14 Mayıs 2023 seçimlerinde İYİ Parti'den Tekirdağ Milletvekili Aday Adayı başvurusunda bulanan Prof.Dr.Tamer Dodurka, “Yol ayrımındayız” diyerek, “Görüyoruz ki bu “tek adam rejimi”, Erdoğan'ın şansında demiyorum, ben bile olsam yetkiler arttıkça, ister istemez gücü elde toplamak zorunda kalıyor. Bakın, depremde bile herkes merkezden emir beklemeye başlıyor. Bu yapı, ülkeyi çok yanlış bir yere götürüyor. Onun için ya güçlendirilmiş bir Parlamenter Sisteme döneceğiz, ya da ülkeyi ciddi bir tehlikeye doğru götüreceğiz” şeklinde konuştu.
Prof.Dr. Tamer Dodurka, İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörlük görevini kısa bir süre önce devrederek, İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Adaya Adayı başvurusunda bulundu. Dodurka ile siyasete atılma nedeni ve İYİ Parti'yi konuştuk.
“İYİ PARTİ, HALKIN MERKEZİNE YERLEŞMEYİ AMAÇLIYOR”
Sevginar SALİ: Neden İYİ Parti'desiniz ve 14 Mayıs seçimlerinde neden İYİ Parti'ye oy vermeliyiz?
Prof. Dr. Tamer DODURKA: İYİ Parti'nin konumlanacağı yer; halkın merkezi. Eski deyimler var ya; merkez sağ, merkez sol… İYİ Parti, bunları bir kenara bırakarak, halkın merkezine yerleşmeyi amaçlayan bir parti oldu.
“MERKEZ KESİMİN İYİ PARTİ'DEN BEKLENTİSİ VAR, ÇÜNKÜ MECLİSTE GERÇEK TEMSİLCİSİ YOK”
Böyle olunca partinin aşırı uçlarla ilişkisi yoktur, herkese kucak açar. Türkiye'de en geniş kesim olan merkez kesimin şu an İYİ Parti'den beklentisi var, çünkü gerçek temsilcisi mecliste yok. İYİ Parti de buna hazırlandı. Benim de kafa yapım, merkeze uygun. Ben ona halkın merkezi diyorum.
“İKTİDAR, MİLLETİN ÖZÜNÜ OLUŞTURMALI”
Bazı iktidarlar gelip, milleti kendine benzetmeye çalışıyorlar. Halbuki bizim yapmamız gereken; iktidarın, milleti temsil etmesi ve özünü oluşturması. İYİ Parti buna en yakın parti. Ben de yerimi orada aldım.
“İYİ PARTİ YOLA, HİÇBİR ŞEYİ OLMADAN, HALKA GÜVENEREK ÇIKTI”
Türkiye'de bazı kalıplar, kemik oyu olan partiler var. İktidar partisinde her zaman seçmen avantajı bulunur. Bu nedenle iktidarın elindeki güçle propaganda yapma imkanları, medyası var. İYİ Parti hiçbir şeyi olmadan yola çıktı. Milletine güvendi.
“ATATÜRKÇÜLÜK HER ZAMAN KIRMIZI ÇİZGİM OLDU”
Genel Başkanımız Meral Akşener'in halk insanı, gerçek bir vatansever ve kadın olması, her şeyden önce beni çok etkiledi. Tüzüğe de bakınca Atatürkçü, laik, demokratik bir parti. Atatürkçülük her zaman kırmızı çizgim oldu. Eğer ki İYİ Parti farklı kesimleri temsil edecekse, ben de burada Atatürkçü kesimin temsilcisi olarak yerimi aldım.
“TÜM MEKANİZMALAR “TEK ADAM” TARAFINDAN ATANDIĞI İÇİN DENETLEME ORTADAN KALKTI”
Sevginar SALİ: 14 Mayıs nasıl bir seçim olacak?
