Geçtiğimiz hafta "MHP baraj altında kalabilir." demiştim...
Yazının mürekkebi kurumadan, yeni bir kaset olayı ve istifalar patlak verdi.
Bu son olayla birlikte, iddiamı kuvvetlendirerek tekrarlıyorum; zira MHP'ye düzenlenen bu operasyonların tek amacı ve sebebi de bunu sağlamaktır.
Zira bu seçimde soru, kimin birinci, kimin ikinci olacağı değil, Meclis'teki sandalye dağılımın nasıl olacağıdır...
MHP barajı aşamazsa, iki partili ve 29-32 arasında değişecek bağımsız vekilli mecliste, AKP çok rahat biçimde 380 ve üzeri sandalyeye sahip olabilecektir.
Bu da, kimseye sormadan, halka götürmeden, muhalefeti dinlemeden, tek başına anayasa yapabilmek demektir. Anayasa'nın değiştirilemez maddelerini, Cumhuriyet'in temel değerlerini değiştirmek demektir.
Şu an AKP'nin ve MHP'ye bu tuzakları hazırlayanların tek derdi budur.
Peki bu kaset skandalları MHP'ye artı hanede mi yazılır, eksi hanede mi?
Kimi görüşler, bu şekilde MHP'nin "mağdur" gösterildiğini ve sempati ile birlikte, oy da kazandıracağını iddia ediyor. Ancak ben bu fikre kesinlikle katılmıyorum.
Bu olaylar, MHP'ye oy kaybettirecektir, zaten amaç da budur.
Yıllardır adamları evlerine, uçkurlarına kadar izleyip, telefonlarını didik didik dinleyenlerin, bu hesabı yapıp, ne getirip-ne götüreceğini öngörmemiş olmaları imkansız...
Üstelik, daha önce benzer olayla sarsılan CHP'nin seçmeni gibi, açık görüşlü ya da bu tip "çapkınlıklara" toleranslı değil MHP'nin tabanı...
Çok fazla "muhafazakar" , "disipline" ve "katı" bir tabakadan bahsediyoruz...
MHP'ye bu olaylar sonrası "mağdur" gözüyle bakıp, sempati duyanlar da zaten genelde sol eğilimli kişiler... Onlar da oy hanesine yazılmayacak.
Devamı 24 Mayıs 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde
