İnsan olayların içinde olunca atlayabiliyor, detayları da kaçırabiliyor. Görebilmek için arada bir biraz geriye çekilip bakış açısını genişleterek konulara uzaktan, yukarıdan bakmakta fayda var.
Takımın puan cetvelindeki yeri, bazı oyuncuların mesela İsmail’in durumu ve bu konulardaki tutum ve davranışlar ortada.
Oyuncular vites arttırıp gaza yüklenmeye çalıştıkça birileri frene basıyor, bazıları el frenine asılıyor!!!
Birimler arası uyum önemlidir ama görev ve yetki alanlarına müdahale edilecek kadar uyumlu olmak da o kadar iyi değildir.
Olmak ya da olmamak noktasında bu şekilde davranmak hedefi ıskalamak, güveni, krediyi, desteği tüketmek demektir.
Köprüyü geçmek (ligde kalmak) marifet değil. Mesele yeni köprüler kurabilmek yeni yollar açabilmektir.
2-2,5 milyonluk bütçeyle bunu yapmak mümkün.
Burada yönetici profili ve antrenörlük felsefesi önemlidir. Küçük hesaplar kişisel kaygılar bu konularda belirleyici olmamalı.
Empati yapmak lazım.
Futbolda en çok parayı atanla tutan alır. Sol bek Muharrem’e sunulan şartlarla İsmail’e dayatılan şartlar normal mi?
Siz olsanız bu dayatmaları kabul eder misiniz?
Sakatlığını tedavi ettirmek yerine İsmail’den rapor istenmesi güven ortamının bozulduğunu, kuşkucu, şüpheci yaklaşımların öne çıktığını gösteriyor.
Bu ortamın takım üzerindeki etkisi düşünün.
Bu ortamdan bir başarı öyküsü çıkar mı?
Tüm olumsuzluklara rağmen takım en azından Play-Off oynasın, oyuncularımız piyasaya çıksın transfer yapsın. Futbol pazarında yerimiz olsun istiyoruz.
İşte ben de bunun için ha bire yazıp yazıp duruyorum.
Bağcıyla işimiz yok, biz üzüm yemek isteyen taraftayız.