlar sağ olsun.
Diğer köşe yazarının (Sevginar) yazısı hakkındaki düşüncelerimi de ifade etmek isterdim ama yerimde zamanımda daraldı. Kısa olarak geçiştirilmeyecek bir konu olduğu için bir sonraki yazıya bırakıyorum. Vaktinde ulaştırmadığımda kovulmakta var. Bugünlük bu kadar, mazur görün.
Cenazesiz, Facebook’suz kalın, köşesiz kalmayın.
Not: Silivri Siad 29 Nisan Salı 15.30-18 arası Kadir Topbaş’ı iade-i ziyaret ve tebrikte bulunacak. Kadir Babanın Silivri’ye bakışını anlama açısından önemli.