Engin Akın

Şapkayı Öne Koyup Düşünme Zamanıdır


Futbol her zaman sadece bir spor mudur, hiç bunu sordunuz ya da sorguladınız mı? Her zaman bir spor olarak mı kalır, yoksa başka kimliklere bürünür mü? Ya da sadece spor olsun diye mi seyredilir? Sizce futbol nedir? Yıllardır her futbol müsabakasını izlerken sadece karşılıklı mücadele eden on birer kişinin o topla yedi otuz ikiye iki kırk dört boyutundaki kaleye gol atmak mıdır sadece? Bundan daha fazlası var bu oyunun içinde göremediğimiz, görmek istemediğimiz. Bir müsabaka seyrederken içinde çirkinlikler, hırs, sevinç, üzüntü, acı, hayal kırıklığı, şaşkınlık daha nice nicesi… Daha nice olayları içinde barındırır saklı ve aleni olarak.

ANLARSINIZ SİZ
Sevinirken son anda üzülmenin ne demek olduğunu anlarsınız (her an yaşadığımız gibi). Şaşkına dönersiniz bir anda bu nasıl olabilir diye. İmkânsızlıklarla doludur. Bu gol olamaz. Rabbimin yardımı var dersiniz karşı takıma. Ama onu bir futbolcu atmıştır (kaçırmıştır). Onu o an överken bir anda hiç beklemediğiniz bir anda ona kızmaya başlarsınız (hatta söversiniz ağız dolusu). Şaşırırsınız bu duruma, vurgun yemiş, delirmiş gibi olursunuz. Tribünlerin en rahatsız edici yerinde müsabakayı seyrederken elindeki çekirdek paketinin bittiğini anlarsın ama tribünde heyecandan bittiği halde çekirdek poşetinin içinde hala daha varmış gibi hayali bir çekirdek yeme işlemi başlar. Sonra sigara üstüne sigara, paket biter ardından daha bir sinir.

DELİ DERLER
Maça gelirken şarkılar söyleyerek gelirsin. Hatta otobüste uyumadan aç karna içerek.  Fakat hiç düşündünüz mü hiç? Alelade normal ve sıradan bir günde sokakta yürürken bağıra bağıra şarkılar söylediğinizi? Size deli derler… Ağlamaktan utanırız birçoğumuz ama mağlup olduğumuzda bazen hıçkıra hıçkıra ağlarız kimseden utanmadan sıkılmadan. ERKEKÇE… Cebindeki son paraya sigara veya çekirdek aldığını ve hatta eve dönecek para bulamadığın için kaç kez saatlerce yürüdün. Bu sporu sevmesen bunu yapar mısın hayatın boyunca. Sevgiline ben seninle buluşamayacağım maça gidiyorum diyebildin mi hiç? Hiç tanımadığın bir kişinin yolda yürürken koluna girip takımın için bağırır mısın ama bunu tribünde yaşarsın ve doyasıya bağırırsın. Hiç çaba harcamadan bir arkadaş kazanırsın. Bazen bir maç sana her şeyi unutturabilir. Bütün her şeyinden arınırsın. Yani kısacası sürprizlerle doludur bu oyun. Yenmek yenilmek bu oyunun kaderinde var… Sen kabul etmesen ve etmek istemesen bile…

FUTBOL
İşte biz buna bazılarının anlam dahi veremediği bu oyuna futbol diyoruz. Her zaman içinde gizemli bir şey barındıran her şeyin ve hiçbir şeyin iç içe olduğu bir şey. Bazılarımız için bir meslek, bazılarımız için bir sevda ve tutku hatta genelimiz için de sadece bir spor FUTBOL… Ama hepsinin de bir ortak amacı var. İşte bunun adı FUTBOL…

