Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, yerel bir gazetede kendisine yönelik yapılan suçlamalara sert bir şekilde yanıt verdi. Mevsimlik işçi sözleşmelerinin yenilenmesinin yasaya göre mümkün olmadığını ifade eden Başkan Işıklar, geçmiş dönemde sadece farklı bir partiye mensup olduğu için yapılan işçi çıkarımlarının unutulmadığının altını çizdi. Işıklar, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
"TEKEL İŞÇİLERİNİN
MÜCADELESİ ÇOK
ANLAMLI
"Ülkemizde hükümetin aldığı son tavır karşısında, TEKEL işçilerinin göstermiş olduğu mücadeleyi çok anlamlı buluyorum. Türkiye'de sendikal hakların korunması ve geliştirilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesinin bir lütuf ihsana dayanmayıp, mücadele ile alınmasının ne kadar önemli olduğunu bugünlerde daha iyi anlamaktayız. Lütufmuş gibi verilen bir hak, gün gelir, verilen kişi tarafından geri alınır. Ancak toplumsal bir mücadele ile kazanılan hak, o toplumun tüm dokularına kadar yayılır ve bir teamül olur, kanun halini alır. Türkiye'de bu hakların işçiye verilen bir lütuf gibi görülmesi, özellikle bu hükümet tarafından teba mantığının devam ettirildiğinin çok temel bir göstergesidir. Tekel işçilerinin mücadelesini de, bu anlayışın kırılması ve sendikal mücadelenin güçlenmesi anlamında çok önemli buluyorum.
"YAPILAN HABERİ
ESEFLE
KINIYORUM"
Kasıtlı ve art niyetli, geçmişte yapılanları unutturup yerine başka modeller oluşturmaya çalışan, objektif, tarafsız, hak ve hukukun yanında olmaktan uzak olan bazı basın organları tarafından 'Işıklar hiç utanmadı' başlığıyla yer verilen haberi esefle kınıyorum. Bugüne kadar utanılacak hiçbir şey yapmadık. Siyasi ve politik yaşamımızla ortadayız. Hak ve hukuka, emeğe karşı olan saygımızı beni tanıyan bilen herkes çok iyi bilir.
"SÖZLEŞMELERİ
YENİLEMEMİZ
YASAL OLARAK MÜMKÜN DEĞİLDİ"
Belediyeyi devraldığımız da 520'den fazla işçi ve memur toplamıyla karşılaştık. Belediyemizin kadrosuna göre bakarsanız, 252 tane memurumuz ve % 20'si kadar da işçi çalıştırmamız gerekiyordu. Biz buna uymak zorundaydık. AKP'li belediye başkanı döneminde hiç bu kurala uyulmadan, eş, dostlarıyla ve partizanca bu kadroların nasıl doldurulduğunu bütün Silivri biliyor. Geçmişte nasıl işçi kıyımı yaşandığının en önemli kanıtı da, o dönem basında yer alan açıklamalardır. O dönemde yapılanlar ne çabuk unutuldu? Bana yakıştırılmaya çalışılan bu konu, benim 10 aylık iktidar dönemimle, 5 yıl boyunca yapılan kıyımı aynı kefeye koymaya çalışarak, kimseye kandıramazlar. Burada işini yapan, siyasi gelmemiş kişiler belediyemizde çalışmaya devam etmektedir. Biz kimseyi işten çıkartmadık. Mevsimlik işçilerin sözleşmelerini de yasal olarak mümkün olmadığı için yenileyemedik. Yasal olarak bu mümkün değil. Belediyelerde personel maaşı, bütçenin % 30'unu geçemez ve memur sayısının % 20'sinden fazla işçi çalıştırılamaz. Aksini söyleyenler yasayı açıp baksın. Daha önce 'biz nasılsa iktidarız' anlayışıyla, yasa, hukuk kuralları ve kamunun kaynaklarını ziyan zebil etme anlayışında olan insanlar, bunlara dikkat etmemiş olabilir. Ama biz, burada harcanan her kuruşun bir kamu hakkı olduğunu, insanların cebinden çıkan para olduğunu, bunun hak ve adaletle kullanılması gerektiğini biliyoruz. Kimsenin ekmeğiyle oynamıyoruz. Fakat yasaya göre davranmayı, kanunlara uymayı kimse kendine lüks sayamaz. Biz yasaların zorunlu kıldıklarını yapmakla mükellefiz. Nereli ve hangi partili olursa olsun, yeter ki işine sahip çıksın.
"UTANMANIN KELİME
ANLAMINI ARAŞTIRSINLAR"
Geçtiğimiz dönemde sırf kendi partisinden olmadığı için insanları kıyıma uğrattıkları herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bilirken susmak, bilmezken konuşmak kadar ayıptır. İşten çıkarmalar ve kıyımlar yapılırken susanlar, şimdi bir şey bilmeden konuşma cüretini göstermektedirler. Bana "Utanmadın mı" diyecek yüzü bulunanlar, utanmanın kelime anlamını literatürden baksın, sözlüklerden incelesinler. Bu tür polemiklerle yaptıklarını unutturma çabasında olanlara sesleniyorum; boşuna gayrette bulunmasınlar, yapılanlar halkımızın hafızasından kolay kolay silinmez."
