Son birkaç haftadır gündemi belirleyen haberlere bakıyorum da önemli bir şey dikkatimi çekti. Eskiden hep AK Parti'nin siyasi çalışmalarından örneklemeler yapılırdı, şimdi CHP ne yapsa AK Parti onun peşine takılıyor. Daha önce AK Parti bir şey söyler, CHP ona cevap vermeye çalışırdı, artık CHP'nin rüzgârına yaprak olan bir AK Parti söz konusu. Bu da CHP açısından; gündemi belirleyen siyasi algıda öne geçmiş demektir…
Önümüzdeki 23 Haziran süreci özelinden söylemek gerekirse;
CHP'nin İstanbul'u kazanmasına hayal olarak bakılırken, şimdi AK Parti hakkıyla bile kazansa (ki buna kendi tabanı da neredeyse yarı yarıya inancını kaybetmiş durumda) ‘hileli' damgası çoktan yerleşti… ‘Kazandıktan sonra çok mu önemli?' diyebilirsiniz… Güven ve saygı duyulmayan hiçbir şey, hele ki milletin iradesinden gücünü almak zorunda olan iktidarlar, sağlıklı işleyemez sonuç olarak da hayatta kalamaz! Süleyman Soylu'nun son Silivri ziyaretindeki deyimiyle de destekleyelim; “17 yılda çok şey yaptık, her birinin bize maliyeti oldu!”
İnsanların bugünlerde Silivri sokaklarında ‘İstanbul seçimini ikinci turda kazanacak adayın kim olacağı' konusundan sonra en çok tartıştığı ikinci konu hakkında da malumat geçeyim size… “Hadi CHP hızını aldı gidiyor, AK Parti neyine güvenip de çalışmıyor?” yu sorguluyorlar… En çok da AK Partililer soruyor bu soruyu… ‘Oyumuz vardı, çoktu ama çalındı', ‘Hırsızlık önlenince kendiliğinden kazanacağız' düşüncesinin ne denli fantastik olduğunu anlatmaya çalışmayacağım, 23 Haziran akşamı kesin olarak ortaya çıkar diye düşünüyorum…
Özellikle kimi AK Parti yetkililerince şöyle de bir anlayış yaygınlaştırılmaya çalışılıyor “Hadi bakalım göstersin Volkan Bey kendini, %4'lük MHP oyuyla Belediye Başkanı yaptık onu…” AK Parti adayıyla Silivri'de yerel seçim kazanılamayacağını kimler kimler gördü bazıları işin ucu kendilerine epey dokunduğundan olsa gerek akıl almayan bir azimle direnişte. ‘Azmin zaferi' kavramı ‘kurban'lar yaratmaya çok müsait esasen… Gerçeklere gözlerinizi kapalı tutma azminin sonu zafer değil hezimettir! AK Parti ve MHP'nin ayrı ayrı veya tek başlarına aday çıkartması durumunda CHP Silivri'de yata yata seçimi ben diyeyim 2 siz hesap edin 3 dönem daha kazanırdı! Cumhur İttifakının adayı Volkan Yılmaz olmasa bu seçim galibiyeti yine uzak bir hayal olarak kalmaya epey süre mahkûmdu.
31 Mart'ın kazanan ve kaybedenleri muhasebesi yerine 23 Haziran'a özellikle Cumhur İttifakının gerçekler üzerinden odaklanmasında büyük yarar var; kendi adlarına bunu söylüyorum. Silivri'de İBB adayları arasında kapanması gereken %15'e yakın bir fark var, ne ayaklar yere basıyor, ne baştan aklın firarı önüne geçilmiş durumda. ‘Bu fark açılırsa ne olur'u ben bile düşünüyorum onlar ne rahat; maşallah… Belediyedeki sorumlulukları yetmedi, seçimi de Volkan Yılmaz'ın üstüne yıkın, çekilin kenara seyredin. Vallahi ne güzel dünya!
Ben de istiyorum bu kafadan, önce bütün sorumluluklarımı yıkacak birini bulmam lazım sanıyorum : )
***
Baştan siyasi konulardan girdiğime de aldanmayın, yanlış bir algıya da sebep olmuş olmayayım; siyasi muhabbeti ekonomi konusunda ‘battı balık yan gider' noktasına geldikten sonra açıyor vatandaş. Çokça da mecburiyetten;
“Sussan olmuyor, susmasan olmaz
Dil dursa hakim bey, tende can durmaz
Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz
Kaleme tedbir koma, tek durmaz…”
Büyük ölçüde üsteki dizeler gibi vaziyetimiz...