Pazartesi günkü meclisin ardından en çok gündem olan konu Silivrispor'du. Silivri Belediye Başkanı ile CHP açısından yaşanan son tartışmada ‘Kim haklı, kim haksız'a gelmeden önce bu oluşan tabloda ‘en büyük kazanan'ın (sadece ‘kazanını' farklı) Ümit Kalko olduğunu belirtmek gerek. 5 yıl önce uğradığı itibar suikastının failinin (geçmiş dönem Belediye Başkanı Özcan Işıklar) yerine geçen isim (Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz) tarafından kendisine yönelik gelişen iadeyi itibar tanrının hiçbir şeyi unutmadığının, geciktirebildiğinin ispatı gibiydi.
Tam olarak ne dedi Volkan Yılmaz hatırlayalım... “En küçük bir spor kulübünün, başkanının seçimine bile müdahale edeceksin! CHP'li değilse, sana biat etmiyorsa spor kulübü başkanlığı yaptırmayacaksın! Bu kulübü 2. Lige çıkarmış, belediyeden bir gelir beklemeyen bir yönetimi, baskılarla, yöneticilerini istifa ettirerek fesih hale düşüreceksiniz, utanmayacaksınız! Bu yaptıklarınızın arkasında durarak Ümit Kalko'yu görevden aldıracaksınız! Bir de bakıyorsunuz muhalefet ve iktidar partisi bir olmuş, Silivrispor'u şampiyon yapmış bir ekibi, alaşağı ediyor. Ortak paydada buluşmuşlar. Ortak payda; Silivri Belediyesini nasıl yönetiriz? Buradaki rantı nasıl paylaşırız? Ben bunu yapmıyorum.”
Yılmaz'ın Belediye Başkanlığında neyi yapıp, yapmadığını süreç içerisinde tartışmaya devam edeceğiz… Bu yazının ana konusunu onlar oluşturmuyor.
Bazı hataların hatları zaman içerisinde o kadar belirginleşiyor ki bunlardan ders almayarak kendimize yazık ediyoruz esasen.
Yılmaz, CHP'yi bu süreçle, Silivrispor ila alakalı eleştirirken iktidar konumunda partinin tek sabıkasının Ümit Kalko ile ilgili olmadığını belirtmek ihtiyacı hissediyorum. Bir de Mustafa Saral dönemimiz vardı. Aynı haksızlık benzer gerekçeler ile Silivrispor Kulüp Başkanlığında kendisine en başta yapıldı. Kalko'da tekrarlanarak esasen CHP hatalarından ders almadığını kanıtladı ve sonuçta siyaseten bedelini ödedi.
CHP'lileri Pazartesi günkü meclisi terk etmeyi düşünme noktasına getiren çokça Silivrispor krizinde Başkan Volkan Yılmaz'ın muhalefete yönelik hatası var mıydı? Vardı.
Silivrispor-Belediye ilişkisini CHP'lilerden daha doğru tesis ettiğini şahsen tartışmam bile. Başkan Bey'in, ilk etapta gereksiz şekilde direndiği, kulüp ile ilgili teferruatlı açıklamalarından sonra CHP Grubundakiler de dahil kamuoyunun büyük bir ekseriyeti haklılığına inanmış vaziyette. Son mecliste yaşananların da ışığında her kesimden en sık duyduğum cümle “Volkan Başkan, Silivrispor ile ilgili doğrusunu yapıyor” oldu. Bu kamuoyu algısıyla Silivrisporlu yöneticiler de kendilerine bir ayna tutmalı. Menfaatsiz Silivrispor iddiaları için bu zorunlu görünüyor.
Volkan Yılmaz'ın 3,5 yılı aşan belediye başkan kariyerinde yaptığı ender hatalara dikkat edersek hepsinin altında aşırı duygusallık yatıyor. Yanlış karar, hizmet ya da yatırım neredeyse yok; söz ve tutumlarıyla, haklıyken kendini haksız duruma düşürme eğilimi.
Kaşlarını ne kadar çatarsa çatsın Silivri'yi yönetirken ve adına kararlar alırken sahip olduğu hassasiyet, bazı noktalarda aşırı duygusallık olarak kontrolden çıkıyor.
Bora Balcıoğlu'na 10 kere istediği söz hakkını verirken Melih Yıldız'da anlayışı jet hızıyla kayboluyor. Bu grup sözcüsü olduğu zamanlarda da böyleydi. Melih Yıldız'dan ziyade kendisine yaptığı haksızlığı gözden mi geçirse!?
Cumhur İttifakı ile muhalefet meclis üyelerine söz hakkı tanımamak arasında ciddi bir fark var, “Onlara da size de söz vermiyorum” demesinin eşitliği sağlayamadığını biliyor mutlaka da, unutmaması gerek.
Muhalefetin Silivri'deki iktidar konumuna yönelik açıklamalarını, kendisinin İBB'deki konumuyla empati kurarak değerlendirebilmek gibi bir şansı var. Kullanırsa zararlı çıkmayacağı kesin.
Geçmş yönetimin hataları, yenisine bu alanda gerekçe vermez, olsa olsa hoşgörüyle belki ıskalama imkanı tanır buna da fazla yüklenmemek gerek.
İktidar ile muhalefet ilişkisinde bulunulan saffı terk etmek en son çare. Ya ikna edeceksiniz ya da ikna olacaksınız. Arkasını dönüp gidenin kazançlı çıkacağı bir alan değil siyaset. Bu açıdan CHP'lilerin meclisi terk etme ikileminde kalmayı tercih etmelerini tebrik ediyorum. Yılmaz'ın haklılığını ortaya çıkartan ısrarları için belki Başkan Bey de kendilerine bir teşekkür eder; çünkü ziyadesiyle hak ettiler. Yılmaz, yerel yöneticilik performansı ile nitelikli bir muhalefeti hak ediyor mu? Ediyor. Kendisine sunulan bu imkanı değerlendirme hususundaki direnişini de Yılmaz'a sormak lazım...