BAZEN
Baksanıza sanırım insanlar anılarla yaşıyor galiba... Onları hatırlayarak geriye dönüp onları anımsayarak bazen mutlu oluyorsun bazen de gözlerinden yağmur damlalarının akmasına neden oluyor. Sevinç ve hüzün hep sıcak kalıyor anılarda. Yaşadığın şampiyonluklar da gülerken, mağlup olduğunda ağladığın zamanlar da hep yaşantımızın bir parçası… Sevinciyle ya da üzüntüsüyle yaşanmış her şey her zaman hayatında bir yer teşkil eder. Sen istesen de istemesen de… Hiç eskilerin arkasına sığınmayışımız dikkatinizi çekmedi mi? Biz hep futbolla büyüdük. Sanki yaşamımız ona endekslenmiş. Aklıma bir anda futbol kulüplerinin başarıları geldi. Galatasaray hala UEFA ve Süper Kupayı, Beşiktaş namaglup şampiyon oluşunu, Fenerbahçe 6–0’lık Galatasaray maçını anıyor. Bazılarında yüzümüz gülerken bazılarında kızıp o günü tekrar yaşamış kadar oluyoruz. O kadar güzel işte eski günleri yâd etmek…

HİÇBİR ZAMAN
Başarıyı da başarısızlığı da kendi zihnimize hatırlatırken, bunun artık eskide kaldığını bunun bir anı olduğunu bilmeliyiz. Hiçbir zaman eskiden yaşanmış kötü şeyleriniz bugünlere taşınmasın. Taraftarlarımızın eskiden olduğu gibi el ele kol kola maç seyretmelerini, yöneticilerimiz birbirleri ile kavga etmemelerini, futbolcularımızın da güzel şeylere vesile olmasını istemek ve bunun olması için ellerinden gelen her şeyi yapmayı görmek sanırım bizleri çok mutlu edecektir…

YÜKSELEN ÇITA
Hiç dikkat ettiniz mi? Silivrispor’da başarı çıtası gün geçtikçe artıyor. Birinci amatör kümede mücadele ettiği günleri ne çabuk unuttuk. Akgün Duru döneminde canhıraş mücadeleyle takım bir üst kümeye yükseldi. Akgün Duru’nun ardından gelen yeni yönetim de kendisine düşen görevi harfiyen yerine getirdi. Bu görev Silivrispor’un başarı çıtasını yükseltmekten başka bir şey değil… Taraftarlar artık profesyonel ligi istemekte haklı. Çıta her sene yükseliyor. Duru dönemi, Turan dönemi Teker dönemi ve Saral dönemi… Duru döneminde tüm camia birdir. Turan döneminde ise camia tutunmaya çalışmıştır, Bek dönemi tarihinin en kara dönemidir Teker döneminde ise yeni bir umut ışığı belirmiştir. Fakat beklenti her zaman aynıdır. Çıtayı yükseltmek. Her dönem başkanı da üstlerine düşün görevi harfiyen yerine getirdi. İşte bununla birlikte önümüzdeki sezon çıtayı daha da yükseltmek zorundayız. Buraya kadar Silivrispor’a yaptıklarınız için teşekkür ederim. Bu teşekkürüm kendi adımadır camiayı bağlamaz.

BEN DEMİŞTİM
Kerameti kendinden belli, çok bilen tayfasından hoşlanmamakla birlikte, laf gelip futbola dayandı mı, her Türk vatandaşı gibi “Ben demiştim” ile başlayan cümleler kurmaya bayılırım... Bayılırım bayılmasına fakat sonra da üzülürüm…
Az da olsa kulübü ve camiayı tanıdığımdan mıdır, yoksam zeka düzeyim ancak futbol denilen bu basit oyuna yettiğinden midir bilemem, ama Silivrispor ile ilgili öngörülerimde isabet sayılarım, karavanalarımdan hep fazla olmuştur. Silivrispor bir kaosa doğru sürükleniyor. Geleceğini sağlam temellere atması gerektiğini perde arkasında bırakmış gibi gözüküyor. Altyapının bir an evvel toparlanmasının gerekliliğini hatırlatmak isterim.

YORUM YAP