Rüzgâr dindi, şimdi kaptan konuşacak!

CHP'li Bora Balcıoğlu'nun Silivri'de göreve gelişinin üzerinden bir yıl geçti. İlk yıl, her yeni yönetim için sancılıdır. Balcıoğlu'nun bu dönemde neler yaşadığını ve siyasi atmosferin ona nasıl avantaj ve dezavantajlar sunduğunu değerlendirelim.
1 yıl önce Silivri, 1 Nisan sabahına CHP'nin bir dönem aradan sonra yeniden kazandığı bir zaferle ve Bora Balcıoğlu'nun Belediye Başkanlığıyla uyandı. Şimdi bir bayram sabahındayız. Geriye dönüp bir yıllık iktidarın muhasebesini yapma zamanı.
Silivri'de iktidar, birinci yıl dönümünde “kazandık” hatırlatması yaparken; muhalefet ise sekteye uğrayan hizmet ve yatırımlardan söz ediyor. Herkes de Bora Balcıoğlu'nun ve CHP'nin daha çok hizmet ve yatırım için tercih edilmediğinin farkında aslında. Daha önemlisi; hükümet desteği olmaksızın ve önümüzde uzunca bir süre daha seçim takvimi olmadan, 2019-2024 döneminde kazandırılanların üstüne çıkmanın kolay olmayacağını biliyordu zaten.
Başka bir gerçeğimiz daha var: Balcıoğlu'nun zaferi sadece projeyle, vaatle ya da stratejiyle açıklanamaz.
Genel iktidardan duyulan hoşnutsuzluk, Cumhur İttifakı'ndaki kırılmalar ve önceki yönetim tarzına verilen tepki, Silivri'de farklı bir sonucu beraberinde getirdi. Ve en önemlisi, Ekrem İmamoğlu'nun siyasi rüzgârıyla şişen yelkenler Balcıoğlu'nun gemisini bir adım öne taşıdı.
Ancak şimdi o rüzgâr dindi ve kaptanın ne kadar iyi yönettiği önem kazandı.
Birinci yıl, her yeni iktidar için sancılıdır. Görevi devralmak, sistemi kurmak, yeni yönetim şemasıyla planlamayı oturtmak zaman alır. Bu süre zarfında yönetim bazen yavaşlar, bazen de içe kapanır. Üstelik Balcıoğlu'nun dezavantajı sadece içeriden değil, dışarıdandı da. İBB üzerinden sürdürülen genel iktidar hesaplaşması, yereldeki ilerleyişin önüne birtakım engeller koydu ve bu da devam edecek gibi görünüyor.
Balcıoğlu, başkan olmadan önce çok badire atlattı. Başkan olduktan sonra asıl mücadelenin ise şimdi başladığını gördü.
Zirvede rüzgâr daha sert eser. Ve yüksekte düşme riski fazladır. Adayken sahip olduğu dertlerin, başkanken ne kadar büyüdüğünü bu bir yılda öğrendi.
Tökezledi mi?
Elbette.
Düştü mü?
Evet. Ama her seferinde ayağa kalktı. İçinde kopan kasırgalara rağmen halktan gülen yüzünü esirgememeye gayret gösterdi. Bu da onun içinde filizlenmeye başlayan lider ruhunun dışa yansımasıydı.
Belki başkan seçildiği için pişmanlık duyduğu anlar da oldu. Ama gözünden yaş getirecek kadar mutlu olduğu anlar da yaşadı. Ve daha da çok şey yaşayacak. Çünkü iktidar olmak, yönetmek kadar öğrenmektir. Öğreniyor da Bora Balcıoğlu, Silivri Belediye Başkanı olmayı.
Siyaset, yaşamın dışında kalan bir alan değildir. Ve yaşamda da bumerang kuralı geçerlidir: Ne verirseniz, o size geri döner.
İyi niyet, emek, çaba… Bunları samimiyetle ortaya koyan birinin kötü bir karşılık görmesi mümkün değildir. Bunlara rağmen istediğini alamadığını düşünen bir siyasetçi, ilerleyen zaman içinde yaşadığının aslında kendisi için en hayırlı sonuç olduğunu görür. Sabretmek gerekir.
Balcıoğlu'nun Başkanlığı için birinci yılın hoşgörü kredisi doldu, hazırlık dönemi bitti.
Şimdi sorumluluklar daha ağır, beklenti daha yüksek. Bundan sonra rüzgâr değil, rotayı çizen kaptanın kararlılığı konuşacak. Tüm bunların etkisinde Silivri nereye gider, ikinci yılın sonunda hep birlikte göreceğiz…

YORUM YAP