Kendi radyosunda “İş dünyası” programının bu haftaki konuğu olan Küpe Radyo TV Yayıncılık Ticaret ve Anonim Şirketi Genel Müdürü ve SİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Sırdaş, “Radyo, bizim için bir sosyal proje gibi, gönül bağı kurduğumuz, en sevdiğimiz ve kıymetlimiz. Geliştirmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” diyerek bir de dinleyicilerine müjde verdi.
Silivri SİAD ve Küpe FM işbirliğinde hazırlanan “İş Dünyası” programının bu haftaki konuğu Küpe Radyo TV Yayıncılık Ticaret ve Anonim Şirketi Genel Müdürü ve SİAD Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Sırdaş oldu. Kendi radyosunda Turhan Alyakut'un sunduğu programa konuk olan Sırdaş, mesleki yolculuğunu, radyoya olan sevgisini ve anneliği anlattı, iş arkadaşlarına teşekkür etti ve dinleyicilerine müjdesini duyurdu.
Bu güne kadarki en özel konuğunu ağırladığını paylaşan Turhan Alyakut, “Hiç kimse hem çok eski arkadaşı, hem çok uzun süre birlikte çalıştığı meslektaşı ve patronunu yayında konuk edemez. Bugünkü konuğumuz Küpe FM'in ortağı, Genel Müdürü Dilek Sırdaş. Hoş geldin Dilek.” sözleriyle sohbete başladı.
Dilek SIRDAŞ: Turhancığım bu güzel program girişin için çok teşekkür ederim. Bu programı nasıl yapacağımızı merak ediyordum. Çünkü dediğin gibi hem eski arkadaşız, hem her şeyimi biliyorsun. Ben sana ne anlatacağım. Sorularla ilgili bana hiç kopya da vermedin. Aslında çok özel bir projenin konuğuyum. “İş Dünyası”, benim SİAD üyeliğimden sonra Basın Komisyonu Başkanı oldum ve benim ilk projemdi. Sağ olsun SİAD Başkanımız Hakan Kocabaş da projeyi duyduğundan itibarin çok destekledi ve çok güzel bir program olduğunu düşünüyorum. Bu programda konuk olmak da ayrıca keyifli. Hem kendi radyomda hem bu programda, bu projenin içinde yer almak da benim için çok keyifli ve onur verici. SİAD, çok kıymetli iş adamlarından oluşuyor ve her hafta şaşkınlıkla onları birlikte ağırlıyoruz. Her hafta yeni yeni bir şeyler öğreniyoruz. Her gün canlı yayında olan birisi olarak bakalım bugün neler anlatacağım?
“MESLEĞİMİ ÇOK SEVDİĞİM VE HAYATIMIN BİR PARÇASI OLARAK GÖRDÜĞÜM İÇİN KESİNTİSİZ DEVAM ETTİ”
Turhan ALYAKUT: Seni konuk etmemizin nedenini açıklayalım; SİAD'ın dokuz kadın üyesinden bir tanesisin. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün hemen ertesinde bir kadın girişimciyi ağırlamak istedik. Zaten “İş Dünyası” programının doğal konuklarından bir tanesisin.
Mesleğimizle ilgili konuşalım. Radyoların kurulduğu 90'lı yıllarda bu mesleğe başlayıp, bu işi kesintisiz yapan insanlardan ve kadınlardan bir tanesisin. Türkiye'de bunların sayısı çok az, dolayısıyla bu konuda takdiri ve teşekkürü hak ediyorsun.
Dilek SIRDAŞ: Çok teşekkür ederim. Sanıyorum bu mesleği çok sevdiğim ve hayatımın bir parçası olarak gördüğüm için bunca yıldır kesintisiz devam etti. Kesintiye uğradığım bir dönem var; kızlarımın doğduğu dönem. Onları kendim büyütmek ve o güzel zamanı birlikte geçirmek istediğim için beş yıl kadar radyoya ara verdim. Tabi gözüm ve kulağım radyodaydı. Elim hep üstündeydi. Sadece canlı yayın yapamamış seslendirmeye gelmiştim, ama çok özlemiştim. Çocuklar okul çağına başlayınca koşa koşa geldim. Sen de o dönemde televizyondaydın. Sonra Turhan'la birlikte koşa koşa radyoya döndük. İyi ki dönmüşüz . Yeni heyecanla, daha güzelini nasıl yapabiliriz diye birlikte 2014 yılının sonunda başladık. 2020 yılına geldik. Zaman su gibi akıp geçiyor.