Prof. Dr. Tamer DODURKA: Elbette çok önemli, çünkü bu ülke 2018 yılından bu yana Başkanlık sistemini denedi. Bu sistem dünyanın hiçbir yerinde benzer bir yapıya bürünmedi. Buna “tek adam rejimi” diyebiliriz. Bu sistemi denetleyen hiçbir mekanizma ayakta kalmadı. Tüm mekanizmalar “tek adam” tarafından atandığı için denetleme ortadan kalktı.
Eski ABD Başkanı Tramp, bile geçenlerde gitti karakola teslim oldu, çünkü orada yargı, yürütme, yasama mekanizmaları çok iyi çalışıyor.
“BİZE GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR PARLAMENTER SİSTEM LAZIM”
Bizim de 14 Mayıs'ta eskiye dönelim diye bir iddiamız olmamalı. Eski köhne yapı da bize çok uygun değil. Parlamenter Sistem evet, ama güçlendirilmiş olanı bize lazım veya birkaç dönem daha “tek adam rejimi”ne devam etmemiz lazım.
“YOL AYRIMINDAYIZ”
Onun için yol ayrımındayız. Görüyoruz ki bu “tek adam rejimi”, Erdoğan'ın şansında demiyorum, ben bile olsam yetkiler arttıkça, ister istemez gücü elde toplamak zorunda kalıyor. Bakın, depremde bile herkes merkezden emir beklemeye başlıyor. Bu yapı, ülkeyi çok yanlış bir yere götürüyor. Onun için ya güçlendirilmiş bir Parlamenter Sisteme döneceğiz, ya da ülkeyi ciddi bir tehlikeye doğru götüreceğiz. Bu bence ülkenin ekonomi, sağlık, eğitim meselelerinden de önemli. Bu bir rejim meselesi. Yeni bir rejim için 14 Mayıs seçimleri çok önemli. Belki de Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biri.
“GENÇLER, BU TARZ SİYASETİ SEVMİYOR”
Sevginar SALİ: Gençlerin gündemlerinde siyasetle ilgili ne var?
Prof. Dr. Tamer DODURKA: Zannediliyor ki gençler pek duyarlı değil, siyasetle ilgili değiller ama onlar esasen bu tarz siyaseti sevmiyor; bir kişinin karar verdiği, otorite olduğu siyaset sistemini gençler sevmiyor ama ülke meselelerine karşı duyarsız değiller, siyaseti sevmiyor değiller. Bu siyasi yapı değiştiği ve demokratik bir siyasi yapı geldiği takdirde her şey değişecek. Siyasi parti kanunu değiştirilmeli. Siyasi partiler içerisinde her il başkanı ve teşkilat görevlisi, maddi manevi hesap veriyor olmalı. Eskiden kazandıklarını ispatlama mecburiyeti vardı, sonra malum sebeplerden dolayı bu kalktı. Dürüstlüğün, ahlakın, erdemin olduğu bir siyaset anlayışında, gençler mutlaka yer almak isteyecek.
“50 YILIN SİYASET ANLAYIŞIYLA TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ KURAMAYIZ”
Gençler, bu ülkeden çok şey bekliyor. Şu yapıyla maalesef hayal kuramaz duruma geldiler. Aramızda büyük fark, ara var. Biz 50 yılın siyaset anlayışıyla Türkiye'nin geleceğini kuramaz, gençleri mutlu edemeyiz. Bu yüzden gençleri çok iyi dinlememiz gerekiyor. Onların farklı fikirlerinden, değişime yatkın yapılarından faydalanmalıyız. Gençler, teknolojiyi seviyor. Haklılar da. Teknoloji ile öğrenmeyi seviyorlar. Eğitim sistemi de dahil henüz bunu kurabilmiş değiliz.
