Ahmet Yücegök

Seçime doğru... - 12 Ekim 2015

Haftanın başlaması ile birlikte siyaset kulvarında hareketlilik başladı. Bu defa, yalnızca seçimlerle ilgili değil, daha çok komşuluk ilişkisi diyebiliriz buna. Silivri CHP İlçe örgütü tam tekmil AKP’ye iade ziyaretinde bulundu.
***
Her ay olduğu gibi yine Belediye Meclisinin olağan toplantısı vardı. Bu defa bir eksik olarak, her iki partinin de, meclis üyelerinin tamamı Meclis salonundaydı.
Gündeme geçilmeden önce Meclisi yöneten Belediye Başkanı Özcan Işıklar, önerge olup olmadığını sordu, gündeme ilave edilmek istenen önergeler vardı, onlar okundu oy birliği ile gündeme ilaveleri kabul dildi...
Gündeme geçildi… Gündemdeki maddelerin tamamında oy birliği vardı. Ne hikmetse iktidar ve muhalefetin ayrıştığı hiçbir gündem maddesi görmedim. Yani, oybirliği ile istenilen biçimde geçti. Toplantıyı yöneten Başkan Özcan Işıklar, bir, iki madde hakkında meclis üyeleri ile bilgi paylaşma ihtiyacı duymuş olacak ki gündemin o maddelerine gelindiğinde üyelere bazı açıklamalarda bulundu. Aslında, o açıklama getirdiği o gündem maddeleri komisyonlara havale edildi ama herhalde orada daha etraflıca tartışılabilir konulardı ki o açıklamayı daha çok muhalefet sıralarına doğru yaptı. Buradan da, anlaşılıyor ki, karşılıklı hoş görü, tavan yapmış...
Cuma güne ikinci oturum vardı. Karşılıklı hoş görü hala zirvedeydi.
Gündemdeki tüm maddeler oy birliği ile geçti.
***
Partilerin ilçe örgütleri hafta boyu durmadı…
Lakin yine de seçim yokmuş gibi hava var Silivri’de.
Bilhassa gündüzleri.
İnanılmaz bir durgunluk yaşanıyor.
İnanır mısınız? Sahilde tek bir gün AKP’nin gezen bir aracını gördüm. Seçim müziğini sonuna kadar açmış dolaşıyordu. Sakin, sakin oturanlar birden irkildiler, meğer onlar da ilk kez bir seçim arabasının geçtiğine tanık olmuyorlarmış. O günden sonra rastlamadım.
***
Partilerin ilçe örgütlerine bakacak olursak.
AKP’de geçen haftadan bu yana, her gün birden fazla bölge milletvekili adayının parti kapısını çaldığını duyuyoruz. Gözlüyoruz…
Söylenen… İlçe teşkilatı bir hafta öncesine kadar kaynıyormuş. Söylenen, durgunluğun nedeni birazda ondanmış… Dostumun AKP’deki bu durumu benzetmesi: "Bir evde anne baba ve çocuklar var ve o evde her gün kavga eksik olmuyor, dolayısıyla çocuklar rahatsız ama yapabilecekleri çok bir şey yok. Bir gün misafir geliyor o gün evde kavga olmuyor. O her gün, kavga eden anne, baba misafir gidene kadar kavgayı kesiyor. Bu durum çocukların hoşuna gidiyormuş ve istiyorlarmış ki her gün misafir gelsin” demesi.
Her gün gelen adaylar içerdeki kavgayı en azından "ötelemiş”.
