Pandemİnİn etkilerinin azalması ile siyasi partilerin yarım kalan ilçe, il ve genel kongreleri ile ilgili süreç şimdi devam etmeye başladı. Partiler yeni kadrolarını belirliyorlar. Bakalım hangi parti ne âlemde...
CHP'DE KURULTAY HEYECANI
Geride bıraktığımız hafta sonunda “hedef iktidar” diyerek CHP 37. Olağan Kurultay'ını gerçekleştirdi. Sakin bir ortamda gerçekleşen kurultayda zaten Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Asıl merak edilen Parti Meclisi üyelerinin seçimiydi diyebiliriz. Seçilenlerin listesine baktığımda eski haliyle kıyaslayınca göze çarpan önemli bir değişiklik görmediğimi söyleyebilirim. Bu da iyi bir şey zira bir yıl önce parti meclisinin CHP'nin Silivri Belediye Başkan Adayının belirlenmesi sürecinde nasıl ciddi bir irade ortaya koyduğunu ve ilçemizi nasıl önemsediğini hala hatırlıyorum. Bu tutumlarını devam ettireceklerini umuyorum. Listeye baktığımda 3-5 kişi dışında çıkan sonuçtan memnun olduğumu söyleyebilirim. Parti meclis üyeleri listesiyle ilgili tek cümlelik bir genel değerlendirme yapacak olsam “listede gördüklerimizden ziyade göremediklerimiz heyecanlandırdı ve mutlu etti bizi” diyebilirim.
İNCE'NİN BİTİŞİ
CHP'de kurultay denince akla gelen bazı önemli isimler vardır. Şüphesiz ki Muharrem İnce de bunlardan biriydi. Hatırlıyorum da bundan iki yıl önceye kadar Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti tabanındaki kredisi bitmeye yüz tutmuşken onun yerine geçebileceğine, CHP'nin Genel Başkanlık koltuğuna yakışacağına inanılan, CHP'yi iktidara taşıyabilecek tek adam olduğu düşünülen bir Muharrem İnce vardı. İnce'nin popülaritesi ve parti tabanındaki karşılığı Cumhurbaşkanı adaylığı döneminde zirve yaptı ve hemen ardından da sert bir düşüşe geçti. Seçim gecesi ortadan kaybolması, seçimin hemen ardından (yapmayacağım demesine rağmen) kurultaya soyunması, saraydaki CHP'li krizi, yerel seçimlerde genel merkezin aday belirleme sürecine müdahaleleri, yerel seçimlerde elde edilen başarı ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti tabanının gözündeki kredisinin artması, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın alternatif liderler olarak giderek popülerleşmesi ve son olarak Ayasofya meselesi ile artık İnce bitti bitiyor diyebiliriz. Çoğu kendi hatalarından oluşan bir dizi olay ne-ticesinde bu duruma geldi aslında. Şimdi kurultaylarda aday olacak cesareti dahi bulamayan, kurultayları sessiz sakin, uzaktan izlemeye mahkûm olmuş, sönük bir İnce var karşımızda. Bir rüzgârdı, dindi. Sonu Sarıgül'den hallice olacak öngörüsünde bulunsam mı acaba...
KAFTANCIOĞLU'NUN STİLİ
Canan Kaftancıoğlu alışılmış siyasi kalıpların çok dışında kalıp da başarılı olabilen nadir siyasetçilerden biri ve bu beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Bilhassa giyim tarzı çok hoşuma gidiyor. Kendisini hiç takım elbiseyle hatırlamam mesela. 31 Mart 2019 seçim gecesi ekranlara mavi bir deri ceketle çıkmıştı. Sosyal medyalarda kullandığı profil fotoğrafı büyük bir motorsikletin üstünde, motorcu montuyla çekilmiş bir fotoğraf mesela. Şimdi kurultay fotoğraflarına baktım, fosforlu yeşil bir ceket, yine beyaz ve fosforlu yeşilli bir tişört ve kot pantolonla gelmişti kurultaya. Düşünsenize, koskoca CHP orada kurultay yapıyor, genel başkan seçiyor. Sen kalk “Kadıköy moda Starbucks'ta White Chocolate Mocha içmeye gidiyorum” kombiniyle katıl. Aslında doğrusu bu biliyor musunuz? Yıllardır herkes takmış bir “protokol kılığına”, böyle gelmiş böyle gidiyor. Atın şu kravatları, dar gömlekleri, kunduraları. Herkes bir rahat olsun, olduğu gibi olsun yahu. Böyle bir şeye öncü olduğu için Kaftancıoğlu'na ne kadar teşekkür etsem az. Ben inanıyorum, bir gün hepimiz bermuda şortlarımızla, birbirinden renkli tişörtlerimizle ilçe kongresi yapacağız :)