“MİLLİ VE GENÇLERE YÖNELİK BESLENME VE EĞİTİM POLİTİKALARINA İHTİYACIMIZ VAR”
Hala eski yöntemlerle yarının gençlerini yetiştirmeye çalışıyoruz. Avrupalı gençlerle rekabet edebilmeleri için eğitim sisteminden başlayıp beslenme sistemine kadar her şeye el atmamız lazım. Milli ve gençlere yönelik bir beslenme politikasına çok ihtiyacımız var. Ondan sonra bir Milli Eğitim Politikasına ihtiyacımız var. Günün şartlarına gençlere göre tasarlanmalı.
“MECLİSTE YAPACAĞIMIZ ÇOK ŞEY, SÖYLEYECEĞİMİZ ÇOK SÖZ VAR”
Bunları yapmak benim zaten ilgi alanıma giriyor. Eğer ki mecliste olursam çalışmak istediğim yerlerin başında; Milli Eğitim Komisyonu geliyor. Mecliste yapacağımız çok şey, söyleyeceğimiz çok söz var ama bunu yapabilmek için milletvekili olmamız lazım. Burada evet Rektörlük de en az milletvekili kadar onurlu görev ama ben buna rağmen, yapacağımız işler için yolun milletvekilliğinden geçtiğiniz bildiğimiz için adaylığımı ilan ettim. Ülkeme bu şekilde hizmet etmeye çalışacağım.
“TEKNOLOJİ ÜRÜNLERDEKİ İHRACATIMIZ YÜZDE 3”
Gençler teknoloji sever dedik. Oradan yola çıkarak söylüyorum bizim teknoloji ürünlerdeki ihracatımız yüzde 3. En fazla geliri ve maliyeti olan işler teknoloji ürünleri. Ülkemiz bir an evvel bunları artırması gerekiyor, çünkü günün koşulları bunu gerektiriyor. Artık ülkelerin kaynakları ve madenleri çok önemli ama bugün bir maden ihracatından kazancının çok daha fazlasını basit bir teknolojik ürünle çok daha az maliyetle kazanabiliyorsunuz. O yüzden teknolojiye önem vermemiz bu konuda da gençleri değerlendirmemiz, onlara yol açmamız, teknolojiyle haşır neşir olmalarını sağlamamız çok önemli.
“HAYVANLAR DA, İNSANLAR DA MUTLU OLSUN, ÖYLE BİR DÜNYANIN PEŞİNDEYİZ”
Sevginar SALİ: Hayvan haklarıyla ilgili de eminim ki mecliste söyleyecek çok sözünüz olacak.
Prof. Dr. Tamer DODURKA: Ülkemizde demokrasinin zafiyetleri, sadece insana değil, tüm canlıları etkiliyor. Kaflarda demokrasi anlayışı hakim olmadığı zaman bir birimizle anlaşamadığımız gibi farklı türlerde de anlaşmamız güç oluyor. Bugün bizim evcilleştirerek, davranış yapısını değiştirdiğimiz, hatta fiziksel yapısını bile değişime uğramasına neden olduğumuz hayvanlar, bize mecbur olarak yaşıyorlar. Bizim de onlara karşı bir mecburiyetimiz var. Onların yaşam koşullarını uygun şekilde sağlamak Türk milletinin geleneğinde var. Karıncayı bile incitmekten korkan, merhamet sahibi bir milletiz. Atalarımız sokak köpekleri için vakıflar oluştururken, o dönemin şartlarında hastaneler yaparken Avrupa “Bir hayvana bu kadar değer verilir mi?” diye bizimle dalga geçerdi. Şimdi aynı Avrupa bize hayvanseverlik öğretmeye kalkıyor. Biz hayvanlara karşı merhametimizi de gösteririz. İnsanlar da, hayvanlar da mutlu olsun, öyle bir dünyanın peşindeyiz. Bu dünya hepimize yeter, herkes de mutlu olabilir. Demokratik ortam sağlansın. İnsanların farklı türlere karşı saygın bakış açısı gelişsin.
