Önümüzdeki seçim vaatler sağanağı şeklinde geçecek. Bütün partilerimiz 2011–2015 döneminden daha çok, Cumhuriyetimizin 100. yılı 2023’e layık oldukları yarışına katılacaklar. Bizlerin kanıksamış bir durum olmasına rağmen Silivri bütün partilerin ve tüm seçmenlerin gündeminde kalacak. Bir seçim kampanyası döneminde adından en çok bahsedilme rekoru kıracak olan Silivri’de yaşamaktan gurur duyacağız! İlçemizin şöhreti sınırları aştı, tüm dünyaya yayıldı. Silivriliyiz dediğimizde muhataplarımızın dikkat kesildiğine sıkça şahit olacağız.
Silivri; siyasi, ticari, hukuki birçok nedenle gözbebeği olma özelliğini korurken, 27 Nisan’da açıklanacak “çılgın projedeki” yerimizin ne olacağını merakla bekliyorum. Yereldeki siyasilerimizin kapasiteleri ne olursa olsun, Silivri’nin basit sorunları kendiliğinden hallolacak. Asfalt dökümü, kaldırım ve yol düzenlemeleriyle böbürlenmeler tarihte kalacak. Cezaevi şehri özelliğimize havaalanı ve üniversite kenti eklendiğinde hızlı bir şekilde büyüyen ve gelişen Silivri’ye hazırlanmalıyız.
Seçim beyannamelerindeki vaatler sıralandığında Erdoğan’ınkiler daha bir güvenirlilik taşıyor. Yaptıkları yapacaklarının teminatı kabul ediliyor. “Benim adım Kemal” referansının partililerce bile yeterli görülmediği, ileri gelenlerin yaptığı açıklamalarla meydana çıktı. Büyük gürültü koparan liste düzenlemesi de aceleye getirilmiş. Cihaner’in adaylığını iade-i itibar mı, hakaret mi kabul etmek gerekir çözemedim. Büyük mutluluk açıklaması yapan Denizli teşkilatının, taban hissiyatını ne kadar yansıttığını seçimler gösterecek. Şu andaki tablo CHP’nin Denizli’de tulum çıkaracağını yansıtıyor! Adıgüzel davayı sahiplenme, örgüt üyeliğine kabul edilme yönünde güçlü bir imzaya daha sahip olundu. Bu gidişle Kanadoğlu’nu aramaya ve anmaya ihtiyaç duyulmayacak.
Başı kapalının temsili konusunda toplumsal mutabakat sağlandığı halde sonuç alınamadı. Karşısındakinin özgürlüğünü soyunarak, donla kalarak engellemeyi marifet ve ilericilik gören azınlığın karşısında geri adım atıldı. Kapalı kesim Cumhurbaşkanı ve Başbakan eşlerine bakıp bir dönem daha teselli bulmak zorundalar. Atatürk sayesinde seçme seçilme hakkı elde eden Türk Kadını, Erdoğan sayesinde tam olarak temsil edilme hakkını teğet geçti. Vaatlerin olduğu kadar, vaatler içinde olmayan konularında takibi gerekiyor. Resmi Cumhuriyet Kutlamaları’na katılmaktan imtina eden kamu yöneticilerinin görevden alınması dâhil.
Devamı 19 Nisan 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde