Silivri ziyaretinde CHP İstanbul Milletvekili Op. Dr. Ali Şeker, inşa edilmek istenen tek adam rejiminin ülke demokrasisinin geleceğine yönelik büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.
31 Mart Cuma günü CHP Silivri İlçe Örgütünde partililerle bir araya gelen İstanbul Milletvekili Op. Dr. Ali Şeker, referandum sürecine ilişkin konuştu. Tek adam olma heveslilerinin siyasi ikbali uğruna yeni anayasa ile üniter devlet yapısının değiştirilmek istendiğini söyleyen Şeker, referandum Evet ile sonuçlandığı takdirde artık yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığından söz etmenin mümkün olmayacağını öne sürdü. İlçe binasında kaydedilen toplantıda milletvekiline CHP Tekirdağ Milletvekili Parti Meclis Üyesi Dr. Candan Yüceer, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil eşlik etti. Geniş bir katılımla gerçekleşen etkinliği Silivri Belediyesi CHP'li Meclis Üyeleri Hakan Sefa, Süheyl Kırkıcı, Ali Vural, Melih Yıldız, Devrim Uzun ve Saadet Gencoğlu, Silivri Belediyesi eski Başkanı Selami Değirmenci, eski dönem DSP Milletvekili Rıdvan Budak ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri takip edenler arasında yer aldı.
3. Bölge Milletvekili Ali Şeker, programın başında partiye yeni katılan Çetin Doğan'a rozet taktı.
“BAŞKANIN ADAMLARI ÖMÜR BOYU DOKUNULMAZ OLACAK”
Rozet takma töreninin ardından referandumla ilgili görüşlerini paylaşan Şeker, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Birisi kuyuya taş attı uzun zamandır bu taşı çıkarmaya çalışıyoruz. En büyük sorunumuz işsizlik, gençlerin içine düştüğü uyuşturucu tuzağı ama bu kadar yoksulluğun, yolsuzluğun olduğu bir yerde birisi, “Benim çok daha önemli bir meselem var, bütün yetkileri üzerimde toplamaya niyetliyim, kimse beni ve adamlarımı yargılamasın” dedi. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'de bir oylama yapılmıştı ve dokunulmazlıklar kaldırılmıştı. Şu anda getirmiş oldukları düzenlemede bırakın seçilmişleri, seçilmemiş olan, atanacak, Başkanın adamları dediğimiz, Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar, ömürlerinin sonuna kadar yaptıkları yolsuzluktan, hırsızlıktan, usulsüzlükten yargılanamayacaklar. Dokunulmaz olacaklar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Dün seçilmişlerin dokunulmazlıklarını kaldırdın ama bugün atanmış olan memurları ömürlerinin sonuna kadar dokunulmazlık getiriyorsun.
“SADDAM REJİMİNİN AYNISI”
Bütün dünyada yalnızlaşan ve gittikçe daha zor idare edilen bir ülkeye diktatör olmaya niyetlenen birileri var. Fiili olarak bize yaşattıkları bu düzeni anayasal güvence altına almak istiyorlar. Anayasal güvence normalde halk içindir ama buradaki anayasa aslında o'nayasal bir düzenleme yani kendi yapacağı ve işlemiş olduğu suçları örtmek adına bizlere dayattığı bir düzenleme. Bu düzenlemenin bir kişiye bile faydası yok. Saddam rejiminin aynısı. Saddam rejimi Saddam'a fayda getirdi mi? Bu düzenlemeyi isteyen kişiye de faydası olmayacak.
“ÜLKEYİ FRENİ OLMAYAN BİR ASANSÖRE BİNDİRMEK İSTİYORLAR”
Bir sürü padişahın içinde hep Fatih'i örnek verirler. Bizim tarihimizde bir de Deli İbrahim vardır. O Deli İbrahim Osmanlı'yı yöneten kişi olarak imparatorluğun başını belaya sokmuş birisidir. Yarın bir Deli İbrahim daha çıkmayacağının garantisi var mı? Bütün güçleri bir kişinin elinde toplamasının manası var mı? Kontrol mekanizması olmayan bir asansöre bu ülkeyi bindirmenin alemi var mı? Suç işleyen ve hesap vermemek adına bunu onaylatmak isteyen birileri var!