Turhan ALYAKUT: Maşallah bize.
Emekliliğe hazırlanmamız gereken zamanda daha fazla mı çalışmaya başladık?
Dilek SIRDAŞ: Sanki. Biz emekli olamayız.
“RADYO, BENİM VAZGEÇİLMEZ PARÇAM OLDU”
Turhan ALYAKUT: Çalışma arkadaşlarımız da “Siz 90 yaşına kadar çalışırsınız. Bize gerek kalmaz.” diyorlar. Biz çok eski arkadaşız. Uzun süredir de bu işi yapıyoruz ama Dilek radyoculuk macerası nasıl başladı? Sen Makine Ressamlığı okudun. Bambaşka bir eğitim aldın.
Dilek SIRDAŞ: Evet, geçtiğimiz günlerde Rumeli Üniversitesi'ne konuk oldum, orada da anlattım. Bizim dönemimizde meslek liseleri sınavla öğrenci alıyordu. Ben de meslek lisesine girmek istedim. Teknolojiye meraklıyım. Aslında bilgisayarı tercihime önce yazmıştım. İkinci sırada da Makine Ressamlığı vardı ve benim hiçbir fikrim yoktu. Öğretmenimin yönlendirmesiyle yazmıştım. Şans yüzüme güldü ve Makine Ressamlığını kazandım. Hiç fikrim olmasa da bu bölüme başladım ve bitirdim. Çok sevdim mi? Sorumluluk gereği mezun oldum, yaptım ama lise sonda 90'lı yıllarda özel radyoların yeni yeni çıkmaya başladığı dönemde ben bu radyoda program yapmaya başladım. Bu işi çok ciddiye aldım ve o yaşta, o tahlili nasıl yaptığımı bilmiyorum ama Makine Ressamlığı ile asla devam edemeyeceğimi, işimin radyoculuk olduğuna karar verdim ve iyi ki de öyle karar vermişim. Sonrasında da radyolarda çalışmaya devam ettim. 1996 Yılında da Küpe FM'i devraldık. Küpe FM, 1994 yılında kuruldu. Sevgili Cem Yüceland kurdu. Kendisinden devraldık ve o gün bugün radyo benim vazgeçilmez bir parçam oldu.
“RADYO, BİZİM İÇİN BİR SOSYAL PROJE GİBİ, GÖNÜL BAĞI KURDUĞUMUZ, EN SEVDİĞİMİZ VE KIYMETLİMİZ”
Turhan ALYAKUT: Uzun süre bu radyonun yönetimindesin, eşinle beraber ortağısın. Baktığımız zaman Türkiye'de şöyle bir durum görüyoruz; özel radyo ve televizyonlarda işletmecisi, sahibi değişmeyen kuruluş çok az. Ulusallarda bile bu böyle, yerellerde bu durum daha da vahim. Küpe FM 26 yıldır, ki 24 yılı senin yönetiminde, yayın hayatına istikrarlı bir şekilde, hem dinleme hem yayın oranını artırarak, yatırımlarına devam ediyor. Bu şartlarda bu çok büyük bir güçlük. Neden böyle bir şey yapıyorsunuz? Para kazanabiliyor musunuz?
Dilek SIRDAŞ: Aslında bunu en iyi sen biliyorsun. Ticari açıdan bakarsak evet, çok yapılabilecek bir iş değil ama dediğim gibi radyo hayatımın bir parçası ve gönül bağı kurduğum işimin ötesinde. Dolayısıyla bünyemizde birçok şirket var. Onlardan bir tanesi de Sırdaş Damga. kale gibi arkamızda. Onun dışında başka sektörlerde de faaliyet gösteriyoruz. Radyo, bizim için bir sosyal proje gibi, gönül bağı kurduğumuz, en sevdiğimiz, en kıymetlimiz. İstanbul'da da birçok radyo ortaklığı yaptık. Birçok ulusal radyoya ortak olduk. Zaman zaman aldık sattık ama Küpe FM'in yeri her zaman çok farklı oldu. İlk radyomuzdu ve her zaman bizde yeri daha farklı oldu. Yatırımları hep Küpe FM'e yaptık. Dolayısıyla Küpe FM ile aramızda iş dışında bir şey var.
Yatırımlar da işin devam etmesi de reklam gelirleriyle olabilecek bir şey. Bir dönem her şey çok iyiydi ama artık hayatımızda sosyal ve dijital medya var. Reklamda çeşitlilik arttı. Dolayısıyla artık eski radyo reklamları yok.
