Geçen haftadan devam edelim ve konuyu irdeleyelim. Satış ve pazarlamalar ülkelere ve bölgelere göre farklılık gösterebilir ve özellikle de hedef kitleler üzerinde doğru çalışma yapılmasını mecburi kılar.
Bölgesel algılar, kişisel hitap, cinsiyet, davranış ve yerel dilin bile önemli olduğu bilinmelidir tabi ki bunların farklı olması nedeniyle satılacak ev veya emtianın hedef kitlesi de belirlenerek doğru adımlarla hareket etmek gerekiyor.
Malın evsafı önemli kime, ne satılacaksa o zaman ciddi bir pazar araştırması yapılması, hedef kitlenin bölgeleri, iş ve ikamet alanları, gelir durumları, satın alma nedenleri vs. birçok konu araştırılmalıdır... Tabi bazı kıstaslar önceden tesbit edilmeli ki malın satış ve pazarlaması buna göre yapılsın.
***
Bakınız olmayacak bir bölgede ekstrem bir şeyi satamazsınız. Ekonomik yapısı düşük her hangi bir yerleşim bölgesinde Porsche bayi açarsanız millet size güler veya demografik yapısı düşük bir bölgede lüks villalar inşa edersiniz ama satamazsınız.
Onlarca hatta yüzlerce detay vardır her mesleğin ve sektörün kuralları ve incelikleri vardır, alıcı kitlenin beğenisine göre neyi, kime ürettiğiniz çok önemlidir.
Mesela gayrimenkul satışlarında karar mercii olan bireyler ‘doğu toplumlarında erkektir, batı toplumlarında ise bu durum kadın ağırlıklıdır'.
Eğer siz hedef kitlenizi doğru okuyamazsanız, satışın kime yapılacağını ve beklentilerini bilmiyorsanız o zaman işiniz çok zor demektir!
***
Her bölge ve ülke insanına göre yaşanılan mekânların kullanım alanları, konum, metrekare ve yönleri farklılıklar gösterebilir... Salon ve odaların kullanım büyüklükleri, banyolar, sofa, mutfak, kiler, balkonlar, garaj vb. gibi evlerde ki yaşam alanları hem sayısal olarak hem de kullanımları farklı olabilir.
Beklentileri, ihtiyaçları ve her şeyden önemlisi satış rakamlarını doğru tesbit etmek ve pazara buna göre çıkmak büyük önem arz eder.
Tabi ki bölge ve yöresel mimaride önemlidir. Dış cepheler, kaplamalar, izolasyonlar vb. ile yapı sistemleri de zemin ve iklimler ilintilidir.
İnşaat sistemleri yerel imar durumları, zemin, lokasyon, ekonomik değerler, satış rakamları vb.gibi başlıklarda önemlidir tabi depremsel nitelikler en önemli kıstasdır.
Depremin toplum nazarında sosyolojik etkisi çok büyüktür, korku ve can güvenliği insanı çaresiz bırakır.
Ancak bugün ülkemizde deprem çok ciddiye alınan bir konu olmadığı için bir felâket yaşanıyor ve bir süre sonra unutuluyor.
Halbuki Dünya bu gerçeğin üzerine ilk okullardan başlayarak ciddi bir eğitim ve öğretimle, her şeyden öte toplumsal bir bilinç kazandırarak işin üzerine gidiyor, yapısal sistemini de buna göre kuruyor.
Eğer yapısal ve yaşamsal riskler zeminden kaynaklanıyorsa o zaman siz sadece devletin yani kamunun size verdiği sistemle ev inşa edebiliyorsunuz!
***
2006 yılında Sunflower projesine Kanada'dan bir mimar davet ettik o yıllarda ekonomik ve küçük villalar inşa etmek istiyorduk ve vizyoner bir bakış gerekiyordu!
Mimar Didier'in bize çizdiği planlar ise 3, 4, 5 evden oluşan bitişik nizamda ki sıra evlerdi ancak Türk aile yapısı villa nizamlı projelerde bu tür bir konsepte asla sıcak bakmazdı ve tabiatıyla bizlerde Mimarın bize verdiği planı değil de kendi düşündüğümüz ikiz villaları inşa ettik.
Tabi mimar da kendine göre haklı.. Kanada göçmeler ülkesi ve kültürel yapısı 72 milletten oluşuyor... Ülke bir kültür mozaiği gibi, ne inşa etsen satıyorsun!
İnsanlar zaten ekmek derdinde ve belirli bir bütçeyle bu ülkeye gelmiş salonun veya mutfağın büyüklüğüne veya evin ergonomisine bakacak bir durumu yok.
Bu insanlar için ekonomik ve başını sokacak bir ev olması önemli, göçmen gelen insanın derdi iş bulup yerleşik düzende kendine yer edinmek.
Mimar, Kanada'nın yapısına göre yani Türk aile yapısı düşünmeden veya bilmeden kullanım alanları farklı planlar çizmişti ancak biz bu evleri Kanadalılara değil Türk ailelere satacağımız için uygulayamazdık, nitekim öyle de oldu ve biz kendi planlarımızı uyguladık ve sattık.
İşin özeti şudur; eğer siz Türk aile yapısını düşünmeden bir ev veya plan yaparsanız veya inşa ederseniz hem gerçek değerinden satamazsınız hem de alıcı bulamazsınız.
***
Mesela, Güneydoğu bölgesinde inşa edilen ev planlarını incelediğinizde büyük ve geniş alanlar ile hoyrat metrekarelerde kullanım alanları talep edilmektedir.
Şehirli algısı ile belde ve köy algısı ve beklentisi farklıdır.
Mesela bu bölgelerde kent merkezlerinde inşa edilen evlerin dekorasyonları tamamen kişiye özeldir ve bir tanedir... Evler şaşaâlı ve gösterişlidir, tamamen müşterinin özel olduğunu hissetmesi satış ve pazarlama açısından önemlidir.
Sizler eğer Ege bölgesinde yaşayan insanlara ev satmak düşüncesinde iseniz balkonlar veya teras gibi kullanım alanlarını büyük metrekarelerde yapmak zorundasınız, aksi halde satamazsınız!
***
Sonuç itibariyle ülkelerde yerleşik düzen kuralları ve kültürler tabi ki toplumsal algıya tabidir. İyi bir satışçı ise güven üzerine malını satmak zorundadır.
Eğer satış ve pazarlama jargonlarını da doğru kurmazsa rüzgarın önünde ki yaprak gibi savrulur, gider.
Bu konu çok su kaldırır zaman buldukça yazalım...
İyi haftalar..