1979 Ara seçimleri. Yapılmış. Zamanın Ecevit Hükümeti hezimete uğramıştı. Ve hemen istifasını verdi. Süleyman Demirel azınlık hükümetini kurdu…
Bir sabah uyandığımızda “Dolar” iki katından fazla değerlenmişti. Elinde malı olanın, değeri yarıdan aşağı inmişti. Her şey birden zamlanmış. Alım gücü düşmüştü. “Devalüasyon” sözünü duyduk. Ülkemiz insanı, daha sonra sık, sık duyacağı o sözcüğü ilk olarak o günlerde duymuştu…
O günlere geri dönersek… Ortalık yangın yeriydi…
Terörist hareketler bu günden az değil. Her tarafta gren ve yürüyüşlerle çalkalanmakta. İnsanlar sokağa çıkmaktan korkar haldeler…
Tam da o günlerde… Yazımın başında sözünü ettiğim Süleyman Demirel Hükümeti, 24 Ocak Kararlarını aldı. Ka-rarlar çok geniş bir kesimin canını acıtmıştı. Bilhassa emek cephesinin…
Daha, sonra ortalık sakinleşti… Kararların…
Ekonominin gereği, “Piyasa ekonomisi” gereği alındığı söylendi…
“Rekabeti körükleyecek” dendi…
“Piyasa canlanacak” dendi.
Gerçekten… Etkisi olmuştu…
Şimdi… Bir de… Bu güne Silivri’ye bakalım…
Silivri’de konut açığını hepimiz biliyoruz… Ne kadar konuta ihtiyacı olabilir onu da bili-yoruz… Çok şükür, yapacak insanımız da var. Müteahhit var… Ki, yıllar öncesinde olduğu gibi birkaç kişi değil. Çok var…
Lakin… KİPTAŞ denilen İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin bir kurumu geliyor. Yüzlerce Müteahhidin üreteceği bu talebin üzerinde konut üretiyor… Silivrili girişimcilere iş kalmıyor. Onunla rekabet etme şansları yok…
Ve… Bu Kiptaş denilen kuruluş, Konut imalatında kullanılan malzemelerden tek bir tanesini Silivri’den almıyor…
O zaman da, İnşaat malzemesi satanlar, Müteahhitler, Mimarlar, Mühendisler, İnşaat kalfaları, sıvacılar, boyacılar işsiz…
Demem… KİPTAŞ ve TOKİ…
Bunlara, siyasi iktidar tarafından bazı ayrıcalıklar tanınmış. O nedenle, diğer piyasa firmalarının, bu alanda onlarla rekabet etme şansları yok… Bu iki kurum… İnşaat alanında TEKEL gibi… O nedenledir ki… Bu gün Silivri’de uygulanan piyasa ekonomisi değil… Başka bir şey…
ESKİLERDEN
Bilhassa alanı Silivri gibi geniş olan bir ilçede Parti çalışması yapmak, az buz bir şey değildir…
Ayrıca… Gerçekten idealist bir biçimde yapılıyor ise zannedildiği gibi para kazandıran bir çaba sayılmaz parti çalışması…
Partinin önde gelenlerinin, tam tersine el elde avuçta olan parası da gider. Çoluk, çocuğundan esirgediği (5) lira yerine (500) liraların nasıl uçup gittiğini anlamazsın bile…
Bir, rahmetli Mustafa Kızıltan’ı düşünürüm…
Çarşının ortasında Fırını var. Köylerden her gelen ona uğrar. Ağzından sigara eksik olmaz. Az içsin diye çoğu zaman sigara almaz. Ama yine de sigara eksik olmazdı…
Binlerce dönüm arazisinden elinde çok azı kalan, Rahmetli, Feyyaz Altınorak’ı düşünürüm…
Alipaşa’nın ileri gelenlerinden, Silivri’nin en eskilerinden Rahmetli Fikret Gündoğan’ı, Ferit Gündoğan kardeşleri iyi bilirim, iyi tanırım…
Halen… Var olanlara da sorabilirsiniz…
Talat Soyaslan’a…Altan Uluşahin’a…
İhsan Yıldız’a…Selimpaşa Mahallesi’nden, Eşref Balaban’a… Değirmenköy’den Ömer Başaran’a…
Ve… Buraya sığmayacak kadar çok birçok tanıdığım arkadaşa sorabilirsiniz…
Velhasıl… Particilik öyle dışarıdan görüldüğü gibi değil…
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
Devlet Hastanesi yerine verilen ruhsattan dolayı Hüseyin Turan hakkında soruşturma açılıyormuş…
YİNE ŞU ECRİMİSİL MESELESİ
Arazi Devlete ait… Kullanılmıyor…
Öylesi var ki, istese de kullanamaz…
Boşnakbahçe yamacı… Mahalleden, sahile inmek için kullanılır, o sarp yamaçlarda başka hiçbir şey olmaz…
Yarın, öbürü gün, Üst tarafında oturanlar şaşıracak ama söyleyeyim, bir gün Silivri Vergi Dairesi ellerine ulaştığında, içini açtıklarında “şu kadar icrimisil ödemeniz var. Şu güne kadar ödemezseniz, şunlar şunlar olur” gibi bir yazıyla karşılaşabilirsiniz… Ve birçok öneriler. Ve itiraz süresi geçtiğinde bu ödeme kesinleşir. Bir gün Bankada paranız olduğu halde, çekiniz karşılıksız diyebilir banka. Nedeni, bu borç yüzünden, Banka hesaplarınızın bloke edildiğini size söyleyebilirler. Benden söylemesi.
Bunu niye tekrar yazdım…
Şu ara o kâğıtlardan tarlaları “TAPUSUZ” diye Orman köylerine yağmur gibi geliyor da ondan… Bu kış gününde köyde yaprak oynamıyor. Milyarlarca ECRİMİSİL ödemesi talep ediliyor…
Keza, diğer köylerde de öyle…
Maliye hazinesi bu yolla inanılmaz paralar toplamakta. Rakamlar tahminlerin çok, çok üstünde. “Efendim, itiraz edin” deniyor. Et de gör bak. Avukat, mahkeme, bilirkişi parası. Ve sonunda ne elde edeceğin meçhul…
Evet… Devletin, görünmeyen gelirleri bunlar. Hem de az buz değil…
Haberin devamı 24.10.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…