Haftanın ilk günü ve sabahın ilk saatleri…
Gazetemi açıyorum…
Gözüm, ilk sayfada, kocaman harflerle yazılı "İBB’den, Silivri’ye 5 Milyon TL Yardım!” yazısına takılıyor… Haberi destekleyen AKP Silivri Belediye Meclis üyesi ve ayni zamanda İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclis üyesi Rıfat Kutlu…
Birincisi… O da gayet iyi biliyor ki…
Bunun adı yardım filan değil…
O nedenle… Ulufe dağıtılıyormuş gibi ifade edilmesine bakmıyorum…
Biliyorum ki, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin Silivri’den aldıklarından bir miktarının iadesidir bu tutar... Kafama takılıyor… Var sayalım ki, dağılımın eşit yapıldı…
Var sayalım ki, tahsis edilen miktarın doğru dürüst hesaplandı…
Varsayalım ki, tahsis edilen bu tutar kadar malzemeler Silivri Belediyesinin istediği miktarda ve zamanda geldi…
Silivri Belediyesinin 2015 yılı bütçesi yaklaşık (157) Milyon…
Düşünebiliyor musunuz?
Bu rakam, bu bütçe içerisinde ne ifade eder…
Silivri ve Çatalca gibi hizmet alanı çok geniş olan bu ilçelerin, öncelikli ihtiyacı, biliniyor muydu, veya önceden görüşlerinin alındığını sanmıyorum…
Gayet iyi biliyorum ki…
Bu malzemeler, geçmişte olduğu gibi, Silivri Belediyesine "istendiği zaman, istendiği kadar” verilmeyecek…
Hafta içi haberlerinden bir başkası…
"Yargı, basın özgürlüğü” dedi başlığı ile verilmiş… Haberin biraz altına ne kadar saçma bir itirazın sonucu bir karar olduğunu anlıyorsunuz… AKP’nin yan kurumu gibi çalışan, Eğitim Bir-Sen sendikasının bir üyesinin şikâyeti üzerine mahkemenin verdiği karar bu… Bu güne kadar böylesini görmemiştik.
Evet… Koca, koca Devletin Memuru olan, müdürler Devletin Memuru olduğunu unutmuşlar, AKP’nin peşine takılmışlar…
İlçe Başkanlığının olağan toplantılarına katılıp katılmadıklarını bilmiyorum ama davranışları AKP’nin Ankara’dan tayin edilmiş parti görevlileri gibi…
Yakın zamanda…
Bir gecede binlerce okulun müdür değiştirildi…
Burada… Amaç neydi?
Eğitimin iyileştirilmesi mi?
Ne gezer… Var olanların yerine, daha önceleri ortalarda görünmeyen, bilinmeyen, AKP Hükümetleri zamanında palazlanmış olan, Eğitim Bir – Sen üyesi öğretmenleri getirmekti…
Nitekim getirildi de…
Ha… Onlara sorsak…
Gayet tabii ki, bu getirilen yeniler, çok zeki ve bu işi çok iyi bilenler bu görevi hakkıyla hak edenler, getirilenler…
AKP Yöneticilerine sorarsak "iyi memur yerine iyi partililer” derler…
Oysa… Herkes biliyor ki…
Getirilenlerin ezici çoğunluğu o makamları hak etmiyor…
Mesela… En son, Silivri İlçe Spor Müdürü Sinan Büyük Parmaksız’ın AKP’nin Bölge Milletvekili adayları ile seçim çalışmalarında boy göstermesi…
Bununla ilgili olarak, MHP Silivri İlçe Teşkilatının "suç duyurusunda bulunacağız” çığlığı...
Bu çığlığın anlamı…
Ülkenin her yanında olduğu gibi Silivri’de de bıçak kemiğe dayanmış, demektir…
Fotoğraf karesine tekrar bakıyorum…
Silivri İlçe Spor Müdürü Sinan Büyükparmaksız’ın yapmış olduğu bu yasa dışı davranış iktidar yalakalığında sınır tanımazlığın bir göstergesi… Kadar ki…
• Tanıştırmaya aracılık ettiği, Milletvekili Adayı Mehmet Baykan bile olayın vahametini anlamış ve kabahatini örtmek için "bilmiyordum” demiş…
• İlçe spor Müdürü Sinan Büyükparmaksız, bununla da yetinmemiş…
MHP’nin ve basının üzerine gitmesine karşı…
"Kendisi hemşerimdir. Biraz empati yapsınlar beni anlarlar” demiş…
Aklınca dalga geçmiş!
