“Öz sermayemizle ağır ama sağlıklı büyüyoruz”

“Öz sermayemizle ağır ama sağlıklı büyüyoruz”

28.11.2019 10:10:34

Ayfar Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Abdülgani Binici 24 yıllık Ayfar serüvenini ve 35 yıllık üretim deneyimlerini değerlendirirken, “İşletme olarak devlet teşviklerine güvenerek hiçbir işe girmedik. Öz sermayemizle çalıştığımız için ağır büyüyebiliriz ama sağlıklı büyüyoruz” şeklinde konuştu. 

SİAD ve Küpe FM'in İş Dünyası program dizisi bu hafta Ayfar Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Abdülgani Binici ile devam etti.

“SATIŞINI YAPTIĞIMIZ ÜRÜNÜN ÜRETİMİNİ NEDEN YAPMIYORUZ DİYE DÜŞÜNDÜK”
Tarhan ALYAKUT: Kendiniz ve yaptığınız işi bize anlatır mısınız?
Abdülgani BİNİCİ: Adıyaman 1952 doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Adıyaman'da bitirdikten sonra otomotiv sektörüne girişim İstanbul'da toptan pazarlamayla oldu. Evli ve üç çocuk babasıyım. 1972 yılında Adıyaman'dan geldiğim zaman bugün üretimini yaptığımız ürünlerin pazarlamasını yapıyorduk. Zaman içinde satış ve pazarlamasını yaptığımız ürünleri neden kendimiz üretmiyoruz dedik. Sanayi üretimine Düzce'de ampul fabrikasıyla başladım. 47 yılımın 35 yılı sanayi ile geçti. Ayfar'ın projesine 1993 yılında Silivri'nin Çanta köy bölgesi Kınalıda başladık, 1996 yılında da üretime girdik.

“İÇ PİYASA İHTİYACININ %50'SİNİ KARŞILIYOR, 40 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ”
Bugün itibariyle Karayollarının taşıt ve araç gereçlerinin, güvenlik lambalarının üretimini yapan, 600 kişi istihdam eden, dünyanın değişik bölgelerinde, 40 ülkeye ihracat yapan, ülkesini, bölgesinin gurur duyucu işletmelerinden biriyiz. Yaptığımız tamamen katma değeri olan gerçekten teknoloji isteyen bir konu olduğundan dolayı ayriyeten ülke ekonomisine de çok büyük katkıları bulunmakta. İç piyasanın %50 ihtiyacını karşılıyoruz. Bizim üretimimiz olmasa ithalat yapılmak durumunda kalınacak. Konumuz ve yaptığımız iş bu açıdan da çok önem arz etmekte.

“İŞLETMEMLE GURUR DUYUYORUM, EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Bir sanayi kuruluşunun yatırımcısı ve üst yöneticisi olarak işletmemle çok gurur duyurum. Bu vesile ile Ayfar'ı bu seviyeye getiren, markalaştıran aile fertlerim, ortaklarım ve tüm çalışanlarıma şükran borçluyum. Özveriyle çalışan iş arkadaşlarım var hepsine teşekkür ediyorum.

“BÜTÜN ÇALIŞANLARIM İŞ ARKADAŞLARIM”
Ben çok ‘patron', ‘işçi' kelimesini sevmiyorum. Bütün çalışanlarım iş arkadaşlarım. Onların büyük çabaları, gayretleri, özverileri, işlerini severek yapmalarından dolayı Ayfar bugünkü seviyesine gelmiştir.

“SİLİVRİ'YE YATIRIM YAPMAK ÇOK İSABETLİ BİR KARARMIŞ”
Turhan ALYAKUT: Fabrika yatırımı için niye Silivri, Çanta'yı seçtiniz?
Abdülgani BİNİCİ: O dönemki ekonomik gücümüz İstanbul'da fabrika yatırımı için ihtiyaç duyduğumuz yeri almaya yetmiyordu. Yazlıkları dolaşırken bir arkadaşımla Çanta'daki sanayi bölgesini gördüm. Silivri'nin ilk sanayi bölgelerinden biriydi o dönemde. Sabancı da orada üretim yapıyordu. Bazı konularda Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Sabancı gibi bir yatırımcının bu bölgeyi seçmesinin nedenleri ve avantajları olduğunu sezdim. İstanbul'a göre 4/1 fiyatınaydı burada arazi fiyatları. Yerimizi aldık kısa sürede fabrikamızı faaliyete geçirdik çok da isabetli bir karar verdiğimiz ortada.

