"Yaşasaydı…” diye başlayan cümleleri sevmiyorum. İstersek yaşatırız. İnsan bedenleri ölümlü ama fikirlerini ebedi kılmak ardından gelen kuşakların elinde. Yeterli gelmiyorsa eserlerine sahip çıkış veya ilke ile devrimlerine ilişkin günümüzdeki durum demek ki; O gidişiyle değil, bizler mirasıyla alakalı bir eksikliğin içindeyiz.
Öyle aydınlık ufuklar ve ileri görüşlülük bıraktı ki bizlere, ne kadar saygıyla ansak azdır. Dünyaya önemli bir miras ve iz bırakan varlığını bizlere sunduğu, değeri her gün artan, önemli bir armağan…
Türk milleti için yaptıklarından dolayı adını anmak ve eserlerine sahip çıkmak önemli tabi… Asıl mühim olan kendi varlığımızın devamı için belirlediği ilkeleri yaşatmak…
Huzur içinde yat Ulu Önderimiz sen elinden geleni fazlasıyla yaptın. Biz yapamazsak, zararı bize…
KUTLU PORTRESİ
Henüz 30 yaşında mı yoksa onu da mı toparlayamadım incelemeye girişmedim doğrusu. Bu yaşta bu ağırlık, bu soğukkanlılık bravo. Akıl yaşta değil baştadır deyimi için yaratılmış bir kişilik Rıfat Kutlu. Ağaçlar gençken iyi ve çok meyve verir. Sadece hastalığa yakalanmasın, önce dalları sonra gövdesi kurur o ağacın, meyveyi falan unutun zaten. İBB, Silivri Belediyesi AK Parti meclis üyeliğinin yanı sıra bir de muhalefetin grup sözcüsü. Tecrübeli meclis üyesi ağabeyleri dururken bu sorumluluğun neden ona verildiğini kısa süre içinde herkes anladı; hatta ilk kürsüye çıktıktan sonra hepimiz ikna olduk. Siyasete giriş nedenleri gibi varlığı da son derece doğal ve ayakları yere sağlam basan nitelikte. AK Parti’nin muhakkak koruması, özenle yetiştirmesi gereken bir siyasetçi profili.
Saadet Gencoğlu ile söyleşiden sonra ‘başaramadıklarım’ üzerine bir kayboluş içerisindeydim, Kutlu’dan sonra ‘yaşlılık sendromuna’ kapıldım kapılayazdım.
Silivri siyaseti adına umudum tazelendi ama… Yolun açık olsun Rıfat Kutlu. Siyaseti iyi biliyorsunuz eksik olan taraf basın ayağı belki : ) O konuda da doğruları açık yüreklilikle aktarabilmeniz, ‘offtherecord’ konuşmak zorunda kalmamamız dileğiyle : )
VE ‘KÜLTÜRLER BULUŞMASI’…
Bu defaki biraz çekingen ve endişeli ama yine de olaysızdı. Bir dahaki sefere emniyetteki arkadaşları mesaide yormadan bu evsahipliğini yerine getirmemiz dileğiyle. Son derece şeker insanlar. Öğrendikleri veya belki hatırladıkları yarım Türkçe sözlerle yol yordam sormaya çalışma çabaları bile o kadar sevimliydi ki… Bu evsahipliğini provokasyon çabalarına rağmen bu kadar güzel atlatmış olmamız dolayısıyla Silivri ile bir kez daha gurur duydum. Savunulanın aksine bence iyi olmak ve doğruyu yapmak, kötü olup yanlış yoldan gitmekten daha kolay. Canlıların doğasında kötülük yok zaten yaşadığı olumsuzluklar ancak onları iyilikten uzaklaştırıyor.
Dün gelen misafirler Silivri’ye ayrı bir güzellik kattı… Hayatımıza da aynı ölçüde hoş anlamlar…
Belediye başkanımız iyi ki bu ziyaret konusunda ısrarcı oldu ve iyi ki mülki amirlerimiz ve emniyet gerekli desteği sundu… Ziyaret ve Kültürler Buluşması üzerine yarın daha geniş kapsamlı bir değerlendirme yapalım…
İyi haftalar Silivri...