1974 'de İngiltere yıllarım başlamıştı. Londra'nın göbeğindeki Euston'da okulumuzun kampüsü vardı. Biraz ilerde Westminster Üniversitesi. Bize doğru da okulların kralı London Scool of Euconomıcs. Ama o yıllarda Londra'ya gidince okumaktan çok futbola düşersiniz. İkinci lig maçları bile çekici olur. Bir taraftan da tabii ki müzik.
İngiltere futbolun beşiğidir. Ama futbola ilk başlayan 1800'lu yılların sonunda İskoçlardır. Ama toplu halde Britanya adası ile söz etmek daha yerinde olur.
O zamanlar yabancı sermaye daha girmemişti. Yabancı sermaye ile yükselen takım Tottenham'dır. Statların locaları ilk kez Tottenham'ın stadı Whıte Hart Lane'de yapılmıştır. Onları da yapanlar Yahudi girişimcilerdir. Bugün bile Tottenham kulübünü bu iş adamı Yahudiler yönetir. Yani para işinden iyi anlarlar. İnsanlık konusuna gelince orada biraz duralım.
Sonra Amerikalılar, Ruslar, Araplar birer birer İngiliz kulüplerine girmişler ve bugün İngiltere'yi dünyanın en kaliteli ligi haline getirmişlerdir.
Ama sorarsanız İngiltere'nin bir dünya kupası kazanmışlığı vardır. Başka yoktur.
Çünkü İngiliz futbolcusu kendi liginden başka bir konuyu düşünmez ve umursamaz.
Türkiye ise bu konuların daha gerisinde. İşte Göztepe takımı. Danimarkalı Markus Ankersen kulüp başkanlığını yapıyor. Süper lige çıkmaları hemen hemen kesinleşti.
Türkiye liglerinde takımlar büyük paralar harcamalarına rağmen başlarını borçtan bataktan kaldıramıyorlar.
Silivri'de büyük bir et reyonu sahibi arkadaşım Kadri var. Bir de oğlu Berk. Bu ikisi de öyle böyle Galatasaraylı değiller. Kadri'ye sorarsanız başkan Dursun Özbek'ten daha sıkı Galatasaray'ı takıp ediyorlar. Oğlu Berk bir bilgi deposu.
Kadri birkaç gün önce uğradığımda Galatasaray'ın loca gelirlerinin 70 milyon lirayı aştığını söyledi. İyi bir rakam.
Futbolcu satışları ile birlikte müthiş bir gelir daha Galatasaray'ın kasasına girecek.
Başkan Dursun Özbek'in uzun zamandır peşinde koştuğu bir konu var. O da Bankalar Birliğine olan faiz ödemeleri ve borçlar.
Bu Divan toplantılarında da sık sık gündeme geliyordu. Ancak bu işlerde artık son noktaya ulaşıldı. Önümüzdeki hafta Galatasaray Bankalar Birliği'nden çıkacak. Kendi hasetleriyle yol yürümeye başlayacak
Yani sözün özü Galatasaray resmen uçacak.
Büyük bir ihtimalle Galatasaray Temmuz ayında Kemerburgaz'daki muhteşem tesisine taşınacak. Florya'da yeni yapıyla birlikte Galatasaray tarafından satışa çıkarılacak. Gayrettepe'deki binanın da satışı ile birlikte büyük bir gelir Galatasaray'ın kasasına girecek.
Üstelik Galatasaray özellikle Arjantin'den transfer edeceği büyük bir oyuncuyla birlikte 'yürü ya kulum' diyecek.
Ne diyelim darısı diğer kulüplerin de başına. Yoksa bu bütçe açıklarından kimsenin kurtulması kolay bir iş değil.
Hoşça kalın…