Memleketi ve Silivri'yi kurtarma çabalarına bugünlük ara vermek ihtiyacı hissediyorum... Mücadele edecek takatim yok! Bedenim sağlığımı ele geçirmeye kararlı görünen inatçı bir virüs ile mücadele ederken, sizleri de dikkatli olma konusunda uyarmak isterim...
Güneşin ışıltılı haline aldanmayın, çok kandırıkçı farkındayım kanmayın ve tedbiri elden bırakmayın : )
Bir söz var çok hoşuma gidiyor; “İnsanın ruhu hasta olmadan, bedeni hastalanmazmış...”
Demem o ki; sadece bedeninize iyi bakmak da yetmez, ruhunuzu da ihmal etmeyin...
***
Bu konuda ufak bir destek sunuyorum;
“Olumsuz duygu, düşünce ve eylemler bedenimizde, yanlış beslenmenin oluşturduğundan daha fazla zararlı asit üretimine neden olmakta ve ciddi hastalıklar için zemin hazırlamaktadırlar.
Kendi ürettiğimiz zehirlerden bazıları:
-Öfke
-Kıskançlık
-Korku
-Endişe
-Şüphe
-Kaygı
-Sinir
-Acı
-Keder
-Hırs
-Huzursuzluk
-Düşmanlık
-Kin
-Nefret
-Umutsuzluk
-Kibir
-Aşağılama
-Alınganlık
-Yalnızlık
-İhanet
-Yalan
-Gülmemek
-Sıkıntıları içe atmak
-Uykusuzluk
-Aşırı yorgunluk
-Akciğerden nefes almak
-Hareketsizlik
-Gürültülü ortamda yaşam
Araştırmacılara göre, olumsuz duygu, düşünce ve eylemler sonucu oluşan stres tek başına bir hastalığa sebep olmuyor ama bedenimizde üremesine sebep olduğu asit türlerinin oluşturduğu oksidasyon tüm hücrelerimizin yapılarını tahribata uğratıp, kanser ve diğer hastalıkları hızlandırıyor ve arttırıyor.
Olumsuz duygu, düşünce ve eylemler sonucu kişisel olarak üretilmiş olan stres asidi oksidasyonu, insanın bağışıklık sistemini çökerterek bulaşıcı hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyor.
Bu arada; migren, astım, kilo sorunları, hipertansiyon, panik atak ve depresyon gibi ‘stresin direkt etkileri' yabana atılmamalı…”
İyi hafta sonları...