Barış insanların soyunun büyük özlemleri arasındadır. Baştan beri çeşitli savaşlar olmuş ve sayısız insan ya ölmüş ya yaralanmıştır. Sayısız acılar çekilmiş ve gözyaşı dökülmüştür. Peki kaçınılmaz bir şey midir savaş? Savaşın niteliği ve nedenleri önemlidir. Savaşın en bilinen biçimi iki devletin örgütlü bir kaba güç olarak karşı karşıya gelmeleridir.
Silahlı kuvvetlerinin bilinçli hareketidir. Savaş çok sayıda insanı yutar ve zaiyat verir. At ve araba yüzyıllar önce kullanılmıştır. Savaşı kapsayan birçok yenilik zaman geçtikçe ortaya konmuştur. Bugünkü savaşlar artık büyük bir teknoloji kıyaslamasına dönmüş ve boyutunu küçültmüştür.
Rusya - Ukrayna hariç.
Ama artık dünyanın birçok yerinde gerilla savaşları olmaktadır.
Savaş kimsenin istediği bir olgu değildir. Ama ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar ve geçimsizlikler olayı başka taraflara taşımaktadır.
Yunanistan o küçük kalibresine rağmen Türkiye'ye sürekli kafa tutmasının ardında başka nedenler vardır. 1453'te Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un alınması vardır. Kıbrıs'ın ''iltihak'' edilmesi vardır. 12 Adalar vardır.
Yunanlıların daha önce bize karşı duydukları korkunun ardında yalnızlık başrol oynarken bugün Amerika, Avrupa Birliği'nin olması onlara şımarıkça bir cesaret vermektedir. Bu şımarıklık nereye varır kestirmek zor değil.
Çünkü Yunanistan Karamanlis, Papandreu ve Miçotakis aileleri tarafından yönetilirken hep Türklerden korkmuştur ve destek almıştır. Ama Stanford mezunu Kriakos Amerikan şımarıklığı ile inanılmaz bir atak yapmaktadır. Babasına 1967 Albaylar cuntası kurulduğu zaman Türkiye'nin sahip çıkmasını ve Dışişleri eski Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in 7 sene Türkiye'de bakıldığını unutmuş gibi.
FUTBOLDA BARIŞ OLUR MU?
Futbol bu yıl çok hızlı başladı. Öyle hızlı başladı ki insani saldırılar ve seyirci kavgaları manşetleri süslüyor. Bu arada Futbol Federasyonu ve Galatasaray adasının kurşunlamasını da unutmayalım.
Peki bu gerginlik nedir? Eğer bu futbol işleri kana bulandırılmak isteniyorsa devlet derhal el koymalı ve hemen faillerini ortaya çıkarmalıdır. Bu konu ''Yok sarhoştuk - Yok kendimizde değildik'' şekli ile örtbas edilemez.
Bunların arkasında çok daha farklı şeyler yatabilir. Gözdağı konusu işlenebilir.
Bunların hepsini bir tarafa koymalıyız.
Bir de bir şey eklemek isterim.
Beşiktaşlı Josef de Souza haddini aşmıştır. Türkiye'de senelerce forma giyen bir Brezilyalı'nın arkasına bakmadan ülkeyi terk etmesi gerekir. Türkiye birçok Avrupa ülkesinden bile daha güvenilir bir ülkedir ve oynamak istemiyorsa ülkesine ''Güle güle'' gidebilir.
Türk halkının ''korkaklarla'' işi olmaz.
Hoşça kalın.