Sevginar Sali

Sadece CHP değil, Yılmaz için de kayıp!

CHP İlçe Başkanı Berker Esen, İBB Meclis Üyeleri Bora Balcıoğlu ve Melih Yıldız ile hafta başında medya mensuplarının karşısına çıktı.
Haberin ayrıntılarından konuşulanları takip edebilirsiniz, pek çok noktadan toplantıyı izleyen medya mensupları da ele aldı, hafta boyunca yankıları devam edecek muhtemelen.
O onu dedi, bu bunu söyledi kısmını geçecek olursak, toplantı sonrasındaki gözlemimi özetlemek isterim…
CHP'nin en yetkili temsilcileri dün olduğu gibi, bugün de ilçemiz ile ilgili tüm konulara vakıf, gelecekte sorumluluk almaya hazır olduklarını deklare etmiş oldular.
Geçen dönem Silivri siyasetinde Özcan Işıklar'ın siyasi tecrübe ve bilgisine (kişisel zaaflarını kıstas dışı tutuyorum) rakip henüz kimse yoktu. Seçime üç ay kala Volkan Yılmaz alternatifi siyasi sahnemize giriş yapana dek. Ne kadar ciddi bir rakip olduğunu üç aylık adaylık sürecinde her geçen gün adım adım ispat etti, seçimleri de kazanan oldu. Dünkü toplantıda dakikalarca süren sabır testinin ardından Yılmaz'a ne kadar ciddi bir alternatif olduğunu Melih Yıldız bir kez daha kanıtladı. Siyasi temayüllere saygısı, konumuna uygunluğu ile her sözü aldığında ilgi ibresinin hakkını sonuna kadar teslim etti.
İlk çıkışını “Önceliğimiz genel seçimler” ikazı ile yaptı. İkincisinde Volkan Yılmaz ile ilgili öyle bir değerlendirme koydu ki ortaya dinleyen herkesi kendine getirdi. Keşke Yılmaz da Yıldız'ın kendisiyle ilgili yorumunu tarafsız bir gözle bakıp, içtenlikle üzerinde düşünebilse.
Yıldız'ın değerlendirmelerinde tek huzursuz, rahatsız olduğum eleştiri TÜRAM'ın durumu ile ilgili sözleri oldu. Her dönem muhalefetin eleştiri oklarına hedef olan bu birime yönelik “içler acısı” ifadesini haklı çıkartan gerekçeleri her neyse keşke onları da açıkça paylaşsaydı çünkü bu haliyle haksızlık etmiş gibi hissettim şahsen. Kaldı ki devletin, Hükümetlerin, Bakanlıkların ortaya çıkartamadığı vizyonu çiftçimizin önüne koyamadığı için ilçe belediyesini eleştirmeyi ise hiç mi hiç doğru bulmuyorum.
Bazı insanlar vardır makinalı tüfek gibi saatlerce konuşur ama sustuklarında aklınızda pek bir şey kalmaz. Bazıları da tıpkı Yıldız'ın basın toplantısındaki çıkışları gibi sizi uyarır, farkındalık yaratır, kendinize getirir.
Yıldız'ın basın toplantısı performansında biraz da CHP'ye yönelik “Dönüp bir bakın nasıl bir Grup Sözcüsü kaybettiniz” havası sezdim.
Kimse kusura bakmasın ama Yıldız, CHP'nin bu dönem tam da ihtiyacı olan Grup Sözcüsüydü. Bir siyasetçinin görevini kendiliğinden bırakması, zirvede ayrılması siyasi geleneklerimiz açısından ne kadar aranan bir meziyet olsa da Yıldız ve CHP açısından bu dönem için yeri zor doldurulacak bir kayıptır.
Melih Yıldız'ın CHP Grup Sözcülüğü görevini bırakmasını sakın sadece CHP'nin kaybı saymayın… Volkan Yılmaz'ı çıktığı Silivri Belediye Başkanlığı yolculuğunda daha dikkatli olmaya, daha az hata yapmaya, kendini ve icraatlarını doğru değerlendirmek adına, gelişimi için bir aynayı da kaybettik.
Pek çoğunu hak ettiği alkışı kendisine sunan destekçilerinin moral motivasyonu kadar sağlıklı bir muhalefetin iktidara sağlayacağı katkı asla göz ardı edilmemeli. İktidardayken alkış tutan çok olur gözden kaçırdığınız eksikliklerinizi adil şekilde önünüze süren ender kimseleri can kulağı ile dinlediğiniz ölçüde asla kaybetmez, hatta her zaman kazanırsınız.
Ben Silivri'nin iyiler arasında daha iyisini seçmeyi, kötünün iyisiyle yetinmek zorunda kalmadığı bir geleceği hak ettiğini düşünüyorum. Sahip olduğumuz ve hak ettiğimizden daha azıyla yetinmek zorunda kalmayalım inşallah.

YORUM YAP