Türk Rus münasebetleri incelendiğinde geçmişi çok da azımsanmayacak kadar gerilere gittiği görülmektedir. Ruslar, Avar, Peçenek, Kuman (Kıpçak), İtil Bulgarları gibi Türk boylarıyla sırasıyla mücadele etmiştir.
İtil Bulgarları X. yüzyılın başında İslamiyet'i kabul ederek ilk Müslüman Türk Devleti olarak ortaya çıkmıştırlar. Aynı yüzyıl içinde Ruslarla birçok kez etkileşimde bulunmuşlardır. Yeni tabii oldukları dini yaymak üzere dönemin Rus Knezliklerinin merkezi olan Kiev'e bir heyet göndererek Rusları İslamiyet'e davet etmişlerdir.
Dönemin Rus Knezi Vladimir'in huzuruna çıkan İtil Bulgar heyetinin İslamiyet'i tebliğ şekli şu şekilde Rus kroniklerinde yer almıştır: “Sen knez, akıllı ve anlayışlısın. Ancak dinleri bilmiyorsun. Bizim dinimize inan ve Muhammed'e biat et.”
Rus Knezi Vladimir de: “Sizin dininiz nedir? diye sordu.
Müslüman heyet de cevap verdi: “Tek Allah'a inanıyoruz. Muhammed de şunları emretmektedir: sünnet olmak, domuz eti yememek, şarap içmemek…”
Vladimir onları dinledi. Kendisi kadınları ve şehveti seviyordu. Ayrıca sünnet olmak, domuz eti yememek, şarap içmemek, bütün bunlar ona hoş gelmedi. Ve dedi: “Rusya'da içkiyi ve eğlenceyi severler, bunlarsız yaşayamazlar.”
986 Senesinde meydana gelen bu olaydan sonra Ruslar 988 yılında Hristiyanlığı resmen kabul etmişlerdir. Bir knezin iki dudağı arasında olan bir karar dünyanın büyük bir bölümünde hâkimiyet kuran bir devletin oynadığı ve üstlendiği misyonu değiştirmiştir.
Türk Rus mücadeleleri tarihin uzun geçmişinden beri vardı. Ancak özellikle Türklerin Müslüman, Rusların da Hristiyanlığı seçmelerinden sonra artık mücadele evresi toprak hâkimiyetinden dini hususları da kapsayacak şekilde evrilmiştir.