“RUMELİLER SİYASETTE DAHA FAZLA YER ALMALI”
Sevginar SALİ: Rumeli Kanaat Önderleri Grubundaki çalışmalarınızdan da söz edelim mi biraz?
Prof. Dr. Tamer DODURKA: Türkiye'de herkesin tahminin üstünde bir Rumeli sayısı var. Değişik iddialar vardı. Bu konuda yapılmış doğru dürüst bir çalışma yoktu. İstatistik bilimiyle uğraşan Eski Milli Eğitim Bakanı ve Rumelili olan Prof. Dr. Necdet Keskin bir araştırma yaparak Türkiye'ye gelen göçmenlerin sayılarını hesaplayarak ve orantılayarak bir rakama ulaştı ki bu rakam 30 milyonu gösteriyor. Türkiye'de bu kadar Rumelili varken, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilmemenin üzüntüsüne sahipler. Rumelilik elbette sadece bir aidiyetlik değil, aydınlık, çağdaş, Atatürkçü, vatansever bir kafa yapısı. Rumeliler hangi partiye giderlerse gitsinler, tamamında bunu görmeniz mümkün. Bu özelliklerini taşırlar. Bu yapı, sayısı yüksek olmasına rağmen bir araya gelemiyor. Bir araya gelmesi, sesini yükseltmesi lazım, Rumeli değerlerini ve kültürünü yaygınlaştırması lazım. Işık Doğu'dan gelir dedik ama Rumeli'de olgunlaşır ve parlar. Tekrar Anadolu'ya döner. Tarihte bunu gördük. Bugün hala Rumeli'de Bektaşi ve Anadolu kültürünün etkisini görür hissedersiniz. Rumelilik öyle bir kültürel değerdir.
Rumeli Kanaat Önderleri Grubu'na katıldım. Tüm Rumeli vakıf ve dernekleriyle ilişkileri olan bir platformdur. Ayda bir kere bir araya gelerek bu camia için yapabileceğimiz şeyleri konuşuyoruz. Uluslararası ve ulusal alanda yapılabilecek çalışmaları planlıyoruz. İçinde eski bakan ve siyasetçilerimiz var. Örneğin Lütfullah Kayalar şu an İYİ Parti'ye katıldı. Bu değerleri anlatmanın bir yolu yine siyaset. O yüzden Rumeliler daha fazla siyasette yer almalı.
“GENÇLERE GÜZEL BİR TÜRKİYE BIRAKABİLMEMİZ İÇİN ANKARA'DA GÖREV ALMAMIZ GEREKİYOR”
Sevginar SALİ: 14 Mayıs seçimleriyle ilgili Türkiye'ye nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Prof. Dr. Tamer DODURKA: Belli bir yaşa geldik, şahsi olarak ülkemizden artık fazla bir şey beklemiyoruz. Çalıştık, didindik, karşılığını aldık. Önemli görevler ve hizmetler yaptık. Bunların mutluluğu içerisindeyiz. Ancak gençlerimize güzel bir Türkiye bırakmamız gerekiyor. Bunu yapabilmek için bizim gibi düşünen insanların meclisten bir şey kazanmak değil de oraya bir şey vermek, ülkeye bir şey vermek isteyenlerin bir araya gelerek, İYİ Parti'de bunun yoğunlaştığını övünerek söyleyebilirim, Ankara'da görev almamız gerekiyor.
“ÜLKENİN VE KENDİ GELECEKLERİNİN KARARINI GENÇLER VERECEK”
Ülkenin ve gençlerin geleceği için kararı yine gençler verecek. İyi düşünmeleri gerekiyor, bu seçimle kendi geleceklerini kuracaklar. Bu yüzden hata yapmamaları gerekiyor.
Katılımın çok yoğun olacağına inanıyorum ama vatandaşlarımızın hangi parti olursa olsun oy vererek görevlerini yapmaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
14 Mayıs artık önemli bir yol ayrımı. Herkesi vatandaşlık görevini yapmaya davet ediyorum.