Neyse…
Aklıma çok şeyler geliyor ama bundan fazlasını söylemeye dilim varmıyor…
***
Ve… En son aldığım duyumlar…
Silivri, AKP’nin ileri gelenleri Partisinden istifa eden Lütfü Vardar için olmadık laflar üretiyorlarmış…
Hatta… "Başka istifalar bekliyoruz” diyorlarmış…
Ben, bu tür istifa edenlere kızmak yerine, anlamak için kafa yormak gerektiğine inananlardanım…
Hele de Lütfü Vardar gibi "gerekli” açıklamaları yaparak ayrılan biri için, on defa düşünüp, sonra laf etmek gerektiğine inanıyorum…
***
MHP Bölge Milletvekili Meral Akşener hafta içinde Silivri’deymiş. Hasta ziyaretindeymiş. Siyasi bir yanı yokmuş…
Yine de… Hoş bir durum değil, İlçe Başkanlığının haberinin olmaması, şayet yoksa tabii…
Çünkü o sıradan bir kişi değil… Bölge de sevilen biri, saygın bir Milletvekili. Öyle ki, Ankara’ya işi düşen herkesin çalacağı bir kapı o…
***
Bir sebeple, eski "Orman Köyü” yeni Mahallelerin bazılarına uğradım hafta içinde… Hava, güneşli olmasına rağmen, hala epey soğuktu. Palto giyme ihtiyacı duydum…
Yol boyunca gördüğüm, ağaçların bazıları çiçek açmış ama henüz yeşermemiş…
Meralar, MİS gibi çiçek kokuyor…
Mahalle içlerinden geçerken gördüklerim. Siyasi yanımı da bildikleri için hemen sorulara başladı. İlk olarak, Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan hakkında fikirlerin beyan ettiler. Ardından, tepkilerini dile getirdiler. Şu kadarını söyleyeyim, tepkilerin çoğu olumsuzdu. O kadar ki, bazıları, öfkesini frenlemeyip, meydanlarda "(400) Milletvekili istemesine çok sinirlendiğini” söyledi. Ve, bu durumu içine sindiremeyip, muhalefeti suçladı…
Gözlemim… Ezici çoğunluk, Recep Tayyip Erdoğan’ı, kimliği ne olursa olsun, bu ülkede yaşayan herkesin Cumhurbaşkanı olarak değil de, AKP’nin Cumhurbaşkanı gibi görüyorlar…
Peki… Öyle mi? Kararı…
"Ben değil, siz verin” derim…
TUZ KOKTU
Seçimlere çok az bir zaman kaldı.
O nedenle… Artık her hafta, mutlaka ama mutlaka bu köşeden uyarım olacak…
Gerekçem… Ülkenin selameti için güle oynaya bir seçim yapalım istiyorum…
Çünkü… Her taraf barut fıçısı…
Dokunsan patlıyor…
O nedenle… Çok rica ediyorum…
Ne olur… Oyumuzu doğru kullanalım…
Gürültüsüz patırtısız… Bir seçim geçirelim…
***
Etrafımdaki insanlara bakıyorum…
Hangi partinin iktidara geleceğinden çok daha fazla bu iktidarın gitmesini istiyorlar...
Nedeni… Ortalık her gün daha fazla geriliyor…
Eskiden "Devletin Başı” diye bildiğimiz çok az konuşan, tarafsız bir Cumhurbaşkanı vardı, en son o devreye girer ortalık durulur” diye düşünüyorduk…
Bu gün… O da yok… O da taraf… Akşam sabah gerginlikleri körüklüyor…
Aklı hala Başbakanlıkta, Parti Başkanlığında…
***
İnanın… Bu güne kadar bu kadar çok konuşan bir Cumhurbaşkanı görmedim…
İnanın… Bu güne kadar bu kadar taraf olan bir Cumhurbaşkanını hatırlamıyorum...
Oysa… En son… Yargı için "Tuz koktu” demiştik…
GAK – GUK
Muhtarları Ankara’ya topla götür. Birer çay ikram edip, seçimden sonraya söz ver. Gittiğiniz gibi Silivri’ye dönülsün… Efendim "gak, guk”…
Yahu… Böyle bir şey var mı?
***
Ey AKP İlçe yöneticileri!
İsterseniz tekrar hatırlatayım!
Siz tam (13) yıldır iktidardasınız…
Hem de… Tek başına ve ezici bir çoğunlukla…
Bununla da sık, sık "bu millet bizi şu kadarla, tek başına iktidar yaptı” diye laflar edip, böbürlenirsiniz…
Da… İşe gelince de… "gak, guk”…
BİR KUTLAMA
Her yıl olduğu gibi bu yılın 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı coşku ile kutlandı.
Geçmiş olsa bile… Yine de… KUTLUYORUM…
BİR BAŞKA KUTLAMA
Yeni seçilen Silivri Muhtarlar Derneği Başkanı Ömer Ercan’ı kutluyor ve görevinde başarılar diliyorum…
VE İLKLERDEN BİRİ DAHA
Tarihimizden… Ortak acılarımızdan biri…
"Çanakkale Geçilmez”
Bu yıl… İlk defa… Cumhurbaşkanı tarafından organize edilmiş oldu…
Ve… Törenlere Muhalefet Partilerini davet etmedi…
ÖYLESİNE BİR HİKÂYE
Bir tarihte, bir dosttan dinlemiştim…
***
Pazar yerinde… Vatandaşın biri, önünde üç değişik kuş…
Yanından, geçenler sorar…
Satıyor musun? Gayet tabii… Pazara onun için getirdim…
Peki… Kaça? En baştaki (10) lira. Onun yanındaki (20) Lira en sondaki ise (100) Lira.
Neden fiyatlar değişik, farklı özellikleri mi var?
Söyleyeyim… En başta gördüğünüzün rengi güzel…
Onun yanındaki ise "çok güzel öter”…
En sondaki en bahalı olanı ise "hem güzel öter, hem de, başka kuşları çağırır biz de onları yakalarız” der… Adam en sondaki (100) liralık olanı alır ve orada kafasını gövdesinden ayırır…
"Bunu neden yaptın?” diyenlere…
"Hemcinslerini aldattığı için” der…
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"Ben oyumu HDP’ye vereceğim. Ben o bir oydan kaybedersem kaybedeyim.”
(Fadıl Akgündüz (Jet Fadıl) /Siirt Bağımsız Milletvekili adayı-Cumhuriyet)
GÜNE UYAN
"Bizim köye gidersen beni soranlara selam söyle. Şayet soran olmaz ise "o zengin oldu” de bak o zaman anamı bile sorarlar...”
(Beşiktaş Kulüp Başkanının ve Rıza Zarrab hikâyesi)