İYİ'LERİN İSTANBUL KONGRESİ
Geçtiğimiz Pazar İYİ Parti'de 2. Olağan İstanbul Kongresi'ni gerçekleştirdi. Mevcut İl Başkanı Buğra Kavuncu ve Kurucu İl Başkanı olan Genel İdare Kurulu Üyesi Ersin Beyaz'ın yarıştığı kongrenin galibi zaten favori olarak görülen Buğra Kavuncu oldu. Bana sorarsanız doğru olan da buydu. Zira ortada bir başarı öyküsü var. Kavuncu, İBB seçimlerinde İYİ Parti'nin tabanını CHP logosu altında tamamıyla konsolide etmeyi başardı ve İmamoğlu'nun seçimleri kazanmasına büyük katkı sağladı. Herhangi bir ilçe belediye başkanlığı kazanamasa da CHP'nin aldığı birçok ilçenin kazanılmasında kritik bir rol oynadı. 2 yıllık bir Parti olan İYİ Parti'nin 12 tane İBB meclis üyesi çıkarmasını sağladı. Kıyasladığınızda 50 yıllık MHP İstanbul İl Teşkilatı ancak 4 İBB meclis üyesi çıkarmayı başarabildi mesela. Bunlar göz ardı edilmemesi gereken başarılar. Aslında Kavuncu ile ilgili mesafeli, ulaşılması zor ve iletişime kapalı olduğuyla ilgili şikâyetler duyuyorum. İYİ Parti'yi çok yakından tanımadığım için bunların hangisi ne kadar doğrudur bilemeyeceğim. Ancak Buğra başkanın öyküsünün böyle yarım kalmamasına sevindim. Zira daha yapacak çok işi olduğunu hissediyorum. İYİ Parti Silivri İlçe Başkanı A. Refik Bek'in de çıkan sonuçtan memnuniyetini kendisine ve Buğra Kavuncu'ya karşı muhalif bir duruş sergileyen ilçe yönetim kurulu üyelerine sosyal medyadan fena halde “kapak olduklarını” ima eden bir paylaşım yaparak gösterdiğini de belirtmeden geçmeyelim : )
MHP SİLİVRİ BİLDİĞİNİZ GİBİ
MHP pandemi nedeniyle ilçe kongresini zamanında gerçekleştiremeyen partilerden biriydi. Şimdi olağan kongresini gecikmeli olarak 15 Ağustos Cumartesi günü Mega Saray'da yapacak. Yerel seçim zaferinden sonra Zafer Yalçın'ın tek aday olacağı düşünülüyor. Kısacası MHP bildiğiniz gibi...
AK PARTİ'DE DURUM BELİRSİZ
AK Parti'de delege seçimleri gerçekleşti ama ortada ne bir kongre tarihi ne de aday var. Tam bir belirsizlik hâkim. Silivri Belediyesi'ni MHP'nin, İBB'yi CHP'nin almasından sonra ilçemizde iyiden iyiye etkisiz eleman durumuna düşen AK Parti herhalde kurulduğu günden beri Silivri'de böyle güçsüz olmamıştır. O yüzden ortalık karışık, belirsizlik almış başını gidiyor...
KONUMUZLA ALAKASIZ AMA...
Konumuzla alakası olmayan bir mevzuyu da hazır gündemdeyken köşeme taşıyayım dedim. Geçen hafta bir vicdansızın kendisine emanet edilen yavru bir köpeğe neler yaptığını çoğunuz duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. İşte o vicdansız şu an hangi suçtan yargılanıyor biliyor musunuz? ‘Mala zarar verme...' Yani yıl olmuş 2020, vicdansızın birinin evinizin camına taş atmasının, arabanızı çizmesinin ve can dostunuzu tecavüz ederek öldürmesinin cezası hala eşit! İşlerine gelen her kanunu apar topar bir gecede çıkaran iktidar mensupları sosyal medyayla falan uğraşacağına neden artık bu konuya el atıp gerekli kanunsal düzenlemeleri yapmıyorlar? Hayır, beklemelerindeki amaç ne anlamak mümkün değil cidden. Bu kanunun çıkması ne onları rant kaybına ne de başka bir açıdan zarara uğratır. Hatta belki hayvan severlere şirin gözüküp 3-5 oy fazla alırsınız. Hayvanları düşünmüyorsanız kendinizi düşünün bari. Sormak istiyorum; NEYİ BEKLİYORSUNUZ?