“KENAN EVREN'E GENİŞ GELEN ELBİSE
TAYYİP ERDOĞAN'A DAR GELİYOR”
12 Eylül anayasasının çok daha gerisinde bir düzenlemeyi bize dayatıyorlar. Biz 12 Eylül anayasasından memnun değildik ama Kenan Evren gibi bir askeri diktatör, “Bu bana yeter” dedi. Ama bugün o elbise Recep Tayyip Erdoğan'a dar geliyor. Çok daha geniş yetkiler istiyor. Kenan Evren askeri cunta lideriydi, o bunu beğenmişti ama bu beğenmiyor. OHAL döneminde bize dayattığı ve ülkeye reva gördüğü bir düzenleme.
“KENDİ SEÇTİĞİ HAKİMLER KARŞISINDA YARGILANACAK”
Anayasalar bir kişiye göre hazırlanmaz. Ortak mutabakat metinleridir. Herkesin uyacağı ortalama rejim düzenlemeleridir. Bugün bir kişinin hesap vermemek için kendine anayasa mahkemesi kurmak adına düzenlemeler getiriyor. Yarın sözüm ona yargılanacak. Kimin karşısında yargılanacak? Kendi seçtiği hakimler karşısında yargılanacak. Bizim vatandaş olarak kendimizi yargılayacak hakimi seçme özgürlüğümüz var mı ki yarın memur olarak atanacak Bakanlara kendi istedikleri adamlar tarafından yargılanma yetkisini verelim?
“18 MADDE ÜLKENİN GELECEĞİNE DİNAMİT KOYUYOR”
Bu defolu mal halk tarafından görülmesin diye konuyu başka yere çeviriyorlar. Eskiden trenlerde mal satanlar, cambazlık yapanlar malı saklar yanında bir sürü şey verirlerdi. “Seçilme yaşı 18 olacak, gençlerin mecliste yer almasını istemiyor musunuz, cumhurbaşkanının yargılanmasına Meclis karar verecek” gibi aldatmacalar içerisindeler. Hırsızlar ve kaçakçılar gece yarısı çalışır. Halktan kaçırmak için sabah 07.00'a kadar bu düzenlemeleri yaptılar. Baktılar ki halk bir şeyleri gördü. Bunun üzerine bir 20 gün bekletip, soğutup, durumu lehlerine çevirmek istediler. 18 madde bu ülkenin geleceğine dinamit koyuyor. Bunu konuşalım, sizde bunu anlatın diyoruz hiç savunacak bir tarafları yok. Onun için tüm haçlılar bizi düşman görüyor algıları içindeler. Koskoca Avrupa'da Müslüman bir Belediye Başkanının olduğu Rotterdam'da kavga çıkardılar. “Haçlılarla savaşıyoruz” diyorlar. Ya, el insaf! Müslüman bir Belediye Başkanını mı buldunuz bula bula? Hiç olmazsa kendinize başka bir yer bulsaydınız.
“BU ÜLKENİN TAMAMI SİLİVRİ CEZAEVİ GİBİ OLMASIN DİYE HAYIR'I ANLATACAĞIZ”
18 madde Türkiye'nin demokrasisini gasp eden bir düzenleme. Buna karşı durmak için komşularımızı mutlaka ikna etmeliyiz. Türkiye'nin dört bir yanında bunları anlatmaya çalışıyoruz. Anlatacağız ki bu ülkenin tamamı Silivri Cezaevi gibi olmasın. Hepimize sorumluluk düşüyor. Sandığa katılım oranı yüksek olduğu takdirde Hayır yüksek bir farkla çıkacaktır. Onun için bizim görevimiz bütün seçmenleri sandığa götürmek. Örgüt olarak sandıklara sahip çıkacağız.”
Hazal BAŞARAN