“GÜCÜMÜZ YETTİĞİNCE DAHA İYİ YERLERE TAŞIMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ”
Turhan ALYAKUT: Pay küçüldü.
Dilek SIRDAŞ: Bu sektörle ilgili ama öbür taraftan baktığınızda da yaz döneminde nüfusumuz artıyor dolayısıyla reklam ajansların bize ilgisi de artıyor. Ajanslardan daha fazla reklam geliyor. Daha çok kişiye duyurmak adına doğru yaklaşım. Bir başka alternatif yok. Trakya bölgesinde 13 karasal vericisiyle, uydu yayınıyla, internet yayınıyla istikrarlı bir şekilde yıllardır yayın yapan tek radyo Küpe FM. Kazansa da kazanmasa da bu radyoyu gücümüz yettiğince daha iyi yerlere taşımak için elimizden geleni yapıyoruz. Farklı hazırlıklar içindeyiz. Sürpriz olsun mu? Açıklayalım mı?
KÜPE FM'DEN DİNLEYECİLERİNE MÜJDE
Turhan ALYAKUT: Açıklayalım çünkü dinleyicilerin bunu bilmeye hakkı var. İnsanlar Küpe FM'i biliyor, dinliyor ve ayrıca da sahipleniyor. Kendi radyoları gibi düşünüyorlar.
Dilek SIRDAŞ: Küpe FM'i devraldığımızda tek vericiyle yayın yaparken, şu anda 13 karasal vericisiyle uyduda ve internette yayını olan bir radyo ama teknoloji o kadar hızlı değişiyor ki bu hıza bizim de ayak uydurmamız, hatta bir adım öne de geçmemiz gerekiyor. Talepler doğrultusunda görüntülü yayına nasıl geçeriz diye araştırıp ona göre bir stüdyo programladık. Yakın zamanda stüdyomuzu oraya taşıyıp, aynı zamanda konuklarımızı dinleyicilerimize göstermiş olacağız. Fotoğraf paylaşıyorduk ama dinleyicilerimiz konukları çok merak ediyordu. Bu noktada Küpe FM olarak hazırlık yapıyoruz. Yakın zamanda inşallah bunu da tamamlayıp konuklarımızı dinleyicilerimiz dinlerken, izlemek isteyenlerin de izlemelerini sağlayacağız.
Turhan ALYAKUT: Bu, yeni projelerden bir tanesi. Başka projelerimiz de var. Onları hayata geçirdikçe paylaşacağız.
Dilek SIRDAŞ: Küpe FM, sabah saat 07.00'de başlayan akşam 11.00'e kadar çok değişik ve iyi seslerle yayına devam eden, insanların gününe eşlik eden bir radyo. O yüzden biz yenilikleri de katarak, o heyecanı hep diri tutarak işimizi keyifle, mutlulukla yapan bir radyoyuz. Onu hep bir adım öteye götürmek için elimizden geleni yapacağız.
“KADROMUZ PIRIL PIRIL, BİRBİRİNDEN KIYMETLİ, FARKLI RENK VE TATTA ULUSAL TECRÜBESİ OLAN KİŞİLERDEN OLUŞUYOR”
Turhan ALYAKUT: Kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu işi yaptığım için zaten şanslı hissediyorum ama şu ana kadarki çalıştığım radyolar içerisinde, en popüler dönemi saymazsak, rüya gibi bir kadro ile yayın yapıyoruz.
Dilek SIRDAŞ: Gerçekten ulusal ve meslekte en az 10 yıl tecrübesi olan programcı arkadaşlarımız var. Hepsi pırıl pırıl, birbirinden kıymetli, farklı bir renk ve tat. O yüzden hem hafta içi kadrosunu, hem hafta sonu kadrosunu çok seviyorum. Ben de bir dinleyiciyim. Keyifle Küpe FM'i dinliyorum.
“KADINLARIN İÇGÜDÜSEL OLARAK ORGANİZASYON YETENEĞİ VAR”
Turhan ALYAKUT: Bizden çok daha fazla dinliyorsun. Bu işe vakit ayırdığın kadar eşini ve çocuklarını da ihmal etmeden çok vakit ayırıyorsun. Bu ağır yükü zorlanmadan taşıyorsun.