“SİLİVRİ EŞİ BENZERİ AZ BULUNAN BİR KENT”
Silivri'de yaşamak güzel, Silivri'nin havasını teneffüs etmek güzel. Anadolu'dan gelmiş biri olarak İstanbul'un sınırlarında Anadolu'nun köylerini yaşayabiliyorsunuz burada; ne kadar güzel bir şey. Hem şehir hem köy, hem sanayi hem tarım Silivri'de her şey var. Silivri'nin dünyada eşi benzeri az diye düşünüyorum. Sanayisi, turizmi, tarımı, tarihi ve tüm doğal güzellikleriyle eşsiz bir kent, her şeyin bir arada yaşadığı bir yer.

“İŞİMİZİN ZORLUĞU HER GÜN YATIRIM YAPMAK ZORUNLULUĞU, AVANTAJI FAZLA REKABETİN OLMAMASI”
Turhan ALYAKUT: Rekabetin yoğun olduğu bir sektörde faaliyet gösteriyorsunuz diye düşünüyorum yanlış mı?
Abdülgani BİNİCİ: Bizim ki aydınlatma konusu olduğu için hem teknolojik, hem çok ve sürekli yatırım isteyen bir konu. Bir tekstilci aldığı makine ile 20 yıl üretim yapabilir ama bizde her gün yeni yatırım şart. Yeni yatırımlarla çeşitliliğe girmeniz lazım ki, rekabet gücünüz olsun. Avrupa'da bizim yaptığımız üretimi gerçekleştiren 5 fabrikadan fazlası yok. Bölgemiz, Türkiye, Ortadoğu ve Afrika'da hiç yok. Burada bir boşluk var. Biz bunu tecrübemizle keşfettik. İşimizin zorluğu her gün yatırım yapmak zorunda olmak, avantajı fazla rekabetin olmaması. Ürettiğimiz ürünlerin katma değeri yüksek olduğu için bizim ülkemize gerçekten çok faydamız var. İstihdam yaratma konusunda da güzel yerlerdeyiz.

“BİZDE ÇEŞİDİN DE YATIRIMIN DA SONU YOK”
Bizim işimiz far, stop, sinyal, sis. Kara yolları taşıt ve iş makinaları da dahil olmak üzere. Bizde çeşidin de yatırımın da sınırı yok.

“ÜLKEMİZDEKİ ÜRETİCİLER MESLEKTAŞIMIZ, YURT DIŞI İLE REKABET EDİYORUZ”
Biz ülkemizdeki üreticilerle rekabet etmiyoruz, dünya ile rekabet içindeyiz. Az da olsa çok da olsa ülkemizdeki üreticiler bizim meslektaşlarımız. Biz yurt dışı ile rekabet ediyoruz bunda da başarılıyız.

“ÖZ SERMAYEMİZLE ÇALIŞTIĞIMIZ İÇİN AĞIR BÜYÜYEBİLİRİZ AMA SAĞLIKLI BÜYÜYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Devlet desteği imkanlarından yararlanıyor musunuz, yeterli buluyor musunuz?
Abdülgani BİNİCİ: Tabi ki devletimizin destekleri var. Fakat biz işletme olarak bu teşviklere güvenerek hiçbir işe girmedik. Önce kendi özsermayemiz, bilgi ve tecrübemizle hareket ediyoruz herhangi bir aksaklığa uğramak istemiyoruz. Öz sermayemizle çalıştığımız için ağır büyüyebiliriz ama sağlıklı büyüyoruz. Devlet teşvikleri bugün var yarın yok, yazılı var uygulamada yok, herhangi bir engele takılabilir; bu tarz teşviklere göre hareket etmeyi, üretim yapmayı uygun bulmuyoruz. Devlet teşviklerini fuar ve uluslararası bağlantı girişimlerinde sunulması güzel bir şey, biz de değerlendiriyoruz.