***
CHP İlçe örgütünde, bölge milletvekili adaylarından, her gün bir veya iki kişinin geldiğini gözledim. İlçe yöneticilerinden aldığım bilgiler, gündüzleri fabrika ziyaretleri, geceleri, merkeze uzak mahallelerde klasik kahve konuşmaları yapılıyormuş…
Uzak mahallelerdeki gözlemleri: "7 Haziran seçimleri üzerinden çok zaman geçmediği için seçmenler büyük oranda kararını vermişler bu tür gezilerin, genel anlamda seçmene değil de, daha çok parti üyelerinin morallerini yükseltmeye yarıyor.
Ayrıca, bayrak, flama, müzik, konvoy gibi çalışmaların olmamasından şikâyet yokmuş. Aksine memnunlarmış. Hatta "Gelmenize gerek yok, bizler nasıl olsa kararımızı verdik. Bu saatten sonra değişmez” diyorlarmış.
***    
MHP’nin bölge milletvekili adaylarından her gün gelen, giden oluyor ama onlarında gürültülü patırtılı hareketlerini görmedim. Yerel basından çalışmalarını izliyoruz...
***
HDP’nin seçimler ilgili çalışmaları, mutlaka yapılıyordur ama pek duyulmuyor. Ya da, duyuramıyorlar. Malum, duyurma işi de biraz "para” işi…
***
Dediğim gibi.
En azından (3) Partinin, bölge milletvekili adayları hafta içinde her gün Silivri’deydiler.
Kimi esnaf ziyareti yaptı, kimi fabrika ziyareti, kimi de uzak mahallerde dolaştı.
***
Siyasi partilerin vazgeçilmezi olan bu tür gezilerin getirisi pek olmaz. İtiraf etmeseler bile çok iyi biliyorum ki, parti yöneticileri, yaptıkları ziyaretlerin bazılarında, seçmenden "Seçim zamanı onun için geldiniz değil mi?” serzenişini duyarlar. Ama yine de bu ziyaretleri yaparlar. Çünkü o mahalledeki parti üyelerinin isteğini kıramazlar. Ve ziyaretlerin ‘yapılması zorunlu çalışma’ gibi değerlendirirler.
***
Gelelim bölge adaylarının ziyaretlerine.
Aday, İstanbul İl Başkanlığınca görevlendirilmiş ama Silivri’nin sorunlarından bihaber…
Hele bir de ‘dağarcığı boşsa’ deneyimsizse ilçe yönetimi yandı.
Mesela, aday Değirmenköy’e gitmeden önce ilçe yöneticisinden bilgi almış, burada öncelikle domates üzerinde duracağı söylenmiş belli. Bu konu üzerine konuşurken, genel tarım politikası ve ekonomi üzerine dağarcığı boşsa, sığ kalır.
Keza Sayalar, Danamandra, Çayırdere, Beyciler, Bekirli gibi Mahallelerin en can alıcı, en acil sorunu TAPU ve ECRİMİSİL konusunda yeterli bilgisi yoksa ki, olacağını pek sanmıyorum. Bu sorun üzerine gelecek sorulara büyük ihtimalle "gak guk” gibi laflarla perdeleyip başka konuda konuşmaya devam edecektir...
O nedenle oralara yapılacak gezilerde Milletvekili adayları yerine İlçe Başkanı veya muhtarın konuşmasının daha yararlı olacağını düşünüyorum…
İyi haftalar.

