Sevginar Sali

Pes diyorum!

Temmuz meclisini merakla bekliyordum… Ama hiç umduğum gibi çıkmadı…
Tuğba Alkaya, meclis tarihimizde bir ilke imza attı. Başörtülü haliyle oturuma katılan ilk isim oldu. Silivri’nin hoşgörüsü ve umudumuzu kaybettiğimiz siyasi etiğinin seviyesi konusunda sevindirici bir gelişme olarak değerlendirdim duruşu hakkındaki kabullenişi. Kimse Alkaya’nın baş örtüsünü mesele yapmadı. Siyasi etiğimiz de hoşgörümüz de sınıfı geçecek nitelikte; çok şükür!
İkinci mevzu; Işıklar açısından hiç de beklediğim kadar kötü geçmedi Temmuz meclisinin ilk oturumu; hayret!
Oysa çok iyi bir giriş kurgulamıştı Rıfat Kutlu; yani muhalefet… Alt alta saydığı başlıkları kanıtlayan bulgularla destekleyebilseydi iddialarını muhalefet işte o zaman Işıklar’ı köşeye sıkıştırabilirdi…
Yolsuzluk iddialarına "6 yılda 160 müfettiş” yanıtı ile cevap verdi Başkan Bey… Tutun ki muhalefetin çizmeye çalıştığı tabloya inanmak istedik. İnsan dayanak arıyor… Zaten muhalefetin elinde kanıt olsa meclis kapısından çıktığı gibi hemen karşısında yer alan adliyede devam eder öne sürülen mevzuların değerlendirilmesi.
Işıklar’ın binlerce defa ifade etmiş olmasına karşın, "Kap içinde ne varsa dışına da onu sızdırır” benzetmesi hiç bu kadar yerinde ve etkili kullanılmamıştı itirafını yapmak zorundayım…
Kendimden şüphe ediyorum artık... ‘Bu adam işler bu kadar sarpa sarmışken bile nasıl kendini (yeri geliyor savunamadan bile) yine haklı çıkarttı’ düşüncesi beynimi kemiriyor… Yoksa biz mi büyütüyoruz kendini soktuğu saçma sapan durumları… İşler sarpa sardığından Işıklar’ın yüz ifadesinden anlarsınız, son iki haftadır şakıyor mübarek! Nedir neşesinin, keyfinin kaynağı gel de anla…
Elektrik mühendisi hanımla yaşadığı tartışma! "Mağdur olan benim” dedi işin içinden çıktı… Oysa biz "Ali kıran başkesen” olduğu ile ilgili ciddi ciddi fikir edinmiş ve inanmıştık… Konuştu pek de bir şey söylemedi aslında neredeyse Gülnihal hanımı unutup, yara bandı ve tentürdiyot kapıp Işıklar’ın yaralarını sarmaya hazır vaziyete geldik.
CHP’li kadınlara Işıklar’ın düzenlediği kahvaltı mevzusuna hiç girmeyeceğim. AK Parti’nin kendi kalesine bir gol atıp rakibinin hanesine üç puan sayılması durumuyla eş değer bir olay! İBB yıllardır her sene Ramazan ayı boyunca tonla yemek daveti verdi AK Parti de hepsine teşkilat olarak evsahipliği yaptı!
Ve üniversite mevzusu… Işıklar’ın "Engelliyorlar” iddiasını doğrulamak için AK Parti’nin bu kadar çaba sarf etmesine gerek yok! Ses etmeseler Işıklar’ın beceremediğine daha yakın bir düşünceye eğilim göstereceğiz.
Kulüpler mevzusu… Kutlu, burada da bir üslup hatasına düştü. Konuyla ilgili Işıklar’ı köşeye sıkıştırmaya çalışırken o kadar çok "bilmiyorum” kelimesini kullandı ki… Bildikleri ile söylediklerini sorgulamaktan Işıklar’ın ne yaptığını düşünmeye imkanımız kalmadı. Yoksa ne kadar kindar olmadığını unutmamıza fırsat verdiği yok : )
Bütün ay boyunca zaten eşi benzeri olmayan Belediye Başkanımızın yaptıklarını tartıştığımız için muhalefetin ne söylediğine odaklandığımız meclis toplantısı benim beklentilerimin altında kaldı muhalefet açısından…
Işıklar bakımından pek parlak olmasa da Temmuz meclisi ilk oturumu hayret uyandırıcıydı doğrusu… Yine damlaların arasından sıyrılarak ıslanmadan, muhalefet ile aylık kapışmasını yani dolu yağmurunu atlatma sürecini başarıyla tamamladı. Bu defa demagoji, tonla laf kalabalığı bile yapmasına gerek kalmadı ya da onu bile beceremeden sıyrıldı hatalarının içinden. Pes diyorum!
Işıklar’ın hesap sorulurken, vermemek ve hiçbir suçlamanın (suçlu bile olsa) üzerine yapışmaması konusundaki ustalığını ALKIŞLIYORUM! Bir de başını belaya sokmama konusunda ustalaşsa diyeceğim, oldu da bunu da başardı; muhalefet ile medyaya yazık! Çuvallasın arada sırada konuşacak, yazıp çizecek mevzularımız olsun. Neredeyse adamın hatalarına hediye fiyongu takacak duruma geleceğiz...
Silivri siyasetini Özcan Işıklar’ın tekeline zimmetleyen bütün siyasi, sivil toplum, kamuoyu ve medya iradesini canı gönülden kutluyorum... Işıklar, böyle bir Silivri’yi öpsün de başına koysun : )))

YORUM YAP