İşittiğimiz her söz, duyduğumuz her ses ruhumuzun mayasına bir damla düşürür. Ama her kelime aynı etkiyi bırakmaz.
İşte bu yüzden, neye kulak verdiğimiz, hangi sözleri işittiğimiz ve hangi sözleri ruhumuza aldığımız hayatımızın yönünü belirler.
Bu noktada sözün üç eleği tekniğini uygulamakta fayda var.
Gerçek mi, İyi mi, Faydalı mı?
Bir bilgeye bir gün öğrencisi gelip bir haber vermek ister.
Bilge, ona sorar.
Bana söylemeden önce, duyduğun şeyi üç elekten geçirmelisin.
Söyleyeceğin şeyin kesinlikle doğru olduğunu biliyor musun?
Söyleyeceğin şey arkadaşın hakkında iyi bir şey mi?
Söyleyeceğin şey benim için gerçekten faydalı mı?
Öğrenci bu soruların hiçbirine “Evet” diyemez ve bilge gülümser.
Eğer doğru olup olmadığını bilmiyorsan, içinde iyilik yoksa ve faydalı da değilse, bunu söylemenin ne anlamı var?
Aynı şeyi dinlediklerimiz için de uygulayabiliriz.
Bu bilgi hakikate dayanıyor mu?
Ruhumu besliyor mu?
Beni geliştiriyor mu?
Dinlediğimiz bir söz kalbimize işlemiyor, bizi dönüştürmüyor ve yalnızca zihnimizde kalıp eyleme dönüşmüyorsa, o sözü gerçekten işitmiş sayılır mıyız?
Hakikat, sadece duymakla değil, idrak ve amel ile varlık bulur.
Bazı sözler kalbi mühürler, bazıları kalbi açar.
Kulaktan giren her söz, ruhun mayasına bir iz bırakır. O halde, neyi dinlediğimize, neye kulak verdiğimize dikkat etmek gerek.
Çünkü bazen bir kelime insanı diriltirken, bazen de bir kelime öldürür.
Söz, ruhun gıdasıdır. Hangi sözle beslendiğimiz, nasıl bir insan olacağımızı belirler.
Niyet ediyorum…
Hakikate kulak vermeye,
Hakikati anlatmaya,
Güzellik ve iyilikten yana konuşmaya,
Faydasız ve incitici sözlerden sakınmaya,
Sözlerimle hayır kapıları açmaya.
Rabbim, sözlerimi ve kalbimi senin razı olacağın şekilde güzelleştir. Âmin.