2023 genel seçim sonuçları üzerinden 2024 yerel seçimlerin okuması yapılıyor. Bir de 2018 genel seçim sonuçlarına göre 2019 yerel seçimlerinde karşımıza çıkan tabloya bakalım… Bakalım ki genel seçim tercihleri ile yerel seçimde yaptıklarımız arasında nasıl bir farklılık olduğunu iyice görelim.
MHP'nin 2023 seçimlerinde Silivri'de almış olduğu %7.96'lık oy oranı baz alınarak 2024'te Volkan Yılmaz'ın seçilme riskini yorumlayanlar, MHP'nin Silivri'de 2018 genel seçimlerinde aldığı %8.25'lik oy oranı sonrasında 2019'da belediye seçimlerini %46.78 ile kazandığını da hesaba katmalı. Keza aynı şekilde 2018 seçimlerinde CHP'nin aldığı %34.56'lık o oranı sonrasında 2019 yerel seçimlerini %43.97 ile kaybedebildiklerini de!
Çok var da bir de Bolu örneği verelim… 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri birinci turda %60.88 Recep Tayyip Erdoğan, %31.03 Kemal Kılıçdaroğlu. AK Parti %37, MHP %23, CHP %21.
2019 yerel seçimlerini CHP'li Tanju Özcan %52 ile kazanmış.
Tunca Bengin, genel seçimlerin ardından 2019 yerel seçimlerine yönelik benzer değerlendirmeler üzerine bakın Ekim 2018'de Milliyet'teki köşe yazısında bakın neler yazmış:
“Siyasette eline kâğıdı kalemi ya da hesap makinesini alan herkes olası ittifaklar ve Mart 2019'daki yerel seçime dönük öngörülerde bulunuyor. Tabii hepsi de kazanmak üzerine... Ama bir o kadar da yanılgı olasılığıyla... Çünkü siyasette iki kere iki her zaman dört etmediği gibi üç, hatta 5 ettiği de oluyor. Hele de adayların doğrudan öne çıktığı yerel seçimlerde. Yani siz bazen iki partinin oylarını topladığınızda şu olur dersiniz ama öyle bir aday bulur ve sinerji yaratırsınız ki sandık ondan fazlasını doğurur. Ya da tam tersi bir adayla hesaplar altüst olabilir, beklediğiniz oyun çok altında kalabilirsiniz. Ki her ikisine dönük de geçmiş seçimlerde yaşanmış fazlasıyla örnek var.
Dolayısıyla da bugünden AKP artı MHP budur veya CHP, İYİ Parti, HDP oylarının toplamı şudur, o nedenle de burada bu kaybeder, bu kazanır demek pek doğru değil. Evet, bunlar fikir vermek, dahası parti örgütlerini ve seçmeni etkilemek adına önemli ama yerel seçimlerin dinamiği daha çok artı bir oy getirecek adaylar üzerine kurgulu. Zira doğru aday zaten ittifakları sandıkta sağlıyor. Şöyle ki; kamuoyu araştırmacılarına göre, yerel seçimlerde insanlar ya kazanmasını istediği adaya ya da kazanmasını istemediğinin karşısındaki adaya oy veriyorlar. Öyle olunca da zaten birtakım ittifaklar tabanda kendiliğinden gelişiyor.
Tek başına aday da yetmiyor; meclis üyeliklerine de o şehrin siyasal, sosyal, etnik mezhepsel coğrafi haritasına uygun isimler bulmaları gerekiyor...”
Söylemek istediğimin net özeti...
MERAK EDİYORUM…
Üç şeyi çok merak ediyorum…
Birincisi tarım arazisine kaçak olarak yaptığı binanın yıkılmaması için tüm yasal süreçleri ve boşlukları zorladıktan sonra yıkımı önleyemeyen kişinin aynı yere, hiç zaman kaybetmeden yine kaçak inşaat yapma motivasyonunu sağlayan düşünceyi…
İkincisi kaçak yapı yapanların hiç olan serveti için dertlenenler neden devletin düzeni ve yasaları işletmek için harcamak zorunda kaldığı fazladan efor için tek kelam etmek ihtiyacı hissetmezler!?
Üç; Özcan Işıklar'ın meşhur bir söylemi vardı, “Yaptıklarımız önemli değil yaptırtmadıklarımıza bakın” diye. Silivri'nin bir Esenyurt olmasını önlemek ve tarım arazilerimizin korunması babında sarf ettiği bu değerlendirmeleri tümden doğru olarak kabul edersek bunun için kendisine 10 yıl Silivri'yi yönetme karşılığı helali hoş olsun.
Hem daha fazla artan rant baskısı karşısında tarım topraklarımızı yağmalatmamak hem de ilçemizin tarihinde görmediği yatırım ve hizmetlere kavuşma noktasında Volkan Yılmaz'ı kaç 10 sene iktidarda tutmamız gerekiyor acaba!?
Bu ara rakamlar, hesap kitap işlerine yoğunlaşan arkadaşlar belki bana yardımcı olurlar : )