Dilek SIRDAŞ: Kadınları içgüdüsel olarak bir organizasyon yeteneği var. Bu bizim varoluşumuzla ilgili bir şey. Dolayısıyla eğer çalışmak istiyorsanız, daha programlı oluyorsunuz. Kızlarım üç yaş arayla doğduğunda bir beş yıl evde kalmak zorunda kaldım. İkisini de büyütmeden işe dönmek istemedim. Evde kaldığınız zaman çok programlı değilsiniz. Üzerinizdeki eşofmanı bile çıkartmıyorsunuz. İşe gideceğiniz zaman çok daha planlı ve programlısınız. Her sabah saat 06.10'da uyanıyor, kızlara kahvaltı hazırlıyorum. Onları 07.30'da okula gönderip işe çıkıyorum. Onlar eve dönmeden dönmeye gayret ediyorum. Çünkü ben de çocukluğumda bunu çok severdim. Kapıyı çaldığımda annemin açmasını çok severdim. Bu duyguyu da onlara yaşatmak istiyorum. Çünkü çok özel bir dönem. Bir süre sonra zaten okula dağılacaklar ve bunu yaşayamayacaklar. Bu dönemi onları ve işimi aksatmadan tamamlamaya çalışıyorum. Bu, kadınların çoğunda olan bir şey. Organizasyon yeteneğimiz var. Çocuklar olduktan sonra çok daha toleranslı, çok daha şefkatli oluyorsunuz. Empati yeteneğiniz de gelişiyor. Çalışan kadının çocuklarına kattığı şey, çalışmayan anneler göre daha fazla. Belki zaman konusunda daha fazla vakit ayıramıyoruz ama rol model oluyoruz. Çocuk bu duruma alışıyor. Kadının zaten çalışması gerektiğini biliyor. Hayat öyle ilerliyor. Başka bir alternatif yok. Küçük kızım, bir başka arkadaşı için “Anne onun da radyosu var mı?” diye soruyor. Çocuk ileride onun da çalışması gerektiğini görecek. Ben en azından çocuklarıma bunu gösteriyorum.
“GENÇLERLE İŞ DENEYİMLERİMİZİ PAYLAŞTIK, KATKU SUNABİLDİYSEK NE MUTLU BİZE”
Turhan ALYAKUT: Çünkü çocuklar ne söylediğimiz değil, yaptığımızı yapıyorlar. İstanbul Rumeli Üniversitesi'ne
konuk oldunuz orada neler yaptınız?
Dilek SIRDAŞ: Evet, girişimci kadınlar olarak derneğimizi temsilen Yönetim Kurulu Başkanımız Gülgün Narinç'le birlikte davet edildik.
Turhan ALYAKUT: Girişimcilikle ilgili neler anlattınız? Üniversitenin Radyo-Sinema ve Televizyon Bölümü var. Yakın ilişki içindeyiz. Beş öğrencisi bizde staj yapıyor. Aramızda oldukları için çok da mutluyuz. Çünkü okulda öğrendikleri farklı, yanımızda öğrendikleri farklı. Küpe FM olarak Rumeli Üniversitesi'ne bir Uygulama Radyosu hediye ettik. Öğrenciler artık derslerden öğrendikleri teorik bilgileri pratiğe dökebiliyorlar. Sen de dernek başkanınız Gülgün Narinç'le bu radyoya konuk oldun. Radyoculuk konusunda nasıllar? Bize rakip olabilirler mi?
Dilek SIRDAŞ: İyiler, iyiler. Benim için çok ilginç bir deneyimdi. Kendi radyom dışında bir radyoya konuk olarak davet edildim. Her gün canlı yayındayız, her gün program yapıyoruz ama bir başka radyoya konuk olmak da değişik bir histi. Hem Silivri Kadın Girişimciler Derneği, hem Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği'ni temsilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili projelerden, yapılması gerekenlerden bahsettik. 15-20 Dakikalık bir programdı ve değişim bir deneyimdi. Sonrasında da bir Girişimcilik Dersine konuk olduk. Doktor Öğretim Üyesi Ali İhsan Özeroğlu'nun dersine konuk olduk. Kendi iş deneyimlerimizi anlattık. Gençlere bu konuda örnek olabildiysek ne mutlu bizlere. Anlattıklarımızdan belki de sadece bir tanesiyle yollarına devam edecekler ama olsun, katkı katkıdır.
