Pİyasaların hali pür melali malum, döviz fiyatlarının artması ile faizlerin de yükseliş trendine girmesi, özellikle inşaat sektöründe hedef kitlelerin satın alma sürecini durdurdu.
Bu süreçte işin maliyetler kısmı tüm sektörleri etkileyecek. Girdi ve inşa maliyetlerinin artması, likidite sorunları, finansman maliyetleri vs. gibi sorunlar tüm sektörleri ciddi anlamda bunaltacaktır. Kiminle konuşsam herkes çok dertli...
Türkiye geçmişte yaşadığı bunca badireyi atlattı atlatmasına da bu sefer durum farklı, ekonomik anlamda büyük bir saldırı yaşıyoruz.
İşin özeti ise şudur; global manyaklık zirve yapmış durumda...
***
İnşaat sektöründe demir, çimento, vitrifiye, mekanik, tesisat vb. gibi başlıklara girmiyorum bile, maliyetler aldı yürüdü...
Bugün satılan tüm mülkler bu maliyetlerle ve satış rakamları ile yerine asla konulamaz...
Devam edelim, hafta içinde basında yayınlanan sektöre yönelik haberlere göz atalım.
Emlakçılığa çözüm getirilmeli
Son olarak yapılan düzenlemelerden biri de Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılan düzenlemeyle, 5.Eylül'den itibaren belgesiz emlak işletmelerine ruhsat verilmeyeceği açıklandı.
Buna göre Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik'te yapılacak düzenlemeyle emlak sektöründe faaliyet gösterecek işletmeler için aranan şartlar belirlendi.
Bu kapsamda, 5 Eylül'den itibaren belgesiz emlak işletmelerine ruhsat verilmeyecek. Akşam Gazetesi'nde yer alan habere göre, işletmeler, yetki belgesi için gereken belgelerle birlikte Ticaret Bakanlığı il müdürlüklerine başvuru yapacak. Yetki belgesi, işletmenin bulunduğu yerdeki il müdürlüğü tarafından, oluşturulacak bilgi sistemi üzerinden verilip, yenilenip, iptal edilecek. Emlakçılar için yeni düzenleme 5.Eylül'de hayata geçecek ve 5 yıl süreyle geçerli olacak. İl müdürlüklerinin yetki belgesi vermek için gereken altyapıyı hazırlaması ve bilgi sistemini kurması gerektiği vurgulanarak, Emlak işletmeleri için 5.Eylül'den sonra yetki belgesi zorunluluğunun başladığını, yetki belgesi almak için de 30 metrekarelik işletmeye sahip olma, meslek odası kaydı, vergi mükellefi olma ve eğitim gibi şartlar getirildiği açıklandı. Mevcut emlak işletmelerinin ise metrekare ve eğitim gibi bazı şartlardan muaf tutulduğunu, mevcut emlakçılara çeki düzen getirilirken, temel sıkıntı olan bu işi kaçak yapanlara çözüm getirilmemesi sadece emlak danışmanlığına ait NACE koduyla kayıtlı işletmelerin bu işi yapmasının ve rekabetin adil olmasının sağlanacak olması hedefleniyor.
***
Tapu harcı desteği
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; gayrimenkul sektörünü hareketlendirmek amacıyla başlattığı faiz indirimine ek bir desteği de ‘tapu harcı indirimini' ilk satışlarda sürdürerek verecek. Bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca hafta başında konut sektöründe “Türkiye İçin Kazanç Vakti” sloganı ile başlatılan düşük faizli satışlara tapu harcı desteği de yapılacak.
İnşaat sektörünün elindeki stokların tüketilmesinin sağlanması amacıyla satışa çıkarılan konut ya da işyeri gibi gayrimenkulün bundan böyle sadece ilk satışında indirimli tapu harcı uygulaması getirilecek. Gayrimenkul satışlarında tapu harcının binde 20 yerine binde 15 olarak uygulaması 31.Ekim.2018 tarihinden itibaren sona erecek. Bu tarihten itibaren yeni bir düzenleme hayata geçirilecek. Yeni düzenlemede sadece gayrimenkulün ilk satışlarda geçerli olacak şekilde binde 15 oranında tapu harcı uygulanacak.
