Memleket yangın yeri, yerel süt liman… Oldukça hareketli başladığımız haftayı tükenmiş olarak tamamladık. Allah’tan yağmur ve bulutlar arasında ara ara, ısıtmasa da yüzünü gösteren güneş var…
Siyaset partilerin kesinleşen milletvekili listelerini beklemeye koyuldu… İlçe yönetimlerinin ‘kim olursan ol vekil aday adayı ol gel’ modu ‘aday’ beklentisine yerini bıraktı, bırakıyor. CHP ve AK Parti’de sürpriz yok. MHP’de de olacağını sanmıyorum. İktidar hırsı kimsenin gözünü olmadık adaylara karartacak düzeyde değil…
CHP’nin ön seçimi ve AK Parti’nin sızan listesi bölgesel merakımızı tamamıyla gidermiş vaziyette. MHP’de en büyük belirsizlik.
Genel siyasi havayı değiştiremedikten sonra yerel açısından adayları tartışmanın gereği de çok fazla yok.
***
Dün yerel yönetimin bir yılık değerlendirmesinden zaman kalmadı ama İstanbul Rumeli Üniversitesi Silivri açısından yeni dönem için güzel bir umut kapısı araladı. Selimpaşa’daki üniversitenin bölge halkına etkisinden daha çok hissedilecek bir süreç yaşanacağını düşünüyorum. Çünkü gençler sahili mutlaka görmek isteyecek. İlçemize nitelikli bir göç takviyesi yaşanacağı gerçeğini de hesaba katmak lazım.
Mehmet Balcı az hırpalanmadı Silivri yatırımını gerçekleştirirken, yapacakları konusunda ikna çabasında… Güven kazanmak büyük ölçüde yaptıklarınız ile alakalı. Yapana kadar sorgulanmayı, kuşkuyla yaklaşımı göze alacaksınız. Sonuçta başardı mı? Evet.
Kimlere umut bağladık ne yanılgılar içinden geçtik. Mehmet Balcı, kendi başına söylediklerini yaptı. Bizim memlekette bir şey yapmak çok zor! Başaramamanız için, engeller çıkartıp, sizin tökezlediğinizi görmek adına çok heves eden insanlar türüyor etrafınızda. Onların neyin kafasını yaşadığını düşünmek çok yorucu ve gereksiz bir yerden sonra.
Netice itibariyle Mehmet Balcı birçokları için sürpriz bir biçimde Silivri’ye dev bir eğitim yatırımı kazandırdı. İnşallah başarılı olur, inşallah devamı gelir. Silivri’nin büyürken gelişmeye çok ihtiyacı var. Bunu eğitim kurumlarının varlığı garantiler… Kendi başımıza da yaparız da onların çevremizde yaydığı sinerji ile daha iyi bir sonuç elde edeceğimiz kesin.
DA VİNCİ’NİN YEDİ İLKESİ
Sanatı, araştırma ve buluşlarıyla Rönesans döneminin en önemli kişiliklerinden biri olan Leonardo Da Vinci’den hayata dair yedi prensip:
1. CURIOSITA: (Merak) Yaşama doymak bilmeyen bir merak ve öğrenmeyle bağlı olmaktır. Hiçbir konu, hiçbir dal ayrımı yapmaksızın, çevremizdekilerin düşünecek ve söyleyeceklerinden çekinmeden, merakımızı kaybetmeden sormak, araştırmak, öğrenmek gereklidir.
2. DIMOSTRAZIONE: (Kanıt) Bilgiyi deneme yolu ile test etme, sebatkârlık ve hatalardan ders alma arzusu anlamına gelir. Öğrenilen her şey mutlaka denenerek test edilmeli, doğruluğuna ondan sonra karar verilmelidir.
3. SENSAZIONE: (Hissetme) Duyguların özellikle hayati deneyimlerin bir aracı olan görüşün devamlı olarak rafine edilmesi anlamına gelir. Müzik dinlemeli, resim çizmeli, müzeler gezmeli, kitap okumalıyız. Değişik yiyecek ve içecekler tatmalı, çevremizdeki her şeye dokunmalıyız.
4. SFUMATO: (Gölgeli) Belirsizliği, paradoksu ve kararsızlığı kucaklama arzusu anlamına gelir. Gelişen dünyada başarılı olmak için belirsizlikler altında çalışmaya alışmalıyız. Paradoksla karşılaştığımızda sükûnetimizi koruyarak etkili ve sağlıklı bir zihne sahip olabiliriz.
5. ARTE/SCIENZA: (Bilim ve sanat) Mantık ve hayal arasındaki dengenin geliştirilmesi anlamına gelir. Her insan doğuştan her türlü yeteneğe sahiptir.
6. CORPORALITA: (Beden) Zarafet; her iki eli de aynı şekilde kullanabilmenin filtresi ve dengenin sağlanması anlamına gelir. Başarı için kişinin öncelikle kendisiyle barışık olması gerekir. Bunu sağlayacak bir etken de insanın sağlıklı, zarif ve dengeli bir vücuda sahip olmasıdır. Bunun için kişinin sahip olduğu fiziki yapısını geliştirmesi gerekir. Bunu sağlamak amacıyla kişi; stresten uzak durmalı, zihnini şen tutmalı, dengeli bir beslenme yapmalı, uykusunu düzenli olarak almalı, zarafetine dikkat etmeli ve sağlığını korumalıdır.
7. CONNESSIONE: (İlişkilendirme) Bütün olanların ve her şeyin ilişkisini anlamak ve değerlendirmek, sistemli düşünme anlamına gelir. Kısaca yaşadığımız her şeyin birbiriyle olan ilişkisini anlamaya çalışmalı, her şeyi bir arada değerlendirmeliyiz.