LANET OLSUN
Ankara’da barış için bir araya gelenlere yönelik hain saldırıyı nefretle kınıyorum. Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Adı "Barış Mitingi” idi. Barışı istemeyen karanlık eller yine ortalığı kana buladı.
Lanet olsun!

MERAK İÇİNDEYİM
AKP’li yönetici ve Milletvekillerine seçim çalışması yapmak için mahallelerde dolaşmaları zor olmuyor mu? Yani gittikleri yerlerde "Biz tam (13) yıldır tek başına iktidardayız, tün sorunları çözdük, alnımız ak, göğsümüz açık, kimse bizi yolsuzlukla, suçlayamaz” diyebiliyorlar mı?
Merak içindeyim.
Mesela.
"Bu gün ülkenin çok iyi yönetildiğini” söylerken sıkılmıyorlar mı?
Ne diyorlar acaba?
"Bu gününüze şükredin” mi diyorlar?
Ya da 17/25 Aralık meselesi ile ilgili birisi bir şey sorarsa diye korkmuyorlar mı?
Gerçekten merak içindeyim.

13 YIL SONRA GELİNEN NOKTA
Bölge milletvekili adaylarından birisi Silivri’ye geliyor. Bodoslama, "Ak Parti kaybederse, yani AK Parti tek başına iktidar olamazsa, kaybeden AK Parti değil, kaybeden Türkiye olur” demiş.
Bu lafı eden, halen AKP Şanlıurfa Milletvekili olup, bu dönem de ayni partiden 3. Bölgeden Milletvekili adayı olan zat…
Bu şu demek, seçmen, seçim günü, sandık başına gittiğinde, oy kullanma kabinine girdiğinde, eğer eline aldığı seçim pusulasındaki "EVET” amblemini AKP’nin altına basarsa, ayni zamanda bu kişiye de EVET demiş olacak… Şayet, basmaz ise yalnız kendi değil TÜRKİYE bile kaybetmiş olacak.
Lafa bakar mısınız?
Yani, herkesin yarına olan güveni tam!
Piyasalar gayet iyi!
İşsizlik sona ermiş!
Terör durmuş!
Cenazeler gelmiyor!
Eğitim sistemi tıkır, tıkır!
Ülkenin her yanında olduğu gibi Güneydoğu ve Doğu’da da insanlar mutlu! Ülkenin hiçbir yanında çatışma filan yok! Hiçbir il veya ilçede sokağa çıkma yasağı uygulaması yapılmıyor! Faili meçhul cinayetlerden eser kalmamış! Hiç bir bölgede, hiçbir yerleşim alanında öldürmeler, dayak ve baskı yapılmıyor! Muhalefet partileri ve diğer sivil toplum örgütleri çok rahat görevlerini yapabiliyorlar!
Basın üzerinde baskı, maskı kalmamış! Hiçbir gazeteci iktidarın mensupları tarafından dövülmüyor! Hiçbir gazeteciye görevi başında, başına silah dayanmıyor! Sanayici ve tüccarın her şeyi tıkırında! Bono ve çekler olması gerektiği gibi! Sendikalar, meslek örgütlerinden hiç bir şikayet yok! Hastanelerde, kuyruk kalmamış! Komşumuz hiçbir ülke ile sorunumuz kalmamış! Herkes rahat! Ne güzel!
Da öyle mi?

BİZ TANIYORUZ DA…
Ahmet Hakan’ı darp eden 4 kişiden 3’ü AKP üyesi çıkıyor…
Hürriyet Gazetesini iki defa basanların başında, AKP eski Gençlik Kolu Başkanı ve halen Milletvekili olan biri var…
Ve 13 yıldır tek başına ve halen iktidarda olan bir parti AKP…
Bunları tanıyın istedim.
O kadar…

BOĞUNTUYA GELMESİN
Biliyorum gündemimiz seçim lakin aklımda hiç çıkmayan, bilhassa Çayırdere, Sayalar ve Danamandra mahallelerimizi ilgilendiren TAPU ve ECRİMİSİL meselesi…
Öyle ki yazmasam eksik kalacakmış gibi geliyor…
İnanamayacaksınız ama öyle…
***
Buradan bu sorunla direk ilgili olan yerleşim alanlarındaki seçmenlere tekrar söylüyorum…
Dostlar bu seçim bir şans.
Çünkü iktidarın adayları da, sizin oyunuzu istemek için ayağınıza gelecek…
Lütfen bu fırsatı iyi değerlendirin.
Onlara sizin ayağınıza geldiğinde konuk gibi davranmayın hiç olmamış suratınız ekşidin ve gayet kibar bir şekilde "TAPU sorunu (13) Yıldır neden çözmediklerini, kimlerin engel olduğunu” sorun

NOT
Benim de "Digitürk” üyeliğim iptal.

YORUM YAP