İkinci el gayrimenkul satışlarında tapu harcı kalıcı olarak binde 20'ye çekilecek.
***
Yabancılara vatandaşlık hakkı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yabancıların Türkiye'de 1 milyon dolar ve üzerinde fiyattan edindikleri gayrimenkul karşılığında Türk vatandaşlığı hakkı elde etmesindeki 1 milyon dolar şartının da 300 bin dolara esnetilmesi talebi masaya kondu.
***
5 kat sınırı
Kentsel dönüşüm konusunda getirilen yeni düzenlemeler hakkında konuşan eski bakan sayın Mehmet Özhaseki, mahallelere 5 katlı sınırı getirileceğini söyledi.
Akşam Gazetesi'nde yayınlanan bir habere göre Özhaseki Mahalle kültürüne dikkat çekerek, O mahalleler özlemlerimiz bizim. Düşük katlı evlerin bir meydanının olduğu o çevrede biraz ticaretin şekillendiği.. Sosyal tesislerin olduğu, işte orada okulun, caminin, mescidin olduğu yerler. Açılan sokaklar ve herkesin birbirini tanıdığı, merhaba dediği, gidip bakkalından alışveriş ettiği yerler. Şimdi kutucuklar içerisinde insanlar yaşıyor.. belediyelerin de kendi içerisinde plan yapma yetkisi var. Belediye Başkanı serbest hareket ediyor. İstediği yere, istediği kadar yüksek kat veriyor ve ortaya bir şey çıkıyor.
Parsel bazlı yoğunluk artışları artık yavaş yavaş olmuyor, hiç olmayacak neredeyse. Neyi kast ediyorum? Bir mahalle düşünün 1000 tane konut var 5 katlı hepsi aradan bir tanesi çıkıyor 25 katlı dedikoduyu nasıl önleyeceksiniz orada? Herkes başlıyor şimdi bunun bir meclis üyesi tanıdığı var oradan girmiş, adamını bulmuş vs. Bazen günahı olmayan belediye başkanı bile ortaya atılıyor hırpalanıyor. Bunu yasaklamak lazım işte. Mahalle bazlı veyahut da ada bazlı dönüşüm olması lazım. Kentsel dönüşüm yapılıyor vatandaşın evini yeniliyorsunuz, ama herkes şikâyetçi. Adamın evini şurada yıkıyoruz 8 kilometre öteden veriyoruz. Hatırası burada, komşuluğu burada niye 8-10 kilometre öteye götürürsünüz siz adamı? Yerinden verilmeli. Mahalle kültürüyle bizim özlem duyduğumuz o yapının oluşması sağlanmalı. Yeni yapılarda bunların hepsinin yasasını çıkarabiliriz.
İkide bir plan tadilatları Meclis'e gelmesin oynamayalım şu planlarla. Çünkü planlar yapıldığında bir hesap üzerinden yapılır. Burada kaç kişi yaşayacak kardeşim? 100 kişi. 100 kişiye lazım olacak okul, sağlık ocağı, otopark. 25 katlı yapınca 130 kişiye çıkıyor, ama yol aynı yol, okul aynı ve sıkışıklık başlıyor. Plan tadilatlarında eğer karşı tarafa siz bir artık kazanç sağlıyorsanız bunun değerini hesaplayalım kamu alsın diyoruz buna değer artış payı deniyor. Yani birisinin bir parseli var eskiden konut yapabilirken diyor ki, bak burası çok güzel bir alışveriş merkezi olur. İhtiyaç varsa yapılabilir bunu yasaklamayalım eyvallah. Ama bunu yaptığımızda ortaya bir değer artıyor ya 100 liralık malı, 1000 lira yapıyoruz ya karşı tarafa bir şey sağlamış oluyoruz. O zaman oradaki farkı tespit etsin komisyonlar. Bunu da kentsel dönüşümünde kullanalım, belediyelere bütçe olsun. İşte bütün bunların yasal hazırlığını ben teklif ettim.
İyi haftalar...