“İYİ Kİ YOL ARKADAŞLIĞI YAPTIK, KÜPE FM'İ BİRLİKTE BÜYÜTTÜK”
Turhan ALYAKUT: Radyoculuk zor meslek. Bütün zorluklarına rağmen 26 yıldır bu radyo ayakta kalmaya devam ediyor. Yatırımlarına her gün yeni bir tanesini daha ekleyerek, büyüyerek bölgede güzel işler yapıyor. Bir kere burası 13 kişiye ekmek sağlıyor. 13 Aile geçimini buradan sağlıyor. Bu ekonomik şartlar altında maaşlar aksamadan zamanında alınabiliyor. Reklam pastasının her geçen gün daraldığı bir sektörde ben ve beraber çalıştığım arkadaşlarım gururla burada çalıştığımızı söylüyoruz. Umarız uzunca süre de söylemeye devam ederiz. Buradan anladığın emekli olmaya benim de niyetim yok.
Dilek SIRDAŞ: Evet benim yok, senin de yok. Umarım sağlıklı, uzun yıllar birlikte çalışmaya devam ederiz. Çalışan arkadaşlarımın hepsinin ayrı ayrı katkıları için teşekkür ediyorum. Küpe FM'i birlikte büyüttük. Şimdiye kadar çalışan, bizden giden, ulusalda çalışmaya devam eden, mesleğe bizde başlayıp bir okul gibi burada her şeyi öğrenip çok güzel yerlere gelen arkadaşlarım var. Onları her zaman gururla takip ettim. Prodüksiyon, montaj yapandan tut program yapana kadar hepsinin Küpe FM'in büyümesinde katkısı var. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. İyi ki birlikte yol arkadaşlığı yaptık.
Arkadaşlar bana “abla” der. Bu samimiyeti seviyorum. Umarım uzun yıllar Küpe FM'i birlikte büyütmeye, geliştirmeye devam ederiz.
ALYAKUT: SÜREÇ TERSİNE DÖNDÜ
Turhan ALYAKUT: Küpe FM, bir okul gibi bünyesinde yetiştirdiği elemanları ulusal kurumlara gönderdi. Şimdi süreç tersine döndü. Ulusal kurumlarda tecrübe kazanan çok iyi yayıncılar bize gelmeye başladı.
SIRDAŞ: HERKES TERCİHLERİNİ İYİDEN YANA KULLANIYOR
Dilek SIRDAŞ: Küpe FM'de sabah saat 07.00'den 11.00'e kadar hafta içi ve hafta sonu çok kıymetli arkadaşlarımız sesleriyle yayına katılıyorlar. Hepsi birbirinden değerli. Onlarla çalışmak çok güzel. Mesleğe başladığımız ilk yıllarda hevesli olan herkes yayın yapabiliyordu. Zaten işi kimse bilmediği için birlikte öğreniyorduk.
Herkes gönüllü olarak gelip yapmak istediği şeyi yaparak tecrübe kazanılıyordu. Dinleyicilerin de bu anlamda bir serzenişi olmuyordu çünkü onlar da özel radyolara daha yeni alışıyorlardı. Şimdi işler biraz daha değişti. Herkes tercihlerini daha iyiden yana kullanıyor. Biz de Küpe FM'deki sesleri iyiden yana kullanıyoruz. Ya iyi bir ses olacak, ya da müzik çalacak. Öyle bakıyoruz.
ALYAKUT'A TEŞEKKÜR
Projemizle ilgili de şunu eklemek isterim. SİAD'ta 143 üyemiz var. Üye sayısı her geçen gün artıyor. SİAD, çok kıymetli iş adamlarından oluşan bir dernek. Biz her hafta SİAD'ın desteklediği bu projede bir iş adamımızı tanıyoruz. Bölgemizden ne kadar kıymetli, tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş işini öyle büyütmüş insanlar varmış. Birlikte tanık oluyoruz.
Programın yapılmasında çok büyük katkısı olduğu için Hakan Kocabaş başkanıma teşekkür ederim ama sen de o kadar emek veriyorsun ki. Bir gün de ben seni ağırlasam mı acaba? Öyle güzel hazırlanıyorsun ki, hatta bazı konuklarımız seni o sektörden zannediyor. Bu da işini ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor. Bu proje için sana da çok teşekkür ediyorum.
Turhan ALYAKUT: Birlikten güç doğar. Ne ben tek başıma, ne bir başkası hiç bir şey yapamaz.
Dolayısıyla çok iyi bir proje. İnanılarak, emek verilerek yapıldığında sonuç bu oluyor. Katıldığın için teşekkür ederim.”
Renginar SALİ