“KATMA DEĞERİ ÇOK YÜKSEK ÜRÜN ÜRETİYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Hammadde konusunda üretim yaptığınız alandaki durum ne?
Abdülgani BİNİCİ: Türkiye plastik hammadde kullanımında dünyada 6. sırada. Fakat bizler gibi teknolojik ürün üreten firmaların, kullandığı malzeme hep mühendislik plastiği. Mühendislik plastiği de henüz Türkiye'de yok ama bir gün olacak bunu bekliyoruz. Kendi üretimimiz %25'i ithalata dayalı, %75'i teknolojik ürün. Ağırlık olarak emek, hammaddeye dayanıyor. Bu yüzden katma değeri yüksek ürün ürettiğimizi iddia ediyoruz.

“KEŞKE AVRUPA STANDARDINI YAKALAYABİLSEK”
Turhan ALYAKUT: Çevre  konularına yaklaşımınız nedir?
Abdülgani BİNİCİ: Yeni çıkan yasa ve yönetmelikler çevreye çok büyük önem veriyor. Ayfar bir başına çok önemli değil. Genel anlamda yasa ve yönetmeliklerin dışında kendi iç dinamikleriyle de yatırımcılar bu hususa duyarlılıkla yaklaşıyor. İşletmeler hem fabrika çevresi itibariyle, hem çalışma ortamı itibariyle yasalara bağlı kendi iç dinamitleriyle de buna uyum sağlıyor. Bunu hepimiz gönülden istiyoruz. Hem çalışma ortamının temiz düzeni, hem işletmenin çevresi itibariyle buna mümkün olduğu kadar önem veriyor. Henüz Avrupa Standartlarına ulaşamadık. Ulaşabilmek için imar planların bile baştan değişmesi lazım. Kısıtlı bir araziniz, binanız ve üretim alanınız var. Keşke Avrupa'da olduğu gibi alanımızın yarısını yeşil alana çevirebilsek. Burada istediğimiz seviyede değiliz. İnşallah buna doğru gideceğiz. Her işletme kendi imkanları dahilinde bunu başaracağına inanıyorum.
Geri Dönüşüm toplama lisanslı firmalar var. Bir litre yağ da olsa, 50 kg plastik de olsa, bunlarla anlaşmamız var. Belli günlerde bunlar toplanıyor. Ya geri dönüşüm ya da bertaraf etme imkânlarına sahipler. Zaten başka türlü yapamayız. Çevre Bakanlığı olsun, Belediyeler olsun, bunun üzerinde titizlikle durmakta. Bunlardan biz hiç rahatsız olmuyor, memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda daha da iyi olacağımıza inanıyorum.

“EBUZADE BENİM İÇİN KEYİF, HOBİ”
Turhan ALYAKUT: 47 Yıllık sanayi geçmişiniziniz yanında bambaşka bir iş kolunda, yeme içme sektöründe de yer alıyorsunuz. Silivri'de Ebuzade de sizin bünyenizde. Böyle bir kararı nasıl aldınız?
Abdülgani BİNİCİ: Yemesini, içmesini, yedirmesini sevenin akıbeti benim gibi olur. İki tane sebebi var. Geniş bir aileye, çevreye ve dosta sahibim. Bir de damak zevkine sahibim. Herhangi bir başka hobim de yok. Antep bölgesinin insanıyım, Adıyamanlıyım. Hala Antep'ten bir tepsi baklavaya ihtiyaç duyuyor İstanbul. Neden böyle olsun?
Önce bununla başladık. Bir yere hediye götüreceksin ama bulamıyorsun. Ya Karaköy'e ya Antep'e gitmek zorundasın. Ben Antep'i buraya getirdim. Arkadaşlar bunu yapıyorsan bunu da yaparsın dediler. Tamamen hobi. Bir defa kimseye tavsiye etmiyorum. Ticari amaçla bu işi yapmasınlar. Hele hele bir sanayiciyse ekonomik kazanç olarak buna hiç başlamasın. Başka hobim yok, akşamları dostlarla Ebuzade'de buluşuyorum. Onlara özel yemekler hazırlatacağım. Amacım açısından çok mutluyum. Ticari olarak asla bakmıyorum, bakmayacağım. Aktif olarak kızım ilgileniyor. Mutluyum, pişman değilim. Ebuzade özellikle tatlı konusunda İstanbul'un